Evet... haykırıyoruz ve diyoruz ki, biz ne zaman kendi değerlerimize kendimiz sahip çıkacağız... Batı Trakyadaki her alandaki tarihi ve kültürel değerlerimiz gün be gün geçtikçe tahrip ve yok ediliyor... Köy mezarlıklarındaki mezar taşlarımız bile, birer birer kimseye hissettirilmeden boşaltılıyor...
Kendi köyümde köy meydanındaki mezarlık da küçük çocuk iken mezar taşlarının çokluğundan içinde kayboluyorduk... Mezarlıkda saklambaç oynuyorduk. Bu sene gittiğimizde bir baktım ki mezarlıkta mezar taşlarınızın azaldığını gördüm.. Hemen mezarlığa girdim bir kaç tane mezar taşını resim çektim...
Üç hafta köyümde kaldım, havaların karlı olması ve mezarlığımızın da çok çamur olması nedeniyle mezar taşlarını resim çekemedim...
Üçyüz senelik bir mezar taşı
Batı Trakya’da "akıllı kardeşlerime" bir tavsiyem var... Artık bizim birimizle uğraşmanın zamanı çoktan geldi ve geçti bile... Biz bir birimizle uğraşırken kendimize ait olan değerleri bir kenara bırakıyoruz... Ahmet, Mehmet şu veya bu kavgasını bir kenara bırakalım... Zaten bizi azınlık içinde, küçücük azınlık gurupları halinde param parça etmişler...
O şucu, diğeri bucu gibi bir birimize karşı karalama kampanyası başlatmışız... Bu gibi basit şeyler bize fayda getirmez, aksine bizi birbirimizden koparır, birlik beraberliğimizi de zedeler... Bu gibi karalama kampanyaların öncülüğünü yapanlara çok dikkat edelim... Muhakkak ki bunların bir kısmı bir yerlerden menfaat temin edebilirler veya edenler tarafından da kullanıyor olabilirler... Böylece de bunlar, kendilerine göre görevleri de ifa etmiş oluyorlar... Batı Trakya’da bizim dışlanacak kıra atılacak insanımız yok... Bizim gibi düşünmüyorlar, bizim gibi yaşamıyorlar diye onları dışlayacak değiliz...
Biz de diyoruz ki; Batı Trakya Türkleri tek yürek tek bilek olmalıdırlar... Ama nasıl ?.. Arkadaşlar nerede karşılıklı sevgi, saygı varsa, orada itiat ve itimat vardır...İtaat ve itimatın olduğu yerde disiplin vardır... Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde de başarı elde edilir... Biz, başarı elde etmek istiyorsak önce biri birimizi sevmeyi ve saygı duymayı öğrenmeliyiz ki kendi aramızda birlik beraberliğimizi sağlayalım... "O da kimmiş", "bu da kim oluyormuş" gibi safsataları bırakalım... Hiç kimse bir birini ezmeye karalamaya çalışmasın, bu millet aptal değil, herkes her şeyin çok güzel farkında... Siz bakmayın bu milletin sustuğuna... “Söz gümüş ise sükut altındır” diyor... Kişi hangi partiye ve hangi idolojiye sahip olursa olsun, Batı Trakya Türklerinin davası tektir...; O da Yunan vatandaşı olarak yasal, anayasal ve azınlık haklarına birlik de sahip çıkmaktır...
Lider ve önder pozisyonunda gördüğümüz ve arkasında durduğumuz kişileri birazcık olsun ateşlememiz lazım... Hatta kendilerini gittikleri yerlerde siz bu güne kadar Batı Trakyamız için ne yaptınız gibi medeni bir şekilde sorular sorma cesaretini gösterelim... Tabi bu yapılırken de bir sataşma şeklinde olmamalı... Soru soracak kişilere peki siz ne istiyorsunuz denildiğinde, örnek olarak somut bir şekilde alternatifler sunmanız gerekir...
Bizim Batı Trakya da önde görünen veya köylerimizde öncülük yapan kardeşlerimize de bir önerimiz var... Geç kalmış değilsiniz... Gençler boş durmayın... Herkesin cebinde şu anda akıllı ve güzel resim çeken cep telefonlarınız var... Bir gün güzel güneşli bir havada şöyle köy mezarlığına gidiniz... Orada mezarlarda yatan insanlarımızın ruhuna birer fatiha okuyunuz... Ayrıca asırlar önceki büyük dedelerimizin dedelerine ait olan mezar taşlarını fotoğraf çekiniz... En azından bunlara sahip çıkmış olursunuz... Elde belge olur hiç olmazsa.. "Atalarınızın mezar taşları" dahi çalınsa, elinizde birer örneği bulunmuş olur... Hem de hak ve iddia sahibi olursunuz... Hatta bunu yaparken bir kişi değil, bir çok kişi olarak gerçekleştirmeye çalışın.... Ben değil, köy gençleri olarak biz yaptık diyebilmelisiniz ki tarih sayfalarında yer alasınız...Daha sonra bunların kitaplaştırılması kolay hale gelmiş olur...
Ümit ediyorum ki bu sesimize diğer köylüler de kulak verirler ve sesimizi duymuş olurlar... Her köyün kendine has bir tanıtım kitabı olmalı... Gayet tabii köylerindeki eski mezar taşlarına ve diğer Türk tarihi eserlerine de bu tanıtım kitabında yer verilmeli... Bizim asıl tapularımız onlardır..
Bizim şimdilik asıl talebimiz Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç ve bu illere bağlı ilçelerdeki "azınlık ileri gelenlerinden" olacaktır... Bu şehirlerdeki bizim büyük dedelerimizin dedelerinin mezar taşlarının okunması, tercüme edilmesi ve bu mezar taşlarının bir kitap da toplanması... Yıllardır bu yapılamamış... Veya yapılması engellenmiş...Ümit ediyorum ki bu çalışma yıllardır bizim merakımız olan bir konuya da ışık tutacaktır... Bizim mezarlıklarımızda muhakkak ki ilk gelenlerin mezar taşlarından nereden nereye geldiklerine dair muhakkak ki bazı ifadeler mevcuttur....
Ayrıca kitaplardan da edindiğimiz bilgilere göre Batı Trakyamızda çok iyi yetişmiş ilim adamları, diplomat, bürokrat olarak devlet adamlarımız olduğu malumumuzdur... Ama bunların mezarlarının şu an nerelerde olduğu dahi bilinmiyor... Bilenler varsa lütfen bizleri de aydınlatsınlar...
Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Başbakanlık, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Genel kurmay Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı yapmış insanlarımızın isimlerine rastlıyoruz...
Biz şimdilik Batı Trakya Türkleri önderlerimizden veya sağda solda Batı Trakya Türkleri adını kullanarak pirim yapanlardan bunların yapılmasını kendilerinden istirham ediyoruz... Önce bu işe Şehir mezarlıklarından başlanmalı... Daha sonra birileri çıkar bunları yaparsa sakın bunlara karşı çıkmayın... Biz yapamadık onlarda yapamasın denilmesin...
Biz, öncü olarak ve bir örnek teşkil etmesi açısından, Özcan Nuri Hüseyin ve Orhan İsmail ile bütün güçlüklere rağmen, BATTAM (Batı Trakya Türkler Araştırma Merkezi) yayınları olarak; Batı Trakya'mızın 1500'lü yıllarının tarihini “Batı Trakya Camileri ve Hazireleri” adlı bir kitap da topladık... Ayrıca Batı Trakyamızın bilinmeyen konularını da 15 ayrı kitapta da anlattık...
İş yine bize düşerse bütün güçlüklere rağmen göğüs gererek bu göreve seve seve hazırız..; Yeter ki ilgili kurumlar bize bu görevi versinler...