24 Haziran seçim günü giderek yaklaşıyor. Cumhurbaşkanı adayları il il, ilçe ilçe, milletvekili adayları bucak bucak, köy köy dolaşıyor. Adayların karşılıklı atışmalar sırasında sarf ettikleri ‘iğneli sözler’ havada uçuşan ‘vaat balonları’nı kovalıyor.
Küçük bazı olaylar dışında sorunsuz ve coşkulu geçen seçim ortamı bana ‘uçaksız, helikoptersiz eski seçim gezileri’ni hatırlattı. 42 yılı geride bırakan meslek hayatımda birçok seçim gezisini izledim, liderlerle Türkiye’yi bir uçtan bir uca dolaştıım.
Rahmetli Süleyman Demirel ile bir defasında seçim otobüsüyle yola çıktık tam 11 gün Ankara’ya dönmedik. Ispartalı iki hemşeri ve geçmişte rakip olan Süleyman Demirel ile Sadettin Bilgiç (Koca Reis) otobüste yan yana seyahat ediyordu. Yollar git git bitmiyor, bazen birisi, sonra diğeri azıcık kestiriyordu. Adalet Partisi’nin basından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı (daha sonra Turizm ve Tanıtma Bakanı oldu) Barlas Küntay (ruhu şad olsun), basın mensuplarının haber ve fotoğraflarını merkezlerine ulaştırmaları için (otobüsün hareketini geciktirmek de dahil) elinden geleni yapıyordu. Partinin çalışkan milletvekillerinden Müfit Bayraktar da otobüsün çevresinde dört dönüyor, kalabalıkları düzene sokuyor, koruma polislerini yönlendiriyordu.
Bülent Ecevit’in Karadeniz illerine düzenlediği bir seçim gezisinde Rahşan Hanımın bizzat hazırladığı soğuk sandviçleri yedik. CHP liderinin seçim gezilerinin birinde de, tuvalet ihtiyacı olan gazetecilerin, mola verilmesi isteklerini ‘çiçek toplayalım’ diye kamufle etmeleri ise siyasi literatüre geçti. Bir defasında kendisine el sallayan gelin ile damadı gören Ecevit’in, otobüsten inip ellerini sıktıktan sonra damada ‘hayırlı başarılar’ demesi uzun süre siyasi espri konusu oldu.
Rahmetli Alparslan Türkeş’in Sivas ve Erzurum’u kapsayan seçim gezisinde Genel Sekreter Yardımcısı ve Basın Danışmanı Yaşar Okuyan sanki bir süpermendi. Onu herkes tanıyor, sesleniyor, O da herkesi tanıyor, seçim otobüsünün üzerinden, isimleriyle hitap ederek karşılık veriyordu. Nerde yiyecek, içecek ve giyeceğin iyisini görürse basın mensuplarını haberdar ediyordu. Hatta, bir akşam yemeğinde, gazetecilerim alkol isteğini, çevredekiler fark etmesi ve laf söz olmasın diye, ayran kokteyli yaptırarak karşıladı.
Doğu Anadolu illerini kapsayan uzun bir seçim gezisinin ardından Karadeniz’e yönelen Halkçı Parti Genel Başkanı merhum Necdet Calp.. Samsun’dan başlayarak bölgedeki illerin tamamını dolaştı. Partinin basından sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Yılmaz Hastürk, gazetecilerin haber ve görüntülerini merkezlere ulaştırmaları için elinden gelen her imkanı yaratıyor, koşuşturmaktan ter içinde kalıyordu. TRT’deki liderler açık oturumunda Turgut Özal’a çıkışarak ‘köprüyü sattırmam’ diye masayı yumruklayan Calp, seçim gezilerinde çok sakindi. Hele akşam yemeklerinde canlı müzik varsa keyfine diyecek yoktu. Partisinin seçim müziği yaptığı ‘Yılları durduracak / Güneşi doğduracak / Dünyamı dolduracak / Bir sevgi istiyorum’ şarkısını sanatçılardan mutlaka istiyor, eşlik ediyordu.
Rahmetli Turgut Özal’ın seçim gezilerinde, ses ve video çekimi sistemini yöneten merhum Erkal Zenger’in miting öncesi kitleleri coşturan methiyeleri, fıkraları ve esprileri ortamı renklendiriyordu. Van’dan karayoluyla Hakkari’ye doğru yola çıkan Anavatan Partisi konvoyunda, makam otomobilinin direksiyonuna geçen Özal’a yetişmek mümkün olmayınca, geride kalan gazeteciler şehre girişini görüntüleyemedi.
Geçmişten günümüze dönecek olursak, seçim gezilerinde basın mensuplarının işi epeyce kolaylaştı diyebiliriz. Anında görüntü, anında haber izleyiciye ve okuyucuya ulaşabiliyor.
***
Peki, bu hafta seçim takviminin hangi aşamasındayız? Şöyle özetleyelim:
-Yurt içi sandık kurullarının oluşumu işlemleri tamamlanacak, seçim işlerinde görevlendirileceklere yönelik eğitim çalışmalarına başlanacak.
-Başka bir ilde görevlendirilen kolluk güçlerinin Yüksek Seçim Kuruluna bildirilmesi işlemi sona erecek,
-Cumhurbaşkanı adayları ile siyasi partilerin radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunda kur’a çekilecek (16 Haziran Çarşamba),
-Kapalı oy verme yerlerine ve sandık çevresinde görülebilir yerlere asılacak olan aday listeleri İlçe Seçim Kurullarına gönderilecek.
-Propoganda serbestliği ve bazı seçim yasakları başlayacak (17 Haziran Perşembe).
-Sandık seçmen listeleri, sandık alanı ve sandık kurulu görevlileri şerhi işlenerek çoğaltılmaya başlanacak.
-Radyo ve televizyon propaganda konuşmaları başlayacak (17 Haziran Pazar).
-Seçmen bilgi kâğıtlarının seçmenlere dağıtımı işlemi tamamlanacak.
***
Yazımı, muhafazakar kimliği ile bilinen Gazeteci Levent Gültekin’in, 'AK Partililere' başlığını taşıyan yazısından kısa alıntılar yaparak tamamlamak istiyorum:
"..Sevgili AK Partililer,
24 Haziran’da seçime gidiyoruz.
Bu seçim ülkemizin kader seçimi.
Sizin, bizim… hepimizin hayatı, yaşamı, geleceği, çocuklarımızın hayatı… yani geleceğimizin belirleneceği bir seçim.
Neden mi kader seçimi?
Anlatayım.
Biliyorsunuz 16 Nisan referandumu ile cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında bütün yetkilerin tek bir kişide toplandığı bir sisteme geçtik.
24 Haziran, işte o “tek adam” rejiminin uygulamaya konulup konulmayacağının seçimi.
Tek adam rejimlerinde devlet bir parti devletine dönüşüyor.
Aynen Irak’ta, aynen Suriye’de aynen Libya’da, aynen Kuzey Kore’de olduğu gibi.
Sevgili AK Partililer,
Bu ülke hepimizin. Hepimiz istiyoruz ki bu ülkede ağız tadı ile huzur içinde yaşayalım.
Hepimiz istiyoruz ki dünyada saygın ülkeler arasında yerimizi alalım.
Ekonomide sorunlarımız var, eğitimde sorunlarımız var. Bilimde, sanatta, teknolojide… birçok alanda dünyanın fazlasıyla gerisinde kaldık.
Bu iktidardan önce de sorunlarımız vardı şimdi de var.
Dişimizi sıkar, el ele, omuz omuza verirsek bütün bu sorunları bir şekilde çözeriz.
Ülkemizi yıkıma götürecek tek adam rejiminin tesisine onay vererek hepimizin yaşamını, ülkemizin geleceğini tehlikeye atmayın.
Vereceğiniz bu onayla çocuklarımızın hayatını, geleceğini karatmayın.
Sizin vereceğiniz oylarla tek adam rejimi kurulursa bu ülke yaşanmaz hale gelecek.
Hiçbir şey yapamıyorsanız, mevcut aktörlerden birine oy veremiyorsanız bile tek adam rejimi kurma heveslisi mevcut iktidara da oy vermeyin.
Vermeyin ki ülkemizin yaşayacağı muhtemel yıkımın ortağı olmayın.
Vermeyin ki yaptıkları, yapacakları haksızlıkların vebalini yüklenmeyin.
Umarım bu seçim hepimizin dostça, kardeşçe, özgürce, eşit, huzur içinde yaşayacağımız; yoksulluğun, kavganın, dışlamanın, ayrımcılığın olmadığı bir ülke olmanın ilk adımı olur."
--
İYİ HAFTALAR, İYİ BAYRAMLAR
remzidilan_48@hotmail.com