Düzce ili Kaynaşlı ilçesinin MHP’li Belediye Başkanı Birol Şahin, Kadın Voleybol Ulusal A Takımımızın Almanya'yı yenerek 2020 Tokyo olimpiyatlarına katılma hakkı elde etmesinin ardından, sosyal medya hesabında büyük tepki çeken bir paylaşımda bulundu. Paylaşım şöyleydi: “Allahu Teala'nın ‘örtünün, vücut hatlarınız belli olmasın' emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da ‘Tokyo'ya gidiyoruz' diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Müslüman kadın adap ve haya sahibidir. Yaptığı her işte Allah rızası gözetir. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler, erkekler huzurunda açık saçık olarak değil.”
.
Düzce’de Refah ve Fazilet Partilerinden sonra AKP’ye geçen ve sonunda MHP’den belediye başkanı seçilen bu din tüccarının yaptığı çirkin paylaşım, anayasaya da, yasalara da, cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine de, Türk gelenek ve göreneklerine de aykırıdır. Bu yobaz belediye başkanı yaptığı paylaşımın ardından, MHP genel başkanının talimatıyla, belediye başkanları listesinden düşürülmüştür. Buna benzer ortaçağ artıklarının, hele yönetici konumunda olmaları ülkemizin geleceği adına büyük trajedidir.
Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, kadın ve erkeğin eşit olduğu çağdaş bir toplum yaratmak için büyük emek vermişti. Bu emeğin karşılığı aydınlanma devrimleriyle, amacına ulaşmıştı. Büyük Atatürk, değerli sözlerle kadınları yüceltmişti: “Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak olanak ve bilimsel olarak olasılık yoktur.”
Ancak Atatürk’ün ölümünden sonra gericilik yeniden hortlatılmış, dine verilen tavizlerle, laik cumhuriyetimizin altı oyulmuştur. Günümüzde siyasi iktidarın öncülüğünde demokratik, laik cumhuriyetimiz ve Atatürk Devrimleri yok edilmek istenmektedir. Bütün bunlara karşın voleybolcu kadınlarımızın bu büyük başarısı, çağdaş bir toplumun tartışılmaz simgesi olarak ortaya çıkmış ve toplum içinde hak ettiği övgüyü kazanmıştır.
Kadın voleybol takımımızın büyük başarısı, Atatürk Cumhuriyeti’nin ürünüdür. Bu nedenle voleybolcu kadınlarımız, eşsiz önderimiz Atatürk’ün hedef koyduğu çağdaşlığın ve uygarlığın başarısını da simgelemektedirler. Çağdışı ve sapık kafaların bu başarıyı anlayamamaları normaldir.
Bu çağdışı kişilere sormak gerek: kadınların sokak ortasında eski eş, sevgili ya da sapık şiddetine maruz kalmalarına tepki veriyorlar mı? Çocuklarının gözleri önünde kör kurşunlara hedef olan, bıçaklanan kadınlar hakkında ne düşünüyorlar? Spor karşılaşmalarında kadınların şortuna, formasına bakıp, sapık fikirler geliştiren bu yobazlar, Kuran kurslarında, yurtlarda tecavüz edilen çocuklar, kadınlar hakkında hiçbir söylemde bulunmamakta, sessiz kalmaktadırlar. Voleybolcu kadınlarımız olimpiyat şampiyonu olmasalar bile, maçlarda aldıkları her sayı, bu yobazların karanlık dünyalarına vurulmuş bir tokat olacaktır. Diyanet adı verilen ihanet başkanlığı “babanın öz kızına şehvet duyması helaldir” diye fetva verirse, kadınlarımıza, çocuklarımıza her türlü sapıklıkların yapılması ve öldürülmeleri bu yobaz kafalar için normaldir. Bu nasıl bir din ki böyle yobazlara konuşma yetkisi verirken, dini kurumların da sapık fikirleri fetva adı altında yaymasına izin vermektedir?
2020 Tokyo Olimpiyatlarına gitme başarısını gösteren voleybolcularımızı, Atatürk’ün kızları olarak kutlarken, daha nice başarılara imza atacaklarına inanıyoruz. Bu inançla gelecekte aydınlık ve güzel günlere ulaşacağımızı da umutla bekliyoruz. İşte bu umudun gerçekleşebilmesi için, laik ve bilimsel eğitimin şart olduğunu haykırmalıyız.