Bırak Hayyam, tekke’ye, manastıra, havraya, cami ya da kiliseye gitsin.. Alnını ister toprağa koysun ister seccadeye.. Secdeye kapanmadan dua eden ve yaradana yakaranlar da var. Yaradanına şükür etsin. Yalnız cehennemden kurtuluş için değil, sayısız nimetleri kendisine sunduğu için yapsın bu ibadetleri ya da eylemleri.. Kendisini düzeltmeye ve geçmiş benzeri günahları terk etmeye yarıyorsa?
Sonsuz saygı duyduğumuz sana ve senin gibi düşünenlere ve hepimize sözü getirecek olursak; hormonlarımızın deli fişek, serseri mayın hatta yorgun mermi gibi çalıştığı yıllarda hiç mi günah işlemedik?
Sen saygıdeğer Hayyam, gençliğinde kedi köpek taşladığın olmadı mı, yerdeki karınca ya da masum serçe canına hiç kıymadın mı ya da bindiğin merkebini ucu çivili sopayla rahatsız ettiğin hatta kanını akıttığın olmadı mı?..
Harama uçkur çözmedi isen, dünya güzeli komşu kızını hayal ederken bile işlediğin, bir cinsellik suçu olmadı mı?
Peygamberler dahil tüm bireylerin noksanlıkları kusurları var iken, azıcık, minnacık hataların olmadı mı?
Ne haram girdi ümüğümden, ömrümden içeri, ne kimsenin kalbini kırdım, tüm söz ve eylemlerim zemzemden daha temiz.. diyebilecek misin? Zemzem’in de eksiği kusuru var iken..
Yaşam sürecinde hatta ibadetinde daha ötesi tüm eylemlerinde, kusursuz ve saf katıksız insan bulunabilir mi?
Dürüst ve ahlaklı olmanın sayısız koşulları yanında, bir noktadan sonra da olsa kişinin kararlı tutumu son derece önemlidir, dürüst ve ahlaklı olmak için..
Bırak cenneti ve cehennemi, günahının bağışlanmasına değil, yalnızca kum tanesi değerindeki varlığına lütfedilen sayısız nimetler için yaradanına şükür etsin.. "Hamdım piştim yandım.." diyen Mevlana misali..
Sağlık ve esenlik dileklerimle..