Bodrum’dan Ankara’ya gidiş, Brezilya’dan Moskova’ya gitmeye benziyor. Sıcaktan soğuğa yani..
Gerçi Ankara’nın o eski soğukları da yok şimdi. Sadece insanların yüzü soğuk. Öyle pek gülene rastlamak zor. Oysa biz gülmeyi her şartlarda bilen bir toplumduk. Ne oldu bize böyle? Ne olmadı ki diye sormak daha doğru olacak. Siyasetin merkezine uçuyoruz diye hemen siyasete dalmayalım. Gerçi uçakta Ankara’dan vize almaya koşan hayli siyasiye rastladım. Ankara yönetimi bekletmekten hoşlanıyor olmalı. Memur zamlarını, emekli maaşlarındaki artışı, öğretmen atamalarını filan nasıl uzun süre beklettiyse, kritik yerlerin aday isimlerini de öyle bekletiyor.
Önce şu uçak fiyatlarındaki pahalılıktan başlayalım. Türk Hava Yolları burnundan kıl aldırmıyor. Pegasus’un ucuza uçtuğu yerlere, iki-üç misli fark yazıyor. Anadolu Jet de çıtayı hayli yükseltmiş. Bu durumda ancak gece yarısı uygun fiyata uçabiliyorsunuz. Gerçi paralı Karayolları da farklı değil. İstanbul’dan Ankara’ya yakıt hariç, uçaktan fazla ödüyorsunuz. Her şey para oldu ya günümüzde. Hatırlatmak için yazmıyorum, yoksa teneffüs ettiğimiz havadan da vergi alacaklar. Para bitti, baksanıza Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de ‘tasarruf’tan başka çare ve öneri getiremiyor işte.