Dünya’yı Yöneten Aileler, insanlık nüfusunun fazla olduğuna karar verdiler. O yüzden Kissinger’ın sözünü hayata geçirmeye çalışıyorlar. “Biz petrol ile ülkeleri, gıda ile insanları kontrol edeceğiz”... Kissinger bunu 50 yıl önce söylerken, bugünleri söylüyordu.
Türkiye’deki durumu iyi olan ailelere tavsiyemiz, köylere yatırım yapmalarıdır. Satın aldıkları tarlaları da üretim yapacak olan kişilere kiralasınlar. Masraflarına ortak olup meyve ve sebzeler üretilsin. Meyve ağaçları dikip bakımlarını yaptırsınlar.
Bizce önümüzdeki 20 yıl içinde şehirlerde oturmak zor olacak ve insanlar kafalarını dinlemek için satın aldıkları köy arazilerine gitmek isteyecekler. Oralarda villa yapmaya gerek yok. Prefabrik evler veya tiny house denen evler yaptırmak da yeterli olacaktır. Bu şeytana tapan aileler insanların kendi bahçelerinde yetiştirecekleri tarımsal ürünlerin bile olmasını istemiyorlar. İnsanlık için hayırlı hiç bir işi kabul etmiyorlar.
Bugün de benzer çağrıyı şehir merkezlerinde oturanlara yapalım.
Mevsim meyve ve sebzelerini bile ithal ürünmüş gibi pahalı yiyorsak, buna karşın üretici de mutsuzsa, bunun sorumlusu kimler?. 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düşerken Türkiye’de TÜİK verilerine göre neden yüzde 72 arttı? TÜİK verileri ise tartışmalı olduğundan bunu rakamı yüzde 100’ün üzerindedir. Tarımla uğraşanların yaş ortalaması neden 58’e çıktı? Çünkü köylerde çalışacak genç nüfus azaldı da ondan.
Tarım Bakanlığı geçen yıl köylüye 39 milyar lira destek parası vermiş. Faize ise 250 milyar ödemiş. Ayrıca lüks yatları olan zenginlere ucuz mazot verilirken, köylüye pahalı mazot satılıyor.
Tarım maliyetleri çok yüksek. Devlet desteği yetersiz. Enflasyon, verilen desteği eritiyor. Buğday tavan fiyatı açıklandığında 1 ton buğdayla 400 litre mazot alınıyordu, şimdi 190 litreye düştü. Bunlar devlette hiç kimsenin umurunda değil.
Diğer yönden dünyayı yönetenlerin çıkarttığı Ukrayna- Rusya Savaşı da sürüyor. Bu 2 ülke buğday üreticisi ve satıcısı. Birde bunlardan yılda 2-3 milyar dolarlık buğday satın alıyoruz. Oraya giden paranın daha azına Türkiye’de buğday en kalitelisi bile yetiştirilir. İlgilenen Tarım Bakanları yok.
2008 ve 2012’de yerel yönetimler yasasını değiştirerek bütün yapıyı bozdular. Köylerdeki üretimin azalmasına neden oldular. Söz konusu yasayla büyükşehir kavramı genişletildi, bunun yanında bir de bütün şehir düzenlemesi yapıldı. 16 bin köy mahalle oldu.
- Köyler ilçeye bağlı mahalle olunca, meradan su kaynaklarına kadar pek çok üretim olanağı kent merkezi gibi işlem gördü. Örneğin Ankara’da Çankaya’daki su fiyatı ile Polatlı köylerindeki su fiyatı aynı oldu. Üretici bunu ödeyemez hale gelince, geçici düzenleme yapıldı ama pek çok köylü kente göç etmek zorunda kaldı.
- 2010’lu yıllarda köylerin hızla boşalmasının başlıca nedeni bu oldu. Bir inek günde ortalama 80 litre su içiyor. Bu suya kent merkezi tarifesi koyarsan hayvancılık mı kalır? Hayvancılık bittiği için etin fiyatı 500’ü geçti. Bu gidişle 1000’i bulacak. Tarım her şeye karşın devam ediyorsa, köylünün inatla üretme aşkını sürdürmesi en büyük etken.
Anadolu’nun artık mahalle diye anılan pek çok köyünde yukarıda sözünü ettiğimiz yasa merkezli sorunlar yaşanıyor. Bir örneğini CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk dile getirdi. Bulgaristan’dan gelen yurttaşlarımızın yerleştiği Karacabey’e bağlı Hürriyet köyünün meraları, bugünlerde belediye tarafından “kupon arazi” olarak parsel parsel satılmak isteniyor. Zira köyün ortak malı belediyeye geçti.
Sonuç olarak son 14 yılda Türkiye’de tarım geriletildi. Bunun benzerini Avrupa Köylüsü yaşıyor. Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle ucuz tohum ve gübre alamayan Alman, Fransız, İtalyan ve İspanyol köylüleri eylem yapıyorlar, çünkü maliyetleri arttı. Devletleri ise tarım desteği yerine ABD’den silah satın alıyorlar.
Dünya Nüfusunu azaltmak için çalışmaları da hızla sürüyor. Türkiye’de ise bir avuç duyarlı insan bu konuyu gündeme getiriyor ama dinleyen yok. Tedbir alan da yok.
O yüzden CHP Belediyelerine tavsiyem köylüye, üreticiye, hayvancılık yapanlara destek olmaya devam edin. Yapmayanlar da başlasın. Emin olsunlar 2028’de iktidara kolayca geleceklerdir.