Nemrut’a sormuşlar, “Nasıl bu kadar zalim oldun" “Kimsenin sesi çıkmadı, ondan" demiş. ….. Bilesiniz ki bizler sessiz kalmayacağız.
Hatay halkının karşısına çıkıp da;
"Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı" Diyerek oy vermedi bahanesiyle o insanları, Aç bırakan,
Susuz bırakan,
Evsiz barksız bırakan,
Bebekleri sütsüz ve mamasız bırakan,
İş yapıyor gibi görünüp tam tersini yapan,
İnsanları umutsuz bırakan,
Bir yıl geçmiş cenazelerini toprak altında bırakan bir kişinin,
Sonra hiçbir şey olmamış gibi bu sözünden dönüş yaparak,
“Biz de CHP gibi, vatandaşa tıpış tıpış giderek bize oy vereceksiniz diyen kibirli bir dil olamaz" diyerek yine CHP’yi suçlamak hiçbir mantıkla bağdaşmaz. İnsanların gözünün içine bakarak ifadeleri çarpıtmak ne ahlaka, ne vicdana, ne imana ne de insanlığa sığar. İnsanı Yaratan Allah, haşa kendisine küfreden insanın rızkını kesmiyor. Onun rızkını vermeye devam ediyor. Tıpkı sana verdiği nimetler gibi. Ama onun hesabını da ahirette soracağını belirtiyor.
A’dan Z’ye ne varsa,
Maiyetine bağlı ne kadar kurum varsa,
Hepsinin şu anda çivisi çıkmış durumda.
Ve bunların hesabı bir gün,
Tarih önünde,
Halkın önünde,
Hakkın önünde tek tek verilir.
Şimdiden bunların hazırlığını yapsanız iyi olur..
Zira Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde;
“Kıyâmet günü (üzerinize yüklendiğiniz) hakları mutlaka (gerçek) sahiplerine vereceksiniz. Hattâ boynuzsuz koyun için boynuzlu koyundan kısas alınacaktır.” (Müslim, Birr, 60; Tirmizî, Kıyâmet, 2/2420) Cenâb-ı Hak Ez-Zumer suresi 31. âyet-i kerîmede şöyle buyuruyor:
“Sonra siz muhakkak kıyâmet günü Rabbinizin huzûrunda muhâkemeye duracak (birbirinizden dâvâcı olacak) sınız.” Bu hüküm illa ki tecelli edecektir. ….. Göz göre göre ülke bir felaketin eşiğine götürülüyor.
Adeta “Karun olma" hırsıyla rant olan her yere saldıran bir güruh meydana getirildi. Bir gün geçmiyor ki, ülkenin dört bir yanından,
Deprem haberi,
Sel felaketi,
Orman yangını,
Maden felaketleri,
Toprak kayması haberi gelmemiş olsun.
Bütün bu olaylar orada yapılan adaletsizliklerin sonucudur.
Görevleri tedbir almak olan görevlilerin görevlerini hakkıyla yapmamalarının sonucudur.
Müslüman olduğunu söyleyip de Allah’a ters düşmenin bir sonucudur.
Bunları pek ala biliyorsunuz.
…… İşte en son ve en taze olay, Erzincan’ın ilçesi İliç!
Bir maden ocağında meydana gelen felaket göz göre göre geldi.
Toprak kaydı diyorlar,
Görüntülere bakarsanız toprak resmen akmış.
Bu kayan sadece orada kayan toprak değil, ülke kayıyor ülke.
Bütün uyarılara,
Bütün karşı gelmelere rağmen,
Orada bu işin yanlış yapıldığını gösteren belgelere rağmen,
Doymak bilmeyen bir güruh, insanların canlarıyla oynadı adeta.
…..
Bu madene kapasite artırımını veren,
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum.
Şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı.
İstanbullulara sesleniyor ;
“Bu çevre cinayetlerine yol açan, sığınma alanlarını ortadan kaldıran CHP’lilere izin vermeyeceğiz" diyerek bütün suçlamaları CHP’ye atarak kurtulacağını zannediyor. Hiç utanmadan, sıkılmadan, kendi yaptıklarını bir başkası yapmış gibi anlatıyorlar.
Ama hala arkalarında bir topluluk bulabiliyorlarsa bunlar felakete gidiyor demektir.
Şunu bilesiniz ki;
“Zulüm ile abad olanın akıbeti hüsran olur" (Yunus Emre ) .....
Ey zalimliğe soyunan kişiler, bu zulümlerle sizi Nemrut yapmayacağız. Sizlerin arkasından gelenler gıkını çıkarmasa da,
Sizlerin söylediği yalan yanlış ifadelere göz yumsa da,
Gözlerinin önünde cereyan eden olayları görmemezlikten gelseler de,
Biz sessiz kalmayacağız.
Biz olabildiğince sesimizi yükselteceğiz.
Sizin yaptığınız bütün haksızlıklara dur demek için sesimizi çıkaracağız.
Sizi Nemrut yapmayacağız.
En azından Peygamberi Zişanın bir hadisi şerifinde belirttiği,
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" hükmü gereği siz Nemrutluğa soyunsanız da, biz şeytan olmamak için sesimizi çıkaracağız..