Bursa Arena E'Gazete
2019-10-21 00:22:44

Sorgulama..

SUAY KARAMAN

21 Ekim 2019, 00:22

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 Ekim 2019 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak CHP’yi eleştirdi. Açıklamasını kısaca özetlemek gerekir: “CHP ile HDP’nin aynı kulvar ve kumanda merkezine sabitlenmesi büyük bir sorun olarak karşımızdadır. CHP’nin milli meselelere sırtını dönerek PKK’den medet umar hale gelmesi skandal ötesi bir sapma halinin tezahürüdür. CHP vatana ve millete alenen karşı tavırdadır. Hiç kuşku yok ki, CHP Genel Başkanı’nın ve sözcülerinin siyasi eylem ve sözleri suç teşkil etmektedir. CHP Genel Başkanı için dokunulmazlığın kaldırılması ve mahkeme yolu ardına kadar aralanmış ve açılmıştır. CHP-HDP ilişkilerinin incelenmesi, CHP Genel Başkanı’nın suç teşkil eden fiili ve değerlendirmelerinin analiz ve araştırılması maksadıyla da komisyon kurulmuştur.”

Tank palet fabrikası satılırken, şeker fabrikaları başta olmak üzere ulusal değerlerimiz ve topraklarımız peşkeş çekilirken, tarım ve hayvancılığımız bitirilirken akıllarına milliyetçilik gelmeyenler, siyasi iktidarın kuyruğu olarak, akılsız politikalarına bir yenisini eklemişlerdir. CHP-HDP ilişkilerini inceleyeceklerine, önce yıllardır bir türlü görmedikleri AKP’nin ilişkilerini incelemeleri gerekir.

Oslo’da PKK terör örgütüyle görüşenleri, PKK terör örgütünün militanlarını Habur sınır kapısında davul zurna ile karşılayanları, çadır mahkemeleri kuranları, PKK terör örgütünün hendek kazmasına, bomba yerleştirmesine göz yumanları, destek olanları, Mesut Barzani’yi AKP kongresine çağırıp, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganıyla alkışlayanları, YPG’nin başı Salih Müslim’i Ankara’ya çağırıp, kırmızı halılarla karşılayanları görmeyenler, milliyetçilik savunması yapamazlar. Terör örgütünün bebek katili başına “sayın” diyenlere ve şehitlerimize “kelle” diyenlere tepki vermeyenler milliyetçilikten söz edemez.

Milliyetçilik, etnik kökene dayanmayan bir yurtseverliktir; barışçıdır, emperyalizm karşıtıdır. Kalkınmayı ve çağdaşlaşmayı kendi insanına dayatır. Büyük önderimiz Atatürk, “Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olan Türkiye halkıdır” diyerek, milleti, belirli bir coğrafya üzerinde oturan halkın bütünü olarak kucaklamaktadır.

23 Şubat 1978 tarihinde Ankara’nın Gölbaşı ilçesi girişinde, Adana’dan gelen Devlet Bahçeli’nin arabasının bagajında portakal sandıkları içinde iki otomatik silah yakalanmıştı. Buna karşın yargılanmayan tek ülkücü olan Devlet Bahçeli; “Arabayı dört genç ülkücüye vermiştim, sanırım onlar koymuşlar, benimle bağlantısı yok” şeklinde bir ifade vermişti. Bu ifadeyle kurtarılarak, MHP genel başkanlığa hazırlanmıştır. Yıllar sonra 2012 yılında yapılan MHP kurultayında, istihbarat örgütünden “ajan” olmadığını gösteren bir belge almak da, Devlet Bahçeli adına siyasi gülmece skandalı olarak tarihe geçmiştir. Arabada yakalanan o genç ülkücülerden biri olan Ali Halaman, 1999 seçimlerinde Bahçeli tarafından milletvekili yapılmıştır. Bu dört genç ülkücüye silahları veren Adana Ülkü Ocakları Başkanı Recai Yıldırım da, yine Bahçeli tarafından 1999 seçimlerinde milletvekili yapılmıştır. 12 Eylül 1980 öncesinin anarşi döneminde MHP’lilerin yaptıklarını ve işledikleri cinayetleri unutmak mümkün değildir. Çok değerli, yeri doldurulamayan yurtsever aydınları ve gençleri öldürenler, kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan ve psikolojileri bozuk olan zavallılardır, emperyalizmin piyonlarıdır.

Şimdi bu Devlet Bahçeli’nin CHP için söz söylemesi, projenin yeni bir aşamasıdır. Önemli olan İyi Parti’yi, CHP’den kopartıp, AKP’ye yeniden iktidar yolunu açmaktır. CHP için bu kadar duyarlılık gösteren Devlet Bahçeli, AKP’nin PKK terör örgütü ile ilişkilerini görmek istememektedir. ABD Başkanı’nın Tayyip Erdoğan’a yazdığı 9 Ekim 2019 tarihli aşağılayıcı, kaba, küstah ve küçük düşürücü mektup için, Devlet Bahçeli’nin neden bir açıklama yapmadığı da merak konusudur. Üstelik bu mektupta Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuğa soyunan ABD’yi görmeyenlerin, milliyetçilikten söz etmesi büyük bir kandırmacadır. “CHP’nin PKK’den medet umar hale gelmesini” eleştiren Devlet Bahçeli, PKK’yi büyüten, destekleyen, silah veren ABD’ye karşı neden bir şeyler söylemediğini açıklamalıdır. Esasında aynı yerden beslenenlerin, bu konularda sessiz kalmaları da normaldir. Emperyalizme dur diyemeyeceksiniz ama kendinize milliyetçi diyeceksiniz; buna inanmak olanaksızdır.

CHP’nin, ırkçı ve bölücü parti HDP ile yakınlaşmasını sorgulamak Devlet Bahçeli gibi işbirlikçilerin haddi değildir; bu yurtseverlerin görevidir. Milliyetçilik görünümü altında geçmişte birçok insanı öldürenlerin, her türlü gericiliğe destek verenlerin, emperyalizme maşalık yapanların ve karanlıktan beslenenlerin önce kendilerini sorgulamaları gerekir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.