1984 Yılının Ocak ayında Tercüman Gazetesinde mesleğe başladım. O günlerde birileri çıkıp da 'yazılı basının gün gelip de biteceği'ni söyleselerdi herhalde inanmazdık. Hatta gazeteci ağabeylerim bile inanmazdı. Bugün Türk Basını iktidar yanlısı gazetelerle dolu olduğundan, halkın sorunlarına kulak tıkamışlardır. Patronlarının istediği yayınları yapıyorlar. İktidar ile işleri olan bu patronlar, sahip oldukları gazetelerinde iktidarı eleştiren haberleri yasakladılar. Bu durum Dijital Teknoloji’nin geliştiği günümüzde sosyal medyanın güçlenmesine neden oldu.
Türkiye'de en büyük sosyal medya "Facebook" olurken, ikinci sırada "Twitter" yer almaktadır. Ülkede olan bir olay birkaç saat içersinde sosyal medyaya düştüğünde hızla yayılıyor. Bu yayılma da bir anda yüz binlerce kadın erkek tarafından okunuyor. Tepkiler başlıyor. Aynı şekilde bir TV kanalında tepki çeken konuşma yapan her kim olursa, bir anda sosyal medyaya düşmektedir. Yazılı olarak çıkan haberlerde de aynısı olmaktadır.
Peki sosyal medya neden böyle güçlendi. Şöyle oldu: Herkesin elinde yüksek çözünürlüklü Android tipi telefonlar var. Bunlarla hem video hem de resimler çekiliyor. Bunlar sosyal medyaya yüklenince birdenbire tepkiler yoğunlaşıyor. Bu noktadan sonra olaylara karışan kişiler ya özür dilemek zorunda kalıyor ya da resmi soruşturmalara konu oluyorlar.
Son bir hafta içinde iki olay yaşandı. Bunlardan birinde bir politikacının danışmanlık maaşını eleştirenlere TV ekranlarından “Edepsizler" demesi ona geri adım attırdı. En sonunda alacağı maaşını hayır kurumlarına vereceğini açıklamak zorunda kalması, sosyal medyanın gücünü göstermiştir. Bu noktada hayır kurumlarına bağış yapıp yapmayacağı ise ona kalmış bir şeydir.
Öbür tarafta ise İstanbul'da E-5 üzerinde hamile bir kadını ve eşini döven iki kişinin görüntülerinin sosyal medyada yayınlanmasının, gittikleri karakolda da kapıdaki bir polis tarafından el sıkarak karşılanmasının ardından tepkiler artmıştı. Savcılığa sevk edilen bu iki kişi tutuklanmıştır.
Bugün iktidar yanlısı gazetelerin satışları yerlerde sürünürken, kimsenin okumadığı bu gazeteler 30-40 binlik satışları ile hiçbir ağırlığı olmayan sıradan mevkutelere dönmüşlerdir.
Onların yerini alan sosyal medyada çıkan bir çok haber artık göz ardı edilmediği gibi, yeri geldiğinde TV’lerin haber bültenlerinde de kullanılmaktadır.
Mesela Facebook’ta 1000-2000 kişi arasında arkadaşı olan bir kişi böyle bir haberi paylaştığında, tüm arkadaşlarına bu mesaj gitmektedir. Onlarda kendi arkadaşlarına yolladığında bir anda onbinlerce kişiye ulaşıyor ve çığ gibi dağdan yuvarlanıp büyüyerek iniyor.
Yalan haberlerin de yer aldığı sosyal medyada, bunları kontrol etmeden paylaşıyorlar. Onlara tavsiyem de "Google" üzerinden bu olayların gerçek olup olmadığını rahatlıkla sorgulayabilecekleridir.
Sonuçta "Sosyal Medya" çok büyük bir iletişim gücü olmuş; yazılı basının yerini almıştır.