Ciddi mevzulardan daral geldi…
Biraz fındık kabuğunu doldurmayacak mevzulardan söz etmek istiyorum…
Mesela ne olabilir?
 
'Aşk' olsun…

Sanki gözleriniz parladı gibi geldi.
Gözlerinizin parlaması çok normal, benim de parlıyor şu anda çünkü…
Biraz da kızdınız bana.
Kızmayın; fındık kabuğunu doldurmayacak mevzu dediğim için aşkı basite almadım, anlatacağım…
 
'Aşk' fındık kabuğunu doldurmayacak mevzu tabi ki…
 
Bizler fındık kabuğunu dolduracak o kadar çok mevzu ile meşgulüz ki; sanki artık aşk, meşk mevzuları kenarda kıyıda bir yerlerde kaldılar. Sanki tatillerde yaşanacakmış gibi ya da boş zamanlarda…
Oysa sevdiğinin sıcaklığını hissetmek gibisi var mı? Ahh… Ahh...
Rüzgarla beraber o eşsiz kokusu burnuna geldiğinde; gündüz güneşle beraber, gece ay ışığı eşliğinde başını göğsüne yasladığı an…

‘Yaslan göğsüme sevdiğim, yaslan,
Ömrünü sana adadı bu aslan.’ Bak işte, ortam oluşmaya başlayınca şair bile olduk…
 
Havaya girmişken gel yağmuru da yağdıralım şimdi rüzgarın üstüne ki; sevgilinin nefes alıp verişi ile o huzur veren yağmurun sesi ve kokusu birleştiğinde değme keyfine gitsin… Bak yağmur diye bir şey varmış demek ki..!
Yoksa kopup gitmiştin bu hayattan, ciddi diye nitelendirdiğin mevzular yüzünden…
Dokunmaya başladı değil mi yavaş yavaş…
Hadi bakalım dokunmak deyince; o tenine dokunuşlarında anlamsızca duymuş olduğun huzur, dokunmaktan öte parmaklarını parmaklarının arasına kilitlediğinde…
Yine parmakların O ‘nun saçlarının arasında gezdiğinde kalbinin, ruhunun eriştiği makam, parmak uçlarını hafif hafif saçlarında hissederken karşı karşıya kaldığın o tarifi olmayan anla birlikte tenindeki yumuşaklığa, bakışlarındaki o masumluğa karşı koyamadığın o an.
 
Sadece dokunmak…
Dokunmanın yarattığı tuhaf etki…
 
Eşyalarına sinen kokusuyla kendinden geçtiğinde…
Her şeyin anlamlı bir bakışla başlayıp, bütün hayatını kaplaması...
Burada mıyız?
Aşk olsun size…
Nereye gittiniz ya…
Dönün bakalım…
Hayat filmini geriye sarmak mümkün değil…
Sıkıntıların arasında sevmek zorundasınız yoksa giden zamanı geri getiren olmadı, olamaz da…

''Aşk biterse yorulur insan
 Ben ne zaman ölürsem
 Neşet yoruldu desinler"
diyor ya halk ozanımız Neşet Ertaş...
Biz de yorulduk hakikaten ama ne yalan söyleyeyim aşk devam ediyor... Dolayısı ile demek ki hayatta devam ediyor... O zaman aşka devam... Yorulmadan, yıkılmadan yaşamaya devam...
Kafanız çok dağıldı sanırım…
Kırk yılın başı aşktan bahsedelim dedik, dağıldınız…
Hadi toparlanın, dağılmak yakışmıyor...
Size yakışanı yapın, dediğim gibi işte...
 
Aşk olsun size…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.