Bu gün bir değişiklik yaparak spora girmek istedim.
Veteranlar ve Kırıkkale’nin Masterleri!
Kelime anlamı itibariyle Veteran ;
İngilizce kökenli bir kelime olarak öne çıkan veteran, Türkçede halk arasında kullanılan bir sözcük değildir.
Veteran TDK kelime anlamına bakıldığı zaman, 'Emektar, tecrübeli ve kıdemli asker' şeklinde karşılık bulunmaktadır.
Emektar,
Eski kurt, tecrübeli kimse,
Kıdemli asker, eski asker,
Kıdemli, tecrübeli,
Emekli asker,
Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan kimse,
Çok kullanılmış, eski, Kıdemli, tecrübeli..
..
Sporda da kullanıldığı da olur. Deneyimli oyuncuları tanımlamak icin söylenir.
Genelde ligde dikkat cekmemis, yıldız olamamış oyunculardır ama, özellikle görev adamı kimliğinde olup da aynı takımda uzun yıllardır yer bulabilmis oyuncular veteran sıfatının sahipleridir...
..
Master kelimesinin de Türkçe karşılığına bakıldığında birçok anlamı karşılamaktadır.
- Efendi ve usta kelimeleri yaygın kullanılır.
- Bunlar dışında master kelimesi üstesinden gelmek, hükmetmek, yenmek, öğrenmek, uzmanlaşmak, iyice öğrenmek, başa çıkmak, hakim olmak, iyi bilmek, baş eğdirmek, tam öğrenmek, egemen olmak, denetimi altına almak ve üstat anlamlarına da gelmektedir.
Ben bunları çok kullanılmış ama “ Eskimeyen Ustalar “ olarak tarif etmek istiyorum.
Bu guruba girenlerin hepsi de görev adamı.
Bunların arasında hala meslek mensubu olup da gelenler var.
Banların arasında işini gücünü bırakıp gelen esnaflar var.
Devletin çeşitli kademelerinde görev yapıp da saatini hiç aksatmadan gelenler var.
Hala çeşitli kulüplerde oynayan oyuncular var.
Spor okulu işletip, öğretmenlik yapanlar var.
Kırıkkale sporun alt yapısında hocalık yapan güzel insanlar var.
Yaşlarını sorarsanız,
25 yaşından başlayıp benim gibi 65 yaşa gelinceye kadar her yaş grubundan insan var.
Bu oyunları organize etmek büyük marifet istiyor.
Her şeyden önce bu insanları bir araya getiren;
Başta Battal Hocam olmak üzere, Kırıkkale sporda görev yapmış ve halen yapmakta olan Zeki Hocamı, Hüseyin Hocamı, Mehmet Hocamı, Duran Hocamı ve Ferdi Hocamı takdir etmek istiyorum.
Bu organizede yükün en büyüğünü çeken Ömer Faruk kardeşime en kalbi selamları sunuyorum tabi ki. Garibim sahayı ayarlayacağım diye karnı çatlıyor. Ama hala bazıları onu hazmedemiyor. Marifetli adam çünkü. Ama yine de onun “ Mizahi Bir Sataşma “ olduğunu herkes biliyor.
..
Sahada ki olaylara da değinmek istiyorum.
Burada her şey neşe içinde bir arkadaşlık havası içinde geçiyor.
Bazen kaleci fıttırıyor. Topu önüne alarak karşı kaleye kadar sürüp gol atabiliyor.
Bazen çok nazlı olanları görüyoruz. Yel gibi dokunsan hemen olduğu yere çöküp hakemden faul düdüğü bekliyor.
Buna mukabil topu ayağına aldığı zaman karşı kaleye kadar çalımla gidip gol atabiliyorlar.
Bazen de herkesin takıldığı adamlar oluyor tabi.
Bunlara da dedemden kalma “ Çamaşır makinası “ diyenler de var. Bunun “ Ben Gol Makinesiyim “ ifadesine karşı, Hadi lan der gibi söylenmiş bir yakıştırma olduğunu hissediyorsunuz hemen.
Oyunundan memnun olmayıp “ Anam” diyenler de var. Aslında bunun “ İnce Kalaylı bir küfür “ olduğunu saha içindeki duruma bakarak anlıyorsunuz.
Bunlar kibar insanlar. Top ayaklarına geldiği zaman vurmayı seviyorlar. Bir de bunlara top atmazsanız çok kızıyorlar ha.
Bir de laf aramızda kalsın herkesin en çok kızdığı bir şey var. O da ;
“Kendisi gol kaçırdığı zaman başkasına kızanla, kendisi pas atmadığı zaman pas atmayana kızanlar “ bilesiniz diye söylüyorum.
Kendini “Messi” yerine koyup “Ronaldo” gibi hava yapanlar da yok değil.
İşin en güzel tarafı neşeyle başlayıp neşeyle biten bir ortam.
Yakışıklı olanlar da yok değil. Genç ve dinamik adamlar. “ Babasına hiç çekmemiş “diyenler de var. Ancak pozumuz bozulacak diye bunlar koşmayı sevmiyorlar. Kafasına göre top atarsan vurur. Ayağına atarsan alıp götürür. Yoksa 10 cm ötesine atsan kımıldamaz kağnı olabiliyorlar.
Günün en fırsatçısı da tabi ki Sadi hocam.
Kaleci ile komşuluğu seviyor. Dolayısıyla bütün toplar ona atılıyor.
Hakemlere de çok iş düşüyor tabi ki.
İstediği zaman penaltı çalabiliyor. Ama yine de itiraz eden olmuyor. Ama şunu da yavaşça söylüyorlar.
“2 km uzaktan nasıl gördün be hoca"
Maçı kazanan çoğu zaman dostluk oluyor diyebilirim.
Yeşil sahalarda hem dost kazanıyorsunuz hem enerji.
..
Elinde sigarası,
Yanında manitası,
Masanın üzerinde yerine göre colası ya da birası olan
Devletin açtığı gençlik merkezinde lüks koltuklar içinde pinekleyen gençlere seslenmek istiyorum.
Yeşil sahalara inin ve kendinizi gençleştirin.
İnsan otura otura paslanır.
Eskilerin dediği gibi “İşleyen demir ışıldar”
Bana yaşımı soranlar oluyor. Burada 32’nin üzerine çıkmıyorum.
Size de tavsiyem yaşınızı gelin burada küçültün.