“Yardımlaşma, dayanışma ve iyiliği paylaşıp çoğaltabilmek için küresel bir fırsat” olmasına rağmen, “corona korkusuyla insanların ibadethanelerde bile birbirini mikrop gibi görmeye başladığı, toplu ibadetlerimizi yapamadığımız,” son günleri “terör devleti İsrail tarafından dökülen müslüman kanıyla taçlanan Ramazan” ayı bitti ve “sevinç ve kaynaşma günü” olan “Ramazan bayramı” geldi…
Evet “çağdaş Firavunların şeytani hırsları sonucu” ortaya çıkarılan covit-19 adlı “görünmeyen bir düşman korkusuyla” tüm yer yüzünün ceza evine döndürüldüğü, İslam coğrafyasının yangın yerine, İslam ümmetinin çağın yetimleri, öksüzleri ve sürgünleri haline getirildiği, “müslüman kanının oluk oluk akıtıldığı bir dönemde Ramazan Bayramı” geldi.
“Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, tüm kısıtlamalara, tüm yasaklara rağmen” (dijital ortamda bile olsa) Ramazan bayramını; “düşüncelerimizin işgalden kurtarıldığı,” yüreklerimizin tamir edildiği, kırgınlıkların, kızgınlıkların giderildiği, sağlıklı, neşeli, huzurlu, birlik ve beraberlik içerisinde, pozitif enerjisi yoğun Müslümanlar olmamıza vesile yaparak, “yüreğimizdeki cenneti” bulunduğumuz mekanlara taşıyalım.
“Aileden başlayarak korku, kırgınlık, kızgınlık ve öfke yerine sevgiyi hakim kılarak, evlerimizi cennetin dünyadaki şubeleri haline getirmenin savaşını verelim. Yılmadan, yıkılmadan, pes etmeden, ailelerimizi iyilik, güzellik, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma ve sorumluluk bilinci” gibi manevi değerlerin öne çıkarıldığı, “yaşlılarımızın saygı gördüğü, çocuklarımızın korku ve endişeden uzak, sağlıklı ve mutlu bir şekilde büyüdükleri karargahlar haline getirelim.
Meydanı; “aileleri parçalayıp, insanlarımızı kutuplaştırarak bu toprakları cehenneme çevirip, şeytani hırslarını ve planlarını gerçekleştirerek, dünya nüfusunu azaltmak isteyen arsızlar, uğursuzlar, vicdansızlar, insafsızlar güruhu "Çağdaş Firavunlar" ve "Uşakları"na bırakmayalım.
“Ramazan Bayramı”nın; insanlar için sadece menfaat ve paranın aşırı şekilde öncelikli olmadığı, yardımlaşma, dayanışma ve iyiliğin sınır tanımadığı, kardeşlik düşüncesinin tüm dünyada doğudan batıya, kuzeyden güneye uzandığı, ırk ayırımının yapılmadığı, kadın – erkek eşitsizliğinin söz konusu olmadığı, zenginin – fakirin kim olduğunun önemsenmediği, inanç ve düşünce farklılıklarının zenginlik olarak kabul edilip, kimse tarafından kavga nedeni görülmediği bir dünya kurulmasına vesile olması dileklerimle, “tüm Müslümanların Ramazan bayramını kutlayarak, coronasız, sağlıklı, huzurlu, mutlu ve savaşsız nice gerçek bayramlara” kavuşmamızı diliyorum.