16 Ocak 2023 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde Sayın Kemal Anadol’un “CHP’nin Sorumluluğu” adlı uyarıcı bir ders niteliğindeki yazısının sonu “Tehlikenin farkında mısınız?” diye bitiyordu. “Tehlikenin farkında mısınız?” sözü beni 2006 yılına götürdü.
8 Nisan 2006 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde “Tehlikenin Farkında Mısınız?” adıyla yazdığım yazının üzerinden 17 yıl geçti. Yazı şu sözlerle başlamıştı: “Ülkemiz belki de, tarihinin en ağır siyasi bunalımlarından birini yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluş süreci, hep karalanmak istenmektedir. Ulusal değerler ayaklar altına alınmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’e, ilkelerine ve devrimlerine karşı savaş açılmıştır. Laiklik karşıtı dinci kadrolar, devletin her kesimini ele geçirmek üzeredir.”
Yazı şöyle bitmişti: “Ne yazık ki, ülkemizde bir muhalefet boşluğu da yaşanmaktadır. Topluma umut olacak bir lider ve parti, ne solda, ne sağda yoktur. Bu şartlar altında yapılacak seçim, umutsuzluğu daha da derinleştirmekten öte gitmeyecektir…
Hala tehlikenin farkına varamadık mı? Tehlikenin farkına vardığımız zaman, her şey çok geç olabilir…”
Bu yazıdan 17 yıl sonra aynı adla bir yazı yazmak, ne benim, ne de başkalarının aklına gelmezdi kuşkusuz. Ülkemiz her geçen yıl aydınlığa doğru ilerleyeceğine, karanlığa doğru yol aldı. Bu durumdan özellikle toplumda kendini aydın görenlerin, kısaca hepimizin sorumlu olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.
Şüphesiz bugün de ülkemizde bir muhalefet boşluğu vardır. Bu boşluğu doldurması gereken Cumhuriyet Halk Partisi, başka sularda gezinmektedir. Halbuki CHP, Ulusal Kurtuluş Savaşımızdan, onun Kuvayı Milliye’sinden, onun Müdafaa-i Hukuk’undan, Halk Fırkası’ndan doğmuştur. CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilkeleri Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik olan Türkiye’nin en köklü partilerindendir.
Yeni CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 10 Ocak Salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sevgili arkadaşlarım, sevgili halkım; açık söylüyorum, biz değiştik, biz halkın partisiyiz. Biz hangi yanlışları terk ettiysek, artık saray tam odur. Statükocu, anti reformcu, anti özgürlükçü Kenan Evren kafasına geldiler bunların tamamı, Kenan Evren'in hizasındalar.”
Biz değiştik diyen Kılıçdaroğlu, statükocu, anti reformcu, anti özgürlükçü olarak nitelediği kendisinden önceki CHP’yi eleştirmektedir. Hangi CHP’yi eleştirdiğini de açıkça söylemelidir. Atatürk’ün mü, İnönü’nün mü, Ecevit’in mi, Baykal’ın mı, hangisi? Ya da kendisinin genel başkanı olduğu 2010 Mayıs’ından önceki tüm CHP’yi mi eleştirmektedir?
Bu sözlerden CHP’nin daha önce, bugün AKP’nin yaptığı yanlışların sahibi olduğu anlamı çıktığı gibi, anti reformcu, anti özgürlükçü Kenan Evren kafasında olduğu belirtiliyor. Bu sözlere hiç tepki gelmemesi, son derece düşündürücüdür. Eminim ki, bu sözlerden rahatsızlık duyan birçok CHP’li vardır. Ama genel seçimde milletvekili adayı olmak için ya da yerel seçimde belediyelerde aday olmak için susmaktadırlar.
“Laiklik tehlikede değildir” diyen Kılıçdaroğlu ile CHP’de gerçekleştirilen bu değişimi, liberaller, numaracı cumhuriyetçiler, aydın insan taklitleri ve muhafazakârlar olumlu bulmaktadırlar. Başta milletvekilleri ve parti yöneticileri olmak üzere bu değişime teslim olanlar ise, gelecekte ihanetle anılacaklarının farkında mıdırlar? İşte CHP’nin ve ülkemizin getirildiği acıklı durum budur. Gerçekten tehlikenin farkında mıyız?
23 Ocak 2023