Kadın cinayetleri şeklinde adlandırılan bu kara eylem, cinsiyet temelli bir şiddet türü olup kadının sırf kadın olduğu için öldürülmesini ifade eder.
Genellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu olumsuz tamlama, eril şiddetin en aşırı biçimlerinden biri...
Kadın cinayetleri, aile içi şiddet, töre-namus cinayetleri, cinsel saldırı gibi çeşitli sebeplerle işlenebilir. Bu tür şiddet olayları, kadının bedenine, hayat tarzına ya da bireysel haklarına yönelik bir müdahale olarak da nitelendirilir.
Türkiye’de kadın cinayetleri, özellikle son yıllarda ciddi bir sosyal yara haline gelmiştir. 2000'li yıllardan itibaren, kadına yönelik şiddet ve cinayetler artmış, bu problem eğilinmesi gereken öncelikli bir konu olarak öne çıkmıştır.
2010’lu yıllardan itibaren Türkiye’de kadın cinayetleri sayısında dramatik bir artış gözlendiğini biliyoruz.
Adli raporların çoğu zaman karartılmasından dolayı gerçek rakamlara ulaşmak güç dahi olsa katledildikleri kayda geçen kadınlar için açılan “anıt sayaç sitesi” verilerine göre 2008 yılında sadece 68 olan kadın cinayetleri sayısı, 2024 yılının ilk 10 ayında 300’ü aşmıştır.
Bu cinayetlerin büyük bir kısmı, kadınların yakın çevresi, eşleri veya eski eşleri tarafından işlenmiştir. Cinayetlerin temelinde boşanma talebi, ilişkiyi sonlandırma isteği, ekonomik sebepler ya da namus yaftasıyla kadının kontrol altına alınma çabaları yer almaktadır.
İşlenen cinayetlerin cezalandırılmalarındaki aksaklıklar da cabası...
Failin iyi hâl indiriminden yararlanması, ceza sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin göz ardı edilmesi ve yasal boşluklar gibi unsurların bu şiddet türünün yaygınlaşmasına zemin hazırladığı ortada…
Kadına yönelik şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun önemli hukukî araçlar... Ancak ideolojik takıntılar ve farklı propagandalarla Türkiye'nin 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede endişeleri arttırmıştır.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için güçlü bir mücadele gerekiyor.
Yazının başından beri atıf yaptığımız “toplumsal cinsiyet eşitliği” konusunda da bilgi verelim.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve erkeklerin toplumsal, ekonomik, politik ve kültürel hayatın her alanında eşit haklara, fırsatlara ve kaynaklara sahip olması durumunu ifade eder.
Bu kavram, bireylerin cinsiyetlerine dayalı ayrımcılığa maruz kalmadan, eğitim, iş gücü, sağlık, hukuk, siyaset başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında eşit muamele görmelerini hedefler.
Konu uzun ve derin…
Çok şükür ki bu konularda kafa yoran, sorunları gözler önüne seren insanlar, onların çalışmaları ve hatta eserleri var.
Bursa Arena ailemizin kıymetli yazarlarından Aytaç Yıldız Bozkurt da onlardan biri…
Aytaç Hocamız, “Porça” ve “Salyangozda Yaşamak” romanlarında akıcı kalemi, kadın inceliği ve kendine has nahif bakışı ile iki farklı kadının farklıymış gibi görünen ama aslında aynı sorunlarla cebelleşmekten kaçamadıkları dünyalarını anlatıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Bu arada kadınlar konusunda dikkat çekilmesi gereken bir diğer konu da meme kanseri konusu…
Bilindiği gibi “1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı” ve bugün 31 Ekim…
Bu konu da kadın cinayetleri gibi herhangi bir zaman dilimine sığdırılamayacak kadar önemli olduğundan bu yazıyı bilhassa bugüne sakladım!
Çünkü “erken teşhis hayat kurtarır” sadece bir slogan değil, hayatî bir gerçekliktir.
40-69 yaş arası kadınlar, Sağlık Bakanlığına bağlı Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) içinde yer alan Ketem (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) biriminde meme kanseri taramalarını ücretsiz olarak yaptırabilirler.
Yanı sıra bu merkezlerde 30-65 yaş arası kadınlar için HPV (Rahim Ağzı Kanseri) taraması, 50-70 yaş arası kadın-erkek tüm vatandaşlara yönelik kalın bağırsak kanser taraması için GGT testi de yapılmaktadır.
Ayrıca Sağlıklı Hayat Merkezlerinde uzmanlarıyla şu hizmetler yine ücretsiz olarak verilmektedir.
* Diyetisyen
* Psikolog
* Fizyoterapist
* Sosyal Hizmet Uzmanı
* Çocuk Gelişim Uzmanı
* Spor Salonu
* Sigara Bırakma Polikliniği
* Gebe Bilgilendirme Sınıfı
* Ağız ve Diş Sağlığı Taraması
* Kronik Hastalık Polikliniği
Bursa’da hizmet veren sağlıklı hayat merkezlerinin iletişim bilgilerine İl Sağlık Müdürlüğünün şu adreslerinden ulaşabilir, direkt başvuru, arayarak veya aile hekiminiz yoluyla randevu alabilirsiniz.
Buradan emekli olmadan önceki son kurumum olan Yıldırım 2 numaralı Sağlıklı Hayat Merkezi-Ketem’de çok önemli bir görevi, büyük bir özveriyle gerçekleştiren tüm eski mesai arkadaşlarıma selamlarımı gönderiyorum.
Farkındalık ayı bitti belki ama fark etmemiz gerekenler bitmedi.
Kanser de…
Kadına ve çocuğa karşı şiddet, hatta terör de…
Haftanın Notu:
Kadınlar, çocuklar, hatta son çete olayında gördük ki bebekler de tehdit altında… Sınırlar delik deşik… Ülkenin sayılı bilim insanlarının görev yaptığı göz bebeği kurumlardan biri başkentte terör saldırısına uğruyor, insanlarımızı kaybediyoruz.
Bu ülkede iktidar var değil mi?
İktidar ortağı çıkıyor, “terörist mecliste konuşsun” deyip katili meclise çağırıyor. Durur mu ana muhalefet lideri? O da buna karşı “el arttırıyor.”
Bu ülkede muhalefet var değil mi?
Son soru:
Burası “Türkiye Cumhuriyeti” değil mi?
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....