1 Şubat 2021 tarihinde partisinin bazı il kongrelerine canlı bağlantıyla katılan AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, sözlerine kongrelere katılımdan dolayı partililere teşekkür ederek başladı. Daha sonra şöyle devam etti: “Şu kapalı salonlarda Adana'da, Antalya'da, Bursa'da, Muğla'da bu salgına rağmen tıklım tıklım bu salonları haftanın başında oralarda buluşma ve buluşturmayı sağladığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum.”
Ülkede küresel salgın şiddetle devam ederken; okullar, lokantalar, pastaneler kapalıyken, derneklerin, vakıfların genel kurulları ertelenirken “tıklım tıklım salonları doldurup” parti kongrelerini yapmak hangi aklın ürünüdür? Madem parti kongresi yapmakta bir sakınca yok, neden lokantalar, pastaneler kapatıldı; binlerce çalışan işsiz kaldı, onbinlerce insan açlığa mahkûm edildi? Bunun hesabını soracak bir muhalefetin olmaması, iktidarı güçlendirmektedir.
Aynı gün kongrelerde AK Parti olarak CHP yönetiminden gayet memnun olduklarını vurgulayan AKP genel başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Her hafta bir pot kıran, bir gün söylediğini ertesi gün inkâr eden, gaf ebesi CHP Genel Başkanı'ndan da memnunuz. Mumla arasak bulamayacağımız bir rakip.”
Böyle sessiz, tepkisiz ve eylemsiz bir muhalefet sayesinde 19 yıldır iktidarda kalan AKP’nin, CHP genel başkanından memnun olması doğaldır, mumla arasalar bulamazlar böylesini. Açıktan ve gizliden destekleyen muhalefet ile tükenmiş bu iktidar ayakta tutulmaktadır.
26 Ocak 2021 tarihindeki grup toplantısında CHP genel başkanının şu sözleri de ilginçtir: “AKP ne yapmak istedi de CHP engel oldu? Bir kanun, kararname çıkaracaktı da biz mi engel olduk? CHP 19 yıldır iktidar partisinin yapmak istediği bir şeyi ne zaman, nerede engelledi? Yok, böyle bir şey. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar. Sabah getirdikleri kanunu öğleden sonra değiştiriyorlar. Millet adına biz uyarıyoruz. Bizi eleştiriyorlar ama biz haklıyız.”
AKP ve CHP genel başkanlarının açıklamaları incelendiğinde siyaset sahnesinde bir orta oyunu (açık alanda, halkın ortasında oynanan, müzikli ve danslı halk tiyatrosu) oynandığı görülmektedir ve hep vatandaş ezilmekte, ülkemiz kaybetmektedir.
4 Şubat 1926 tarihinde idam edilen Kuvayı Milliye ve cumhuriyet değerleri düşmanı İskilipli Atıf Hoca, idamının 95. yılında İskilip’teki mezarı başında devlet erkânı ile AKP’lilerin katıldığı törenle anıldı. Bir vatan haininin anılması, açıkça Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı bir gösteri hareketidir. Ankara İstiklal Mahkemesi, İskilipli Atıf Hoca’yı ‘halkı kışkırtmak’, ‘ayaklanma çıkarmak’, ‘dini politikaya alet etmek’ ve 'İngilizlerle işbirliği yaparak, vatana ihanet etmek’ suçlarından 3 Şubat 1926 tarihinde idam kararı ile cezalandırdı. Bu durumda devletin Çorum Valisi, Çorum Belediye Başkanı, Hitit Üniversitesi Rektörü, İskilip Kaymakamı ne yapmak istemektedir? Törende konuşan AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu; “İskilipli Atıf Hoca, talimatla kurulan, idam mangaları, sabıkalı İstiklal Mahkemeleri’nin verdiği karar neticesinde haksız ve hukuksuz bir şekilde idam ediliyor. Vatanı, milleti, inancı uğruna canını feda eden Atıf Hoca’yı zulmen idam eden zihniyetin bir özür borcu vardır” sözleri için Cumhuriyet Savcıları harekete geçecek mi, muhalefet partisi milletvekilleri ne düşünmektedir? Bu anmaya katılan ve ihanete eşdeğer söylemlerde bulunanlar görevlerinden alınmalıdır.
5 Şubat 1937 tarihinde anayasaya giren Laiklik ilkesi hakkında açıklama yapmayan CHP yönetimi, İskilipli vatan haininin anmasına da tepki vermemiştir. Açıkça görülmektedir ki AKP genel başkanının “CHP yönetiminden gayet memnun olması” çok doğaldır, mumla arasalar bulamazlar. Ancak bu oyuna son vermenin de zamanı gelmiştir. CHP yönetimine Kemalist ilke ve devrimleri özümseyenlerin gelmesiyle bu orta oyunu son bulacaktır. Atatürk’ün partisi CHP bitirilmeden, güzel ülkemiz yitirilmeden Kemalist güçlerin çıkış yapmasının zamanı gelmiştir. CHP’yi düzeltmeden, ülkemizi düzeltemeyeceğimiz bilinmelidir…
8 Şubat 2021