İçimizde ki sessiz ve ölümcül tehlike kronik inflamasyon; çeşitli nedenlere bağlı olarak vücudumuzun içerisinde gelişen vehiçbir belirti göstermeden sinsi bir şekilde (beslenme ve yaşam tarzımızda yaptığımız yanlışlara göre) aylarca hatta yıllarca vücudumuza zarar veren bir süreç olarak devam eden büyük bir yangın gibidir.
Bağışıklık sistemimiz bu yangını söndürebilmek için sürekli uğraşır. Ancak zaman içerisinde hem güç hem malzeme kaybettiğinden (hatalarımızın devam etmesi halinde) vücudumuzun savunması zayıflayarak tüm hastalıklara karşı açık hale gelir.
Günümüzde “hastalıkların bu kadar hızla çoğalması ve çeşitlenmesinin en önemli sebeplerinden birisi de, kronik inflamasyon nedeniyle bağışıklık sistemimizin sürekli zayıflamasıdır.” Hangi nedenle olursa olsun vücudumuz bir kez kronik inflamasyona hazır hale geldiğinde, içimizdeki sessiz yangını başlatmak için çok basit tek bir kıvılcım dahi yeterli olabilmektedir.
Bu kıvılcım çoğunlukla alkol, sigara, çamaşır suyu, deterjan veya zevkle yediğimiz tatlılar gibi çeşitli toksinler, aşırı stres, sürekli olarak yaşanan kaygı, korku, üzüntü veya moral bozukluğu gibi yıkıcı duygu ve düşünceler, alerjik reaksiyonlar, uykusuzluk, aşırı bedensel yorgunluk ve gıda duyarlılıkları veya herhangi bir şekilde oluşan basit bir enfeksiyon gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.
Bu durumu tersine çevirebilmek ise tamamen kendi elimizdedir.
En basit yolu öncelikle kronik İnflamasyonu tetikleyen sebepleri ortadan kaldırarak, bağışıklık sistemimizi güçlendirecek yaşam tarzına ve antioksidan ağırlıklı canlı (çiğ) gıdalarla beslenme düzenine geçmektir. (Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim de detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz)
Cuma gününün; “beslenme ve yaşam tarzımızda yapacağımız basit değişikliklerin, büyük hastalıklara engel olacağını” farketmemize vesile olması dileğiyle…