Yıl 1922
Dört kişi mezarlığın altında, hemen yanından acısu deresi geçen cevizlerin altına oturmuşlar,
Hay hay ellerindeki zarları bir o yana bir bu yana atıp duruyorlar.
Deli Mustafa her şeyini kaybetmişti. Selahattin Aka ;
"Oyun bitti galiba" dedi. Deli Mustafa şöyle bir doğruldu ;
"Daha bitmedi, son kozumu oynayacağım.."
"Son kozun neymiş, daha ne koyacaksın ?.."
"Avradımı, avradımı koyuyorum ortaya.." Herkes buz gibi kesilmişti.
Kumar borcu gerçekten “Namus borcu” mudur ? Bu borca insanları bu denli sadık kılan nedir ?
Devlete olan borçlarını ödemeyenler,
Askerlik gibi Vatan borcunu ödememek için çürük raporu alanlar,
Vergi borçlarını ödemeyenler bunu namustan saymadıkları gibi,
Yüzsüz yüzsüz bir de borcun silinmesini isterlerken,
Kumar borcu olanlar neden bu borçlarını ödüyorlardı.
Kim çıkartmış bu ifadeyi,
Bu yasayı kim koymuştu ?
Namuslu olan adamın kumarda işi ne,
İnsanlar namuslarını bir kumar masasına niçin yatırırlar ?
Hz. Ali Efendimizin
“ Söz verirken acele etme, çünkü söz namustur “ sözü bu kadar mı ters algılanır.
Kumar parasının kimseye bir faydası olmadığını herkes bilir.
Bir de halk arasında kullanılan bir söz var.
“Haydan gelen huya gider" Bir işe yaramayacağını ifade ederek, ne anlama geldiğini bilmeden kullanırız.
Söylenilmek istenen, boşa gider anlamı ifade edilmek istenirse de hiç de öyle bir söz değildir.
Bu sözün işaret ettiği mana ;
“Gerçek hayat sahibi olan. Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olandan gelir. O, Yaradan’a gider.." Öyleyse kumar parası sana Allah’tan mı geldi ki, tekrar Allah’a gidiyor.
Nisa suresi ayet 79 “Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir" buyuruyor.
Kumar borcu namus borcu falan değildir.
Kumarbazların ve hilebazların çıkardığı bir söz. Kumarda kazanan kişi, alacağını herhangi bir şekilde garanti altına almak istemiş. Kumar gibi bir hayasızlığı işleyeni en hassas noktasından vurarak, onu namusuyla yere yıkmak istemiştir. Genel ahlaki kurallara göre kumar gibi kötü bir alışkanlıktan doğan borç, “ kutsal “ bir ahlaki zorlamayla yaptırıma tabii tutulmuştur.
Ülkenin kanunları bile ona bu garantiyi vermiyor.
Türk Borçlar Kanununun 16. Bölümünde 604. Maddesinde ;
“Kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz. Kumar veya bahis için bilerek verilen avanslar ve ödünç paralar ile kumar ve bahis niteliğinde oldukları takdirde, borsada işlem gören malların, yabancı paraların ve kıymetli evrakın fiyat farkı esası üzerine yapılan vadeli satışlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.” Diyor.
Kulun kanunları bu borçları reddederken Allah’ın kanunları bu işi şiddetle yasaklıyor.
"Ey İnananlar, içki, kumar, tapınılmak için dikilmiş taşlar (putlar), fal okları, ancak şeytanın işinden birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz..." (el-Mâide Sûresi, 90)
İkazına uymayanlar aptalın ta kendisidir.
C.C. Colton “Kumar; hırs ve tamahın çocuğu, israfın ana ve babasıdır.” diyor. İşte bu hırsa kapılan Deli Mustafa iki kemik zarın ters düşmesi neticesinde,
Çocuklarının anasını,
Hayat arkadaşı karısını üç sefer,
Boş ol, boş ol, boş ol,
diyerek kumar masasında Selahattin Aka’ya bırakarak çıkmıştı.
Kumar, öyle bir illettir ki ; Her sonuçta bir gümbürtü koparır.
William Shakespeare’nin dediği gibi “Kumarcı zarından, ulema kitabından uzak düştü mü seyreyle gümbürtüyü."
İnsana yaratıcısını unutturan,
Namaz kılmaktan alıkoyan,
Toplum düzenini bozarak tembelliğe sürükleyen,
Çalışma gücünü yok edip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan,
Tamamen haksız ve mesnetsiz bir kazanç yoludur.
Fert ve toplum hayatında unutulmaz yaralar açan bu illetin her türlüsü İslâm dininde haram kılınmış.
Bu yolla elde edilen kazancın da kesin olarak yenilmemesi emir buyurulmuştur.
Bakara suresi 188. ayette:
“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin" buyuruluyor.
Peygamber Efendimiz de bu illetten uzak durulması noktasında ; “Hak edilen kazanılan bir şey, haksız olarak kazanılan çok şeyden üstündür" buyurarak insanları helal kazanmaya sevk etmiştir.
Kim şeytan sözüne aldanıp kanar
Çok kazanmak için oynarsa kumar
Ne bir fayda sağlar ne iflah olur
Cehennem narında kaynayıp yanar.
(Dermanî)