TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PLANLARINI HAZIRLAMALIDIR.
Türkiye Cumhuriyeti acilen Devlet olarak tüm kurumlarıyla bölge bölge iklim değişikliği planlarını hazırlamaya başlamalıdır.
Geçtiğimiz Ekim ayında da gündeme gelen bu iklim değişikliği için çalışmalar yapmak son günlerde Artvin ve Rize de meydana gelen sellerden sonra gündeme geldi. Bizce acilen Çevre Bakanlığı ile birlikte Devletin tüm kurumları ile İl ve İlçe Belediyeleri’nin de katılımıyla bölgesel planlar hazırlamalıyız.
Türkiye’de 1960 ve 1970’li yıllarda artan nüfus yoktu ve çevre kirliliği daha azdı. Dönemin İran Şahı Rıza Pehlevi sabah kahvaltısında ilk iş olarak Türkiye’nin Meteoroloji raporlarını okurdu. Yağmurların fazla yağması onu üzerdi. Çünkü İran’da kurak ve çöl olan büyük araziler vardı. Bugün de sürmektedir. İran, Amerika ile arasındaki soğuk savaş nedeniyle HAARP’ın da saldırılarına uğruyor.
Karadeniz Bölgesi'nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle azalan yağışlar, dere yatakları sel ve heyelanların önüne geçmek adına hazırlanan 'İklim Değişikliği Eylem Planı' için harekete geçildi. Rize'de plan kapsamında sel riski taşıyan 'acil ve öncelikli boşaltılması' gereken 665 yapı tespit edildi. Bayramdan sonra yapılacak tebligatların ardından tahliye edilecek yapılar yıkılacak, sahipleri kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilecek yeni konutlara taşınacak.
Karadeniz'de 2 yıl önce 40 yıldır haziran ayı ortalaması 19 derece civarında olan deniz suyu sıcaklığının 26 dereceye yükseldiği tespit edildi. Mevsim normallerinin üzerinde ısınan suyun yükselerek atmosferin dengesini bozduğu, oluşan lokal şiddetli yağışlarla birlikte can ve mal kayıplarına neden olan sel ve heyelanlara yol açtığı belirlendi. Bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Trabzon, Rize, Artvin, Giresun, Ordu ve Samsun illerini kapsayan 15 maddelik 'İklim Değişikliği Eylem Planı' hazırladı.
Eylem planı kapsamında bölgede yaklaşık 19 bin akar dere, 131 bin kuru dere ile 1430 kilometre yol üzerinde inceleme yapıldı. Karadeniz Bölgesi'ndeki 6 ili kapsayan, 15 maddelik 'İklim Değişikliği Eylem Planı’ ile yüksek heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar, uygun alanlara taşınacak ve bu bölgelerde inşa faaliyetlerine izin verilmeyecek.
Ekonomik ömrünü tamamlamış veya yetersiz kesit genişliğine sahip köprüler kaldırılacak. Karadeniz Sahil Yolu'nda, yağışın denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacak. Hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık gibi kamu binaları riskli bölgelerden kaldırılacak. Doğal afet riski taşıyan alanlarda can ve mal güvenliği açısından erken uyarı sistemleri kurulacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 'İklim Değişikliği Eylem Planı' ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“Dere Yataklarında risk taşıyan yapılarla ilgili tespitler sürüyor. Taşınma ve Kira yardımı vereceğiz. Toki Başkanlığı da ilk etapta 550 Konut yapacak” dedi.
Tarım arazilerine köklü ağaçlar dikilmesini isteyen uzmanlar, çay ve fındık bahçelerinde bu uygulamanın yapılmasının riskleri önleyeceğini belirtiyor. Uzmanlar yine çay ekiminde teras uygulamasından kaçınılmasını önerirken, dere yatakları kıvrımlarının istinat duvarlarıyla kapatılmaması ve yapı inşa edilmemesi uyarılarında bulunuyor.
KENTLERDE İÇİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PLANLARI GEREKİYOR
İstanbul-Ankara ve İzmir ile Bursa gibi büyük kentler için de iklim değişikliği planlarını hazırlamak gerekiyor. Bu noktada en önemli olay olarak Tarım Arazilerinde Meyve -Sebze ve Tahıl üretimi için suyun kullanılması ön plana çıkıyor. Daha sonra da büyük şehirlerin su ihtiyacını karşılamak lazım. Gelecek yıllarda İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde Deniz Suyu arıtılarak kullanıma verilmesi gündeme gelecektir. Dünyada deniz suyundan tatlı su elde eden büyük ve teknolojik şirketler var. Bunlarla görüşüp şimdiden anlaşmak gerekiyor.
Türkiye iklim değişikliğinde neden hep öne çıkıyor. Anlaşılmıyor. Başka etkenler mi var? Bunları da araştırmak devleti yönetenlerin alanına giriyor ve bizim görevimiz de onları bilgilendirmektir.