Ülke ekonomisi geçmişinde böylesine kriz yaşamadı. Aslında bunun adı kriz de değil. Bunun adı gerçek anlamda ekonomik buhran... Kur korumalı mevduat uygulamasının başladığı gün krizin daha çok büyüyeceği günler de başladı. O gün kamu bankası genel müdürleri bir sürü küçük tasarruf sahibi kişinin de zararlar etmesine neden oldular.
Göreve atanan Merkez Bankası Başkanları “Cumhurbaşkanı faizi sevmiyor” diyerek inadına faizleri düşürdüler ve faizler düşürüldükçe döviz de yerinde durmadı. Kur korumalı mevduat ilan edildiği gün 11 TL seviyelerinde olan USD bugün 32 TL. yani % 300 artmış.
Dövizi frenlemek için Mehmet Şimşek Ekonomiden Sorumlu bakan olarak göreve getirildi.
Merkez Bankası Başkanı görevinden ayrıldı BDDK Başkanı yaptılar. ABD’de yatırım bankasında görev yapan Hafize Gaye Erkan isimli kişiyi Merkez Bankası Başkanı yaptılar. Gelir gelmez faiz artışı yaptılar. Görevden alınana kadar her ayın 3. haftasında alınan faiz karar toplantılarında 250 baz puan artırdılar. Sonra kendisinden rahatsız olanlar senin görevin buraya kadar dediler, yerine kendi getirdiği ve yardımcısı yaptığı Fatih Karahan’ı Merkez Bankası Başkanı yaptılar.
ilk toplantısında faiz artırmadılar. Sonrasında 500 baz puan artırdılar. Merkez Bankası politika faizi % 50 oldu. Döviz düşer gibi yaptı ancak yeniden ayağa kalktı. Çünkü enflasyon oranı TÜİK tarafından doğru açıklanmıyor. Gerçek enflasyon çok basit mantıkla 2023 Mart ayı Mazot fiyatı: 20 TL, Bugün 43 TL.. Artış oranı %115… Diğer ürünlere bu orandan daha fazla yansıdı artışlar. Biz gene de % 115 oranı baz alırsak politika faizi ile Merkez Bankası oranı farkı: % 65. Ülkede üretimden gelen düşme tedbiri alınmazsa faizin en az % 115 olması gerekir.
İktidarın yapması gerekenler aşağıdadır.
1. Milyarlarca Lira kar eden ve çok düşük oranda vergi verilmesine neden olan yatırım teşviklerini gözden geçirmeliler. Örneğin: 32 milyar kar eden FORD sadece 134 milyon vergi ödeyecek. Bunun gibi örnekler çok sayıdadır.
2. Acı reçete içirmek çok kolay 1980 24 Ocak kararlarından beri. Nedense vatandaşta, inadına acı reçete içirenleri 44 senedir sürekli iktidar yaptı.
İktidar bir an önce üretim konusunda gerekenleri yapmalıdır.
3. Vatandaşın gıda ürünlerini pazarlarda satılmasını sağlayan kabzımal ve toptancı sınıfı aradan çıkarılmalıdır. Devletin kendisi üreticiden ürünleri almalı ve pazara gitmesini sağlamalıdır. Halleri devlet işletmelidir. O zaman fiyatlar % 60-70 aşağıya düşecektir.
4. Dar gelirli vatandaşlara konutları müteahhitlere ihale vererek değil doğrudan TOKi kendisi yapmalıdır. O zaman konut fiyatları da düşer kiralarda düşer.
5. Haftaya Belediye seçimleri var ve adayların tamamı vatandaşa yalan söylüyor. Yerine getiremeyecekleri sözler veriyorlar. Hangi bütçeler ile bu vaatleri yerine getirecekler anlatan bir tane aday yok.
İlk dört belediyenin 2022 senesi bilançolarını inceledim.
Sayıştay raporundaki bilançolara göre 2022 senesindeki nakit veya nakde dönecek kıymet durumları aşağıdadır.
İSTANBUL BELEDİYESİ: 51 MİLYAR TL ekside.
ANKARA BELEDİYESİ: Ankara belediyesi 6.5 MİLYAR artıda . Ankara belediyesi iyi yönetilmiş.
İZMİR BELEDİYESİ: 15.5 MİLYAR TL ekside.
BURSA BELEDİYESİ: 4.3 MİLYAR TL ekside.
Dört belediye içinde sadece ANKARA BELEDİYESİ başarılı olmuş borç yönetiminde.
Ankara adayları dışındaki diğer şehirlerde çok ciddi eksi miktarları düzeltme vaatleriniz neden hiç yok.
Bir tane aday da şunu demiyor. “Öncelikle kötü olan bilançoları düzeltecek tedbirleri alacağım..” Sonrasında yapılacak vaatleri sıralamıyor.
Kredi faizleri almış başını gidiyor. Vaat ettiklerini yapmaları için kredi kullanmak zorundalar. Kullanılacak borçları daha çok artıracaktır. Bunları dikkate almadan başkan olur da belediye yönetirseniz iflas bayrağını da çekersiniz.
Millet gerçekleri ve doğruları söyleyen adaylara bir dönem daha hasret kalacak sayenizde sayın adaylar.
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....