Yoruldum Dünya
Ot yedim
Et yedim
Halt yedim
İsledim, pisledim toprağına taşına
Acı çektim tatlı dedim
Yumak yumak ip eğirdim
Ağrısız başıma bilmeden çorap ördüm!
Yol götürdüm
Hasret getirdim…
Aldım aldım doldurdum
Aldım sattım doldurdum
Kucağıma, kursağıma
Otağıma, aşıma…
Ağaç diktim, çiçek diktim
Buğday ektim
Yedim yedim kimselere vermedim
Bir türlü nimetine doymadım!
Taş taşıdım, harç kardım
Bina diktim, yol yaptım
Bir’e aldım yüze sattım
Bıkmadım usanmadım
Sıkılmadım arlanmadım
Utanmadım uslanmadım
Yoruldum artık dünya!
Geç fark ettim
Boş olduğunu her şeyin
Bıktım artık;
Kışından yazından
İnişinden yokuşundan
Yalanından dolanından
Hanından hamamından,
Helalından haramından
Balta tutan ağaç kesen elinden
Hoş bilmeyen dost bilmeyen
Ateş kusan dilinden
Özentisiz dokunan halından, kiliminden
Kıymet bilmez dost görünen
Sahte gülüşünden
Bir kurtulsaydım elinden!
Bir şişirimlik hava verdin içime
Ağlayarak geldim gelirken yeryüzüne
Bir nefeslik hava vardı emanet, ciğerimde
Onu da giderken sana geri verdim!
Bir ömür geldi geçti ah ile of ile!
Ne ağlayabildim, ne gülebildim
Soranlara iyiyim diye
Yalan yere birde yemin ettim!
Çıplak geldim, çıplak gittim
Temiz geldim, kirli gittim
Sırtımda bunca günahla
Yalan dünya seni terk ettim!
Gerçek miydi rüya mıydı ?
İnan ki bende bilemedim!..
12.1.2018