Türkçede Osmanlı imparatorluğu dönemi sonlarından itibaren Balkanlardan mecburi göç yaşayıp Anadolu’ya gelenlerin genel adıdır...
Trakya bölgesinde günlük konuşma dilinde "Macır" olarak telaffuz edilen bu kelime, Balkan Savaşları'ndan itibaren 1930'lara kadar Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Yugoslavya Romanya gibi Balkan ülkeleriyle Türkiye arasında mübadele ile göçenler için kullanılmaktadır.
Bu gün “Muhacır” diye nitelendirilen bu insanlar asırlar önce Anadoluya gelip yerleşmiş, Anadolunun asıl sahipleridirler. Daha sonra çeşitli nedenlerle Balkan ülkelerini kendine iskan eyleyen insanlardır...
Osmanlı imparatorluğu dönemi sonlarından itibaren asıl anavatanları olan Anadoluya tekrar geri dönenlerdir...
Mustafa Kemal Atatürk Diyor ki:
Muhacır diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani “Düşmanla sonuna kadar dövüşenler” çekilen ordunun ri’cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir.” Muhacırlar kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır"... (17.01.1931 M. Kemal Atatürk)
Biz Türk Değil miyiz ?..
Haliniz ne diye, sormadınız hiç,
Biz ki muhacırlar, TÜRK değil miyiz,
Din, iman bayrak, bir görmediniz hiç
Biz ki muhacırlar, TÜRK değil miyiz..
Yuvalar yaptırdık, oturun diye,
Vatan dedik peki, nedendir niye,
Anayurt istedik, sizden hediye,
Biz ki muhacırlar, TÜRK değil miyiz..
Yunan seçer alır, yaman mı yaman,
Gençler Yunan olur, zaman bu zaman,
Türk oğlu soydaştan, dileriz aman,
Biz ki muhacırlar, Türk değil miyiz..
Ağıtlar çalınır, her gün tellerde,
Bin bir hatıra var, solmuş güllerde,
Bizi bıraktınız, gurbet ellerde,
Biz ki muhacırlar, TÜRK değil miyiz..
Zulme lades dedik, biz bile bile,
Şair Özkan der ki, bitmez bu çile,
Yunanyada kaldık, bakın şu hale
Biz ki muhacırlar, TÜRK değil miyiz...