Dikkat ettiniz mi? Ustaca bir kafesin içine alındığınızı fark ettiniz mi?
Etrafı bariyerlerle çevrili ve dönüşü olmayan yollar.
İnsanları tek bir istikamete getirip sokan levhalar!
120 km hız levhası olan yolda tepeyi aştığınızda birden 70’e düşen işaretler!
Duble duble yapılan yollarda ortalama hız ölçen kameralar…
Hepsini birden okuduğunuzda “Kaçış Yok“ sonucuna ulaşacaksınız.
Birileri sizi “Yolunacak Kaz“ olarak görüyor. Sizi bu kafese alan;
Kimisine göre oy verdiği parti,
Kimisine göre de nefret ettiği bir parti.
Herkes cürmüne göre size saldırıyor.
Hangi şehre giderseniz gidin,
Hangi ilçeye girerseniz girin,
Hatta hangi köye varırsanız varın sizi ilk karşılayan kameralar oluyor.
Kameralar ana caddeleri aşmış sokaklara kadar girmiş.
Sosyal demokrat belediyeler,
İslami hüviyete bürünmüş belediyeler,
Hiç fark etmiyor.
Hepsi de hızınızı kesiyor.
Hepsi de cüzdanınıza göz dikmiş durumda.
Eskiden günde bir ceza kesilirdi, şimdi 100 cezaya kadar çıksalar az geliyor.
İnsaf ortadan kalkmış. Vicdan denen bekçiler terk edip gitmişler insanlığı.
Öyle ki bu sistemi kuranlar işi bir yılda amorti etmeyi garanti bile etmişler.
Hatta bazı belediyelerin “Bizim bütün gelirimiz bunlardan ibaret“ ifşasını da duyuyoruz. İşin kısacası vatandaşını soymaya göz dikmiş bir idare sistemiyle karşı karşıyasınız.
Siz Müslümansınız. Gâvur dediğiniz ülkelere bir bakın bakalım.
Bunlar insanını soymaya mı göz dikmiş.
Yoksa ona bir değer mi vermiş. Onun refah olması için mi çalışmış.
Avrupalı meskûn mahalle girişte bir kamera koymuş, o da hız kamerası.
Buradan geçiş hızı 70 km demiş o kadar.
Herkes de buna uyuyor. Çünkü bunun eğitimini ve alt yapısını hazırlamış.
Bizde ki gibi “Okumuş seçmen bizim aleyhimize” dememiş hiçbir zaman. Peygamber kulun eğitimine önem verirken onun ümmeti olduğunu söyleyenler bu eğitime karşı çıkmış. Eğitimi de karman çorman etmeleri de herhalde bu nedenle olsa gerek.
Bütün bu olumsuzlukları bu milletin başına,
Devletin gölgesinde yatıp da, kerameti kendinden menkul olanlar sarmıştır.
Hani dün Soylusu Boylusu, astığı astık, kestiği kestik kelli felli adamlar vardı,
Nerede bu adamlar.
Baronlarla horon tepip suçu ustalıkla muhalefete yükleyecek kadar yiğittiler.
Demokles’in kılıcı gibi halkın tepesinde sallanıyorlardı.
Nereye gittiler,
Sokakta yolda belde gören var mı?
Yola çıktığında selam verecek adam var mı?
Size ne kadar selam verilirse o kadar selamlık adamsınızdır.
Selamı hak edip alıyorsanız iyisinizdir.
Ama alamıyorsanız bir kere değil bin kere düşünün.
İşinizi devlete ve millete yaptığınız sürece tarihe geçersiniz.
İşinizi kişilerin keyfine ve zevkine göre Hakka mugayir yaparsanız da tarihe gömülürsünüz.
İster kral ol ister kralın sarayında soytarı hiç fark etmiyor.
Halka hizmet Hakka hizmettir.
Bunu göz ardı edenler vakti geldiğinde tarih önünde ve millet önünde bu hesabı verecek bir gün.
Yaradan Âli İmran suresi ayet 178’de ne emrediyor;
“İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz, onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. “
Buhari’de geçen bir hadis-i şerifte de: “İnsanları idare etmeyi üzerine alan bir kimse, kendini ve ailesini düşündüğü gibi yönettiği kimseleri düşünmedikçe kıyamet gününde cennetin kokusunu bile alamaz.” buyurulmaktadır. (Buharî, Ahkâm 8)
Sahi bunlar bu milleti ailelerini düşündükleri gibi düşündüler mi?
Anlayacağınız Devlet makamı kutsal bir makamdır.
Ve Yaradan’ın gözetimi altındadır.
Sanmayın ki Devlet gücüyle yaptıklarınızdan muaf tutulacaksınız.
Bir gün bunların hesabını vereceksiniz.
Kanuni Sultan Süleyman yaptığı işlerde Şeyhülislam Ebu- Suud Efendiden aldığı fetvaları yaktırıp da boşuna mezarının üzerine döktürmedi.