ABD’li zengin Trump 2016 seçimlerinde Başkan adayı olduğu zaman seçimi rakibi Hillary Clinton’un kazanacağı düşünülüyordu. Hatta Türkiye’deki bazı gazeteler seçimi Hillary’nin kazandığını yazdılar. Daha sonra gelen haberler sonucunda Trump’ın başkalığı kazandığı ortaya çıktı.
Olayın perde arkası ise şuydu: Seçime 15-20 gün kala ABD Kiliseler Birliği Başkanı olan Kardinal bir basın toplantısı yaparak, Hillary denen kadının “şeytana taptığını” ve kilise için çalışacak olan Trump’a oy verilmesini Amerikan Halkından istedi. Sonuçta Hillary 10 puan önde giderken, Trump oy farkını kaybetti. 800 Bin oy fazla alarak ABD Başkanı oldu.
2020 seçimlerinde ise pandemi ve polisin bir Afrika kökenli Amerikalıyı öldürmesi ile ortalık karıştı. Joe Biden’in son eyaletteki zarfla gelen oylarla seçim kazandığı ilan edildi ve Joe Biden başkan oldu. Trump bunu unutmadı ve yeniden ABD Başkanlığına aday olacağını duyurdu.
Temmuz ayında suikastı atlatırken, kilisenin uğursuz kabul ettiği 13 Temmuz’da olayın meydana gelmesi ilginçtir. 13 rakamı Hz İsa ve 12 Havarisini temsil ediyor. Trump bu arada golf oynarken, yeni bir suikast girişimini atlattı. Kalaşnikov tüfekli bir adam yakalandı. O zaman Trump küreselcileri o kadar rahatsız ediyor ki kazanmasın diye suikastlar düşünülüyor.
Hıristiyanlık Paganizme Karşı
Demokratlar tarafından son anda aday ilan edilen Kamala Harris Hindistan kökenli ve Hıristiyan değil. Pagan dinine mensup. Hindistan’a giderek oradaki tapınaklarda ayinlere katıldığı biliniyor.
O yüzden aranan kadın başkan rolü için iyi bir örnek olarak gösteriliyor.
Trump ise ilk seçimde kilisenin desteğini almıştı. Büyük ihtimalle yine bu destek sürecek gibi görünüyor. 2018 yılında İzmir’de casusluk nedeniyle yargılanan Rahip-Misyoner Bronson için Türkiye’yi tehdit etmiş, ekonomimizi bitireceğini ifade etmişti. Bronson mahkemece serbest bırakıldıktan sonra onu Beyaz Saray’da ağırladı. Böylece kiliseye karşı bağlılığını bildirmiş oldu.
İşte bu noktada Hıristiyanlık 2000 yıldır mücadele ettiği “Şeytan” ve onun taraftarlıyla ABD seçimlerinde karşı karşıya geliyor.
Trump ve Kamala Harris tercihinde bizim için kötünün iyisi olmasıdır. Trump kazandığında İsrail’e dur diyebileceğini ve Gazze’deki savaşı durduracağını söylüyor. ABD halkının parasının Ukrayna’ya verilmesini de engelleyecek olan Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı da bitirmeyi planlıyor.
Kamala Harris ise “güçlü ABD” diyor ve bunun için de gerekirse “nükleer savaş” tan bahsediyor.
Putin geçtiğimiz günlerde Ukrayna’ya verilen güdümlü füzeleri kastederek, “NATO bizimle savaşıyor” dedi. Bu durumda da savaşın seyri nasıl olabilir? O zaman Ukrayna’ya güdümlü füzelerle saldırması da normal olacaktır.
Onun için Kasım ayındaki ABD seçimlerinde Kamala Harris kazanırsa, 2030 Planları hız kazanacak. Trump kazanırsa bu durum yavaşlayacak.
Bu arada ABD’den Trump tarafından gelen bir bilgiye göre Trump Başkan seçildiğinde “Chemtrails” yani “havadan ilaçlama” yaptıran üst düzey bazı görevlileri, görevden alarak yargılayacağının konuşulmasıydı. Ki bu konu, havadan ilaçlamaya senelerdir maruz kalan Türkiye için de önemli bir gelişmedir. Yani Trump’ın kazanması dünya insanları için önem taşıyor.
Avrupalıları da ilgilendiren başka bir konu da Rusya'dır. Putin NATO ile Nükleer Savaşa girerse ilk hedef ülkeler, Almanya-İngiltere ve Fransa olacaktır. Bu da Avrupa’nın yıkımını getirecektir.
O yüzden ABD halkının Trump ile yola devam etmesi önemli diyoruz..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....