(*): Yazarımızın, 31. Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde 26 Ocak 2024 tarihinde TÜMÖD’ün düzenlediği “100. Yılda Ülkemiz” adlı etkinlik konuşması.
Değerli katılımcılar, hepinizi dostlukla selamlayarak sözlerime başlıyorum. Adalet ve Demokrasi Haftası olarak adlandırılan 24-31 Ocak arasında başta Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy olmak üzere yitirdiğimiz tüm yurtsever aydınlarımızı her yıl anmaktayız. Yitirdiğimiz tüm değerlerimizin huzur içinde yatarak, bıraktıkları eserlerle bizleri aydınlattıklarını biliyoruz.
Ülkemizde birçok alanda olduğu gibi geleceğimize yön veren eğitim-öğretim alanında da, 10 Kasım 1938 tarihinden bu yana geriye doğru gidiş başlamıştır. Eğitim sistemimiz özellikle günümüz siyasi iktidarı tarafından toplumsal yaşamı parçalayıcı, gericileştiren ve dincileştiren bir niteliğe büründürülmüştür. Ülkemizde yıllardır ve sistemli bir şekilde laik eğitim terk edilmektedir. Sürekli imam hatip lisesi ve ortaokulu açarak, aydınlanma sağlanamaz, sadece şeriata doğru yol alınır. Ülkemizin şiddetle bilime, teknolojiye ve üretime ihtiyacı varken, teknik meslek liselerini kapatarak, yerine imam hatip okulları açılmaktadır. Böylece laik eğitim sistemi yerine, dindar ve kindar nesil yetiştirmek için kollar sıvanmıştır.