Son günlerde ülkemizde yaşanan olaylar içeriğinde pek çok soru barındırıyor. Üstelik bu sorunlar, çözülemeyecek kadar karmaşık ve zor. Çözüm ancak İskender’in kılıcı ile olur gibi görünüyor. Kesin, kökten ve kalıcı olarak.
Yurdum insanı birbirini öldürmeye devam ediyor. Çocuklar, hayvanlar ve kadınlar yani zayıf ve savunmasız olanlar başta olmak üzere. Yine altı yaşında bir kız çocuğu öldürülüp gömüldü. Dokuz aylık bir bebeğe baba tecavüz etti, anne video çekip yanlışlıkla paylaşınca, olay ortaya çıktı. Sonra baba hapiste intihar etti. Yenidoğan çetesinin yaptıkları ise yoğun gündem içinde arada kaynamaya namzet. Ülkemizde insanlar cinnet geçirmiş gibi. Yozlaşma, çürüme artık son raddeye gelmiş. Rant uğruna değerlerimiz tek tek satılırken, ahlaki değerlerimiz de yok oldu.
Bahçeli terörist başı Abdullah Öcalan’ı TBMM’de konuşma yapmaya çağırırken, oyların yaklaşık yarısını alan Esenyurt Belediye başkanı, teröristlere yapılan muamele ile yatağından alınıp PKK’lılarla konuştu bahanesiyle gece yarısı operasyonu yapılarak hapse atıldı. Yerine kayyum atandı. Güya on senedir takip ediliyormuş. O zaman niye devlette onca zaman çalıştırdınız, niye aday yaptınız? Bu kara mizah değil de ne? Soru çok. Asıl nedenin rant olduğu konuşuluyor. Hukuk olmuş guguk.
Bir psikolog genç, işsiz olduğu için vekillerle görüşemeyince, TBMM’deki halkla ilişkiler binasının tepesine çıkıp intihara kalkıştı. Başkalarının psikolojisini tedavi etme eğitimi alan birisinin geldiği durum ne yaman bir çelişki. Gençlerimizin ümitsizliği artık nerelere gelmiş. Kimisi ülkeyi terk ediyor, kimisi canına kıyıyor, kimisi de kurtarılıp hastaneye götürülüyor.
Cumhuriyetimizin 101. Yılını yaşadığımız bu günlerde böyle mi olmalıydı? Atatürk ve silah arkadaşları ölümüne mücadele ederek kurdular bu ülkeyi. Bizler koruyamadık, onlara layık olamadık ne yazık ki.
Sorunların çözümüne gelince, şimdilik ufukta bir ışık görünmüyor. Onun için halkın ve muhalefetin tek vücut olması, bireysel ve parti çıkarlarını değil, ülke çıkarlarını düşünerek yola çıkmaları gerekiyor. Aynı Kuva-yı Milliyeciler gibi. Aksi halde ayağımızın altındaki yurt toprağı kayıp gidecek. Bari kalanları kurtaralım. Başka Türkiye yok!..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....