Mart'ın 8’i onların günü.
Kadın;
Bir yıkılmazlık abidesi,
Bir bilinmezlik denklemi.
Her devirde mağdur olmuş,
İmdadına İslam’ın yetiştiği bir kutsiyet.
Kur’anı Kerim'de ;
“Ey insanlar, doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstün olanınız, Ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, haberi olandır” buyurulmuştur. (Hucurat 13)
Allah’ın emir ve yasaklarına uyup uymamakta,
Ceza veya mükafata ermekte,
Cennet veya cehenneme girmekte,
Hak talep etmekte,
Bilgi ve tedrisat yapmakta,
Kadınla erkek arasında bir fark olmadığına işaret etmektedir.
Fakir - zengin,
Güzel - çirkin,
Siyah - beyaz gibi bir ayırıma tabi tutulmadan,
Allah’ın huzuruna tek başına, mutlak bir kul olarak kadın ve erkeğin geleceğine işaret edilmektedir.
Tarihin derinliklerine bakıldığında kadın hiçbir hakka sahip değildir.
Bir meta gibi alınıp satılmakta,
Evlenme ve miras gibi haklardan mahrum bırakılmış,
Kadına bazen insan sayılmadığı ülkelerde isim bile takılmamış,
İnanç, vicdan, izzet, namus gibi manevi değerlerde erkeğin aşağısına itilmiş,
Aileye gelmiş bir yük ve utanma vesilesi olarak kabul edilmiş bir yaratıktı.
İslam’la birlikte kadın müstesna bir yere sahip olmuştur.
İslam’ın insan hakları beyannamesi demek olan Veda Hutbesinde Peygamber Efendimiz (SAV)
Kasva ismindeki devesinin üzerinde yüz bini aşkın Müslüman’a karşı ;
“İnsanlar ! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Tanrı emaneti olarak aldınız ; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” Buyurarak karşılıklı hakların var olduğu, diğerine karşı üstünlüğün olmadığı belirtilmiştir.
Günümüz yaşam tarzına bakıldığı zaman kadın alınıp satılmamakta.
Ancak alınıp satılan her metanın fonunu oluşturmaktadır;
Erkekler için jilet bıçağı reklamında,
Araçların oto lastiği reklamında,
Çorap reklamında,
Çatı kiremiti,
Ekilen çim,
Atılan asfalt reklamında,
Kadın değişik figür ve şekillerde insafsızca istismar edilerek kullanılmaktadır.
Karşılığında aldığı paralara hükmetmekle, her şeye sahip olacağı inancı zihinlere yerleştirilmek istenmektedir. Oysa, ebedi saadete erişecek olanlar, güzel bir hayat sürerek iman noktasında güzel amel ve hareketler de bulunanlar olacaktır.
Kur’anı Kerimde ;
“Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatınız. Ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzel ile yaşatınız. Ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz” buyurulmaktadır. (Nahl 97)
Kadının bu girdaplardan kurtulması, insanlığını idrak etmesinin ilk şartı “bilgi sahibi” olmaktır. Bilindiği gibi insanlığı dalalet çukurundan çıkaran Kur’anı Kerimin ilk emri “oku” dur. Bu emri takiben;
“Kullar içinden ancak alimler Allah’tan (gereğince) korkar” buyurularak (Fatır 28) insanların korkularına yol çizilmiştir. Yol çizilen bu insanlara düşünmeleri gerektiği de zümer süresi 9’da belirtilerek;
“De ki: Hiç bilenle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür” buyurularak Allah’ın emir ve talimatlarını öğrenmeye mecbur oldukları işareti verilmiştir. Öğrenmek, okumak ve yazmakla mümkün olacaktır. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın bakımı, terbiyesi, dil ve din öğrenimi nasıl olacak noktasında kadının bir kez daha İslam’ın değer verdiği en mühim varlık olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.
Zira kadının en mühim ve en tabii vazifesi analıktır. Ve çocuk ananın idaresi altındadır.
A. Fuat Başgil’in bu konuda yaptığı tespiti takdir etmemek mümkün müdür ?
“Kadınlara hürmet et. Düşün ki, kadınlar insanlığın anasıdır.” Diyor.
Atalarımızın bir ifadesini burada kullanmak gerekirse “Ana kucağı terbiye ocağıdır” demişlerdir. Böyle bir ocağın rezilane tütmesi,
Her meselede fon olarak kullanılması,
Geleceğimizin ümidi çocuklarımızı tehlikeye atacağı aşikardır.
Tahsile riayet eden kadınlar bu tehlikeden her zaman uzak duracaktır.
Resulullah, kadınların okuma-yazma öğrenmelerini teşvik eder emrederlerdi.
Mevlam analarımızı, bacılarımızı bu emre uyanlardan eyler inşallah.
Çiçekler açmıyor yanında, söyle nedir senin adın
Gönlüme sultan, çocuklarıma ana olasın kadın.
Cennet ayaklarının altında, benimde elimden tut
Kararan dünyamı, kirlenen ruhumu aşkla yıkadın. (Dermani)
Kadın;
Bir yıkılmazlık abidesi,
Bir bilinmezlik denklemi.
Her devirde mağdur olmuş,
İmdadına İslam’ın yetiştiği bir kutsiyet.
Kur’anı Kerim'de ;
“Ey insanlar, doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstün olanınız, Ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, haberi olandır” buyurulmuştur. (Hucurat 13)
Allah’ın emir ve yasaklarına uyup uymamakta,
Ceza veya mükafata ermekte,
Cennet veya cehenneme girmekte,
Hak talep etmekte,
Bilgi ve tedrisat yapmakta,
Kadınla erkek arasında bir fark olmadığına işaret etmektedir.
Fakir - zengin,
Güzel - çirkin,
Siyah - beyaz gibi bir ayırıma tabi tutulmadan,
Allah’ın huzuruna tek başına, mutlak bir kul olarak kadın ve erkeğin geleceğine işaret edilmektedir.
Tarihin derinliklerine bakıldığında kadın hiçbir hakka sahip değildir.
Bir meta gibi alınıp satılmakta,
Evlenme ve miras gibi haklardan mahrum bırakılmış,
Kadına bazen insan sayılmadığı ülkelerde isim bile takılmamış,
İnanç, vicdan, izzet, namus gibi manevi değerlerde erkeğin aşağısına itilmiş,
Aileye gelmiş bir yük ve utanma vesilesi olarak kabul edilmiş bir yaratıktı.
İslam’la birlikte kadın müstesna bir yere sahip olmuştur.
İslam’ın insan hakları beyannamesi demek olan Veda Hutbesinde Peygamber Efendimiz (SAV)
Kasva ismindeki devesinin üzerinde yüz bini aşkın Müslüman’a karşı ;
“İnsanlar ! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Tanrı emaneti olarak aldınız ; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” Buyurarak karşılıklı hakların var olduğu, diğerine karşı üstünlüğün olmadığı belirtilmiştir.
Günümüz yaşam tarzına bakıldığı zaman kadın alınıp satılmamakta.
Ancak alınıp satılan her metanın fonunu oluşturmaktadır;
Erkekler için jilet bıçağı reklamında,
Araçların oto lastiği reklamında,
Çorap reklamında,
Çatı kiremiti,
Ekilen çim,
Atılan asfalt reklamında,
Kadın değişik figür ve şekillerde insafsızca istismar edilerek kullanılmaktadır.
Karşılığında aldığı paralara hükmetmekle, her şeye sahip olacağı inancı zihinlere yerleştirilmek istenmektedir. Oysa, ebedi saadete erişecek olanlar, güzel bir hayat sürerek iman noktasında güzel amel ve hareketler de bulunanlar olacaktır.
Kur’anı Kerimde ;
“Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatınız. Ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzel ile yaşatınız. Ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz” buyurulmaktadır. (Nahl 97)
Kadının bu girdaplardan kurtulması, insanlığını idrak etmesinin ilk şartı “bilgi sahibi” olmaktır. Bilindiği gibi insanlığı dalalet çukurundan çıkaran Kur’anı Kerimin ilk emri “oku” dur. Bu emri takiben;
“Kullar içinden ancak alimler Allah’tan (gereğince) korkar” buyurularak (Fatır 28) insanların korkularına yol çizilmiştir. Yol çizilen bu insanlara düşünmeleri gerektiği de zümer süresi 9’da belirtilerek;
“De ki: Hiç bilenle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür” buyurularak Allah’ın emir ve talimatlarını öğrenmeye mecbur oldukları işareti verilmiştir. Öğrenmek, okumak ve yazmakla mümkün olacaktır. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın bakımı, terbiyesi, dil ve din öğrenimi nasıl olacak noktasında kadının bir kez daha İslam’ın değer verdiği en mühim varlık olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.
Zira kadının en mühim ve en tabii vazifesi analıktır. Ve çocuk ananın idaresi altındadır.
A. Fuat Başgil’in bu konuda yaptığı tespiti takdir etmemek mümkün müdür ?
“Kadınlara hürmet et. Düşün ki, kadınlar insanlığın anasıdır.” Diyor.
Atalarımızın bir ifadesini burada kullanmak gerekirse “Ana kucağı terbiye ocağıdır” demişlerdir. Böyle bir ocağın rezilane tütmesi,
Her meselede fon olarak kullanılması,
Geleceğimizin ümidi çocuklarımızı tehlikeye atacağı aşikardır.
Tahsile riayet eden kadınlar bu tehlikeden her zaman uzak duracaktır.
Resulullah, kadınların okuma-yazma öğrenmelerini teşvik eder emrederlerdi.
Mevlam analarımızı, bacılarımızı bu emre uyanlardan eyler inşallah.
Çiçekler açmıyor yanında, söyle nedir senin adın
Gönlüme sultan, çocuklarıma ana olasın kadın.
Cennet ayaklarının altında, benimde elimden tut
Kararan dünyamı, kirlenen ruhumu aşkla yıkadın. (Dermani)