Bursa Arena E'Gazete
2024-03-11 03:18:34

Yargısız İnfaz..

HİKMET ÖCAL

11 Mart 2024, 03:18

Sevgili Okuyucularım, hatırlayanlarınız olacaktır: seksenli yılların ortalarıydı, Türk Doktor Ziya Özel, zakkumdan elde ettiği ve açılımı Nerium Oliender olan (NO) ekstresinin vücudun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini açıklamış ve bu sayede Kansere karşı çok daha büyük bir güçle savaşabileceklerini söylemişti.

Bulduğu formülü uygulayarak, özellikle görev yaptığı Muğla ve yöresinde farklı türlerde çok sayıda Kanser hastasını sağlığına kavuşturmuştu. Kavuşturdu kavuşturmasına ama tahmin edeceğiniz gibi, bunu yapmakla dünya tarihinin en büyük belası olan bu amansız hastalığa karşı vücutta mükemmel bir kalkan oluşturmasının bedelini, yerden yere vurularak fazlasıyla ödedi...

Seksenli yılların sonuydu.

Ziya Özel ve onun bir şarlatan olduğunu gazetelerde, televizyonda bas bas bağıran profesörlerin katıldığı bir açık oturum düzenlenmişti. Bu programda, her şeyden önce dikkatimi çeken, sunucu programın başlangıcında katılımcıları tanıtırken iki profesörün Ziya Özel'e kanımı donduran düşmanca bakışlarıydı.. Diğerlerinin bakışlarının da dostça olduğu söylenemezdi.. Sunucu sözü Ziya Bey'e verdiğinde, beyefendinin vücut dili anlatacaklarının doğru olacağının sinyallerini vermekteydi. Son derece özgüvenli bir şekilde konuşmaya başlayarak, yıllardır üzerinde çalıştığı NO Ekstresinin ne olduğunu, o güne kadar hangi çalışmaları yaptığını ve bu çalışmaları uyguladığı; tıbbın çaresiz kaldığı metastaz yapmış (başka bölgelere sıçramış Kanser) ve ölüme mahkum hastaların organlarındaki malign tümörlerin büyük ölçüde gerilediğini, bazılarında ise tamamen yok olduklarını söyledi. Ziya Bey'in söylediklerini doğrulayan ve günleri sayılı olan, NO Ekstresi sayesinde yaşama tutunan çok sayıda hasta vardı. Programda yoktular ama onlar uzun bir süredir seslerini duyurmaya çalışıyorlardı.

Sevgili Okuyucularım,

Dakikalardır düşmanca tavırlarla bu değerli bilim adamına olan kinlerini açıkça ortaya koyan ve beyefendinin son sözlerini söylemesine bile tahammül edemeyen profesörlerden biri, onun söylediklerini bilimsel olarak çürütmesi gerekirken - aslında bunu yapamayacağını biliyordu- böyle yapmak yerine, Ziya Bey'e: "Sen bir şarlatansın" diye hakaret etmeyi tercih ediyordu. Ne acıdır ki; bir meslektaşına utanmadan sıkılmadan hakaret eden bu zat-ı şahaneye (!), diğer profesörler de katılmakta geç kalmamışlardı. O esnada dikkatimi çeken bir başka durum da Ziya Bey'in, kendisine kara çalan bu kelli felli akademisyenlere karşı asla nezaketini bozmaması ve onlara sesini zerre kadar yükseltmemesiydi. İlerleyen dakikalarda adeta bir savaş alanına dönen programda, ne acıdır ki; profesör ünvanını alan bir kişi Ziya Bey'in üzerine yürümükte bir beis görmüyordu...

Ziya Bey'e saldıran sadece tıp akademisyenleri değildi. İlaç firmaları da bunda başı çekiyorlardı. Bunun nedenini anlamak elbette hiç de zor değildi. NO Ekstresinden elde edilecek bir ilaç, ilaç şirketlerinin işine gelmiyordu, böyle olması durumunda tatlı paralar kazanamayacaklardı. Dolayısıyla programda Ziya Bey'e top yekün saldıran profesörler de bundan nasibini alacaklardı..

Ziya Bey hiç yılmadı. Çalışmalarını Amerika Birleşik Devletleri'nde sürdürdü. Yürekli çalışmalarının karşılığını bulması kaçınılmazdı. Öyle de oldu zaten. Amerika'da NO Ekstresi 1. faz çalışmalarından başarıyla geçti. Ziya Bey Türk Milleti'ni çok seviyordu. Bütün arzusu özellikle Türkiye'de bu meşum hastalıktan acılar içinde son nefesini verecek hiç kimse olmamasıydı..

1992 yılında bir dergiye; "Muğla’da kanser hastası bir balıkçı 'iyi oldu’ dedim. Sağlık Bakanlığı suç duyurusu yaptı. Hastanın ifadesi alındı, Şükrü’ye ‘Neden iyileştin?’ diye soruldu, bana para cezası kesildi, meslekten men cezası verildi. Bir gün sonra oğlunun ölümünü bekleyen bir baba kapımı çaldı. Beyninde tümör vardı. O çocuk da hayatta.." diye anlatıyordu. Bizde hain edildi ama çalışmalarına ABD'de "Patent" bile verdiler.

Kanser'e karşı olağanüstü bir başarı kazanan, ancak vatanına bir türlü sığdırılamayan bu değerli Türk Bilim Adamı, 6 Haziran 2021 tarihinde California'da 94 yaşında hayata gözlerini yumarken, yanındakilerin söylediklerine göre yüzünde sözcüklerle anlatılmaz bir gülümseme vardı..

Bu değerli bilim insanının önünde saygıyla eğiliyorum..

Işıklar içinde uyusun...

(Fotoğraf: Sacitaslan.com)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.