Trollerin Seçimlere Etkisi
Fatih Erbakan’a Yapılanlar!
Muhalefet İktidarın En Önemli Partneridir
Tarihe not düşmek ve ibret alınmasını sağlamak için birkaç hususu sizlerle paylaşmak istedim.
Muhalefet; milli olmak, istismarcı olmamak ve “işinin bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek” olduğunun bilinci ile hareket etmesi halinde ülke yönetiminde olduğu gibi herhangi bir iş ortamında da çok faydalıdır.
Bir işin alternatiflerini önermek, alternatifinin olduğunu belirtmek daha geniş perspektif katmak anlamına gelir ki bu da son derece faydalıdır.
Muhalefete çarpıcı o örnek,
Çağlayangil’in Tarihi ABD seyahati;
Bilindiği gibi Kıbrıs Barış Harekatı sonrası, ABD Türkiye’ye ambargo uygulamış buna karşı Türkiye İncirlik üssünü kapatmış, Afyon ekim yasağını kaldırmıştı. Tam o sıralarda Türkiye Dışişleri Bakanı Adalet Partisi Milletvekili de olan İhsan Sabri Çağlayangil ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ambargonun kaldırılması için ABD yönetimi ve senetörleri ile bir dizi görüşmelerde bulunmak için ABD’ye gider. Çağlayangil ABD yetkililerinden Ambargonun kaldırılması talebini iletir. ABD, Türkiye’nin talebini; senatodan geçiremeyecekleri gerekçesini ileri sürerler ancak Türkiye’den İncirlik üssünün tekrar açılması taleplerini de pişkince talep ederler. Çağlayangil işte tam o sırada taşı gediğine koyar; “sizde senato varsa bizde de muhalefet partisi Milli Selamet Partisi var İncirliği tekrar açmamıza asla müsade etmezler” der. Ve bunu Türkiye’ye döndüğünde Merhum Erbakan’a anlatır. Erbakan çok defa bu tarihi olayı tekrar anlatarak milli muhalefete ve milli görüş muhalefetine örnek verirlerdi.
Milli olmak samimi olmak kaydı ile işte muhalefet etmek tam da bu dur böyle olmalıdır.
Bu vesile ile; Kıbrıs Barış Harekatı ve Doğru Bilinen Yanlışlar!
1- Kıbrıs Barış Harekatı Ecevit’in İngiltere gittiği sırada Başbakan vekili olan Erbakan tarafından Kıbrıs çıkartması emri verilmiştir.
2- Barış harekatı bakanlar kurulunda CHP üyesi sadece iki bakan tarafından imzalanmış diğer CHP’li bakanlar Ecevit İngiltere’den dönünce imzalamışlardır. (İmzası bulunan Deniz Baykal’a birkaç defa gerçekleri ölmeden açıklaması çağrısında bulundum cesaret edip gerçeği açıklayamadı)
3- “Ayşe tatile çıksın” parolası harekatın ikinci safhasında verilmiştir. Karıştırılmakta ve sanki Kıbrıs çıkarma emri imiş gibi anlaşılmaktadır.
4- Kıbrıs Fatihi Karaoğlan sadece efsanedir ve koca bir yalandır!
5- Bunun yalan olduğunu kıbrıs çıkarma emrini Erbakan’ın verdiğini bilen “dilsiz şeytan” durumuna düşenler gerçeği söylememektedirler!
Bu tarihi gerçeği kısaca yazdım. Sizlere düşen gerçeğin peşine düşmek ve hakkı teslim etmektir!
Muhalefet anlayışımız; Layüsel tepki!
Şimdi gelelim günümüz muhalefet tavrı ve muhalefet edenlere gösterilmeyen müsamahaya;
Maalesef nerede ise muhalefet etmek salt “ karşı olmak” olarak olarak uygulanmakta ya da öyle olmasa da öyle anlaşılmaktadır. Ne yaparsa yapsınlar iktidarın yaptıklarını reddetmek şeklinde bir anlayışa kurban verilmektedir.
Böyle olunca da muhalefet etme eylemi milli mi? maksadın, “bağcıyı dövmek değil üzüm yemek mi” olduğu anlaşılamamaktadır. Muhalefetin çabası maksadı dışına çıkarılarak işe yaramaz hale getirilmektedir. Bu durum toplumu germe ötekileştirme aracı haline gelmektedir.
Öte yandan iktidar ya da muhalefet farketmeksizin taraftarları da muhalefetin tenkit veya önerilerinin içeriğine asla bakmadan, bakmış olsalarda “aslında öyle demek istemediler maksatları bahane ile iktidara saldırmak” gibi algılanma kolaycılığına girip destekledikleri iktidar ya da muhalefet farketmeksizin “ layüsel/dokunulmaz” hale getirmektedirler. Bunun ne ülkeye ne destekledikleri iktidar veya muhalefete hiçbir faydası olmadığı gibi doğru düşünmenin, bir meseleyi müzakere etmenin önündeki engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
Oysa karşıt görüşe zahmet edip biraz müsamaha ile yaklaşıp, acaba ne diyor? Dediğinin haklılık payı olabilir mi? Varsa bir yanlışlık bu vesile ile düzeltilebilir mi? Fırsatı ıskalanmakta ve tecrübe, teklif tenkit çöpe atılmaktadır.
Yani sadece siyasetçiler değil taraf olanların da kimseye tahammülleri kalmamış gözükmektedir. Taraflar bazen işi iftira boyutuna taşımakta “küfür” ile suçlamakta beis görmemekteler.
İttifaklar ve Fatih Erbakan’ın başına gelenler;
Son günlerde siyaset meydanında Sayın Fatih Erbakan’ın karşılaştığı durum böyledir ve ibretliktir. Troller adeta “atını, itini nallayıp” saldırılmış insaf ve akıl bir yana bırakılmıştır. Hatta o denli iş şirazeden çıkarılmıştır ki, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 50+1’e mahkum edilmesinin önümüzdeki süreçte Fatih Erbakan ve partisinin üstleneceği misyon ve rol dahi gözardı edilmiştir. Gün geldiğinde bu Trollerin arkasındakiler Fatih Erbakan’ın kapısını nasıl çalacaklar merak ediyorum!
Türkiye’nin Gazze konusunda aslında yapmak isteyip yapamadıkları görünen, mesela İsrail’e ihracat konusunda Sayın Erbakan’ın tenkit ve önerileri muhtemelen, en azından böyle olmasını murat ediyorum! iktidar için yapmak isteyip da yapamadıklarına “kamuoyunun taleplerini karşılamak, kamuoyunda zorda kalmamak gerekçesi ile yapmak istediklerini yapmaya bir fırsat olarak görülmelidir. Oysa Erbakan’ın tenkit ve teklifleri iktidar için “öldürücü” kabul edilmekle muhalefet talebi linç için fırsata çevrilmemelidir.
Neyse ki gecikmeli de olsa Sayın Erbakan’ın önerilerinin bir kısmı gerçekleşmiş İsrail’e yapılan ihracat kısıtlanarak bu konuda yüreği yananların yüreğine su serpilmiştir.
Dış ilişkiler bakımından da iktidar için Sayın Erbakan adeta paratonerlik yapmıştır. Tabi idrak edene!
Ayrıca öyle bir algı oluşturulmak isteniyor ki evlere şenlik! Sanki bir parti diğer partinin yedeği. İstedikleri zaman parti kendi kitlesini varoluş iddialarını bir yana bırakıp mevcut yönetimin emrinde ve onun galibiyetini temin etmekle memur görülebilmektedir. Hiçbir parti diğer partinin kazanmasını temin gibi bir görevi yoktur bilakis yönetime alternatif olmak gibi bir iddia ile meydana çıkarlarlar! Adama demezler mi; “Adam olsunlar da kazandıkları yönetim imkanını kaybetmesinler!” diye. İktidarı korumak muhalefetin görevi olmadığını bunlara nasıl anlatılır bilmiyorum. Bir de hakareti maharet sayan güruh var! Bu güruh utanmadan sıkılmadan hakaret etmeyi adamlık, bilgelik sanıyorlar! Yazık kendi cehaletleri idraksizlikleri içinde kıvrandıklarını asla öğrenmeyecekler!
İttifaklar süreci ve Fatih Erbakan!
Bu yerel seçimler ve devam eden süreçte, Fatih Erbakan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sayın Erdoğan’ı desteklemesinin sonucunda cumhurbaşkanlığının kazanıldığı, sayın Fatih Erbakan’ın cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçmeyip adaylığını sürdürmesinin ve seçimlere girmesinin sonuçlarını akıllarının ucundan dahi geçirme zahmetine girmeye tenezzül etmemekteler!
Ben unutanlara, unutmak isteyenlere hatırlatayım; Fatih Erbakan cumhurbaşkanı adaylığından çekilmeseydi sonuç ne olurdu?
Hikaye çok basit ama görmek isteyenlere, “vefa” mefhumunu unutmayanlara.
Yerel seçimlerde de durum bilinenin, medyada yağcı yardakçı çok bilmiş herbolo.ların, “güvendiğim kaynaktan aldığım bilgiye göre” diye söze başlayıp konuşmaları yok mu! Cahil herifler! Deprem olur bunlar konuşur ekonomik meseleler olur bunlar konuşur dış siyaset olur bunlar konuşur! Bunların izleyicilere saygısından geçtik kendilerine saygıları yok! Durum anlatılanların tam aksidir. Bundan emin olun. Aynen cumhurbaşkanlığı ittifakında olduğu nihaii görüşmeler ve elçilik yapmak gibi tarihi rol ve misyon üstlenmek gene şahsıma düşmüş ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gösterdiğimiz öncülüğü yerel seçimler de de göstermiş oldumuzu ifade ederek bir cümle ile yerel seçimlerde iktidarın özellikle İstanbul’da ittifakı istemediğini elçilik yapan olarak belirmek isterim. Tarihe not düşmek ve ibret alınması için kısaca anlatacağım. Aynen cumhurbaşkanlığı ittifakında olduğu gibi aynı zatı muhterem dostuma Sayın Erbakan’ın olurları ile gittim ve seçimlerde durumun ne olduğunu sorduğumda, İstanbul’u Ak Partin’in kesinlikle kanacağını yükseliş trendinde hatta 6 ila 8 puan önde olduklarını ifade ettiler. Ben kendilerine İyi Parti ve Dem Partisinin son dakika CHP yanında yer alabileceğini ifade ettiğimde ise; İyi Parti’nin kesinlikle kendi aday çıkaracağını Dem Partisine gelince simülasyon yaptıklarını Dem partisinin ittifak yapması halinde 5 puan katkı yaptığını ancak 5 puan da götürdüğü için nötr olduğunu ifade ettiler. Ben kendilerine bunun böyle olmadığını düşündüğümü Fatih Bey’in İstanbul adaylarını açıklamayı İstanbul’da ittifak ihtimaline karşı geciktirdiğini İstanbul’dan iki yakadan birer ilçenin YRP’ye verilmesi halinde Büyükşehir adayı çıkarılamayacağını ifade ettiğimde ise; Ak Parti’nin ilçe adaylarını açıkladığını onun için adayları çekmelerinin mümkün olmadığını söylemeleri üzerine kendilerine ise; “ iyi de siz cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Fatih Bey’in hemen çekilmesi gerektiğini söylemiştiniz! Bu nasıl oluyor siz ilçe adayını çekemeyiz diyorsunuz” diye cevap verdim. Ve ilave ettim İstanbul’un kaybedilmesinin sorumlusunun kendileri olacağını ama malesef elinizde medya olduğu için YRP’yi ve Fatih Bey’i suçlayacaklarını kamuoyunu yanıltacaklarını ifade ettim. Ve son söz olarak kendilerine emeklinin durumunda iyileştirme yapmazsanız sizi Fatih Erbakan da kurtaramaz dedim. Ayrıca Sayın Erdoğan’ı yüzde 6 ila 8 öndeyiz diyerek yanıltmayın. Sizler böyle söylerseniz sayın Erdoğan ittifaka gerek duymaz diye de uyardım.
Durumu özet olarak ifade etmiş oldum.
Aynen tahmin ettiğimiz gibi seçimler sırasında Sayın Erbakan ve partisi hakkında söylemedikleri bir şey kalmadı. Umarım Türkiye sathında seçim sonuçları iyi değerlendirilerek bundan gerekli dersler çıkarılmış olsun!
Demek ki Neymiş Trollerin Şovu Seçim Kazandırmıyormuş!
İbret alınmalı
Siyaset yapanların unutmamaları ve akıllarına kazımaları gereken; algı ile yalan ve yanıltma ile biryere varılmadığı “yalancının mumu yatsıya kadar” sözümüzü unutmamak gerektiği ve trollerin çokluğunun seçim kazandırmadığı anlaşılmış olsun. Ayrıca CHP de bilmeli ki vatandaş kendilerini, “bir de CHP yönetsin de görelim” diye göreve getirmemiştir mevcut yöneticileri göndermeye karar vermiştir. CHP yöneticiler kesinlikle bilmelidirler ki vatandaşların kahır ekseriyeti CHP’ye güvenmez ve ülke yönetimini vermez! Onu da CHP sorgulasın! Neden böyle diye!
Ez cümle taraftarlık gözünü gönlünü kulaklarını muhalefete kapatmak olmamalı. Muhalefet etmek “düşmanlık yapmak” değildir. Muhalefet etmek, anlayana iktidar için “ayna” demektir. İktidar muhalefetin hazırlık yaparak bilgiye dayalı gerçekten üzerinde çalışılmış önerileri fırsattır. Çok değerlidir.
Fikirlere, tekliflere değer verilsin geleceğimiz aydınlık olsun.
Vesselam..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....