Hadis, Cenab-ı Allah’ın biz insanlara gönderdiği ve “Habibim” olarak zikrettiği Hz. Muhammed Efendimizin söylemiş olduğu sözler anlamında kullanılan kavramdır. Bu sebeple bir söz eğer hadis olarak tanımlanıyorsa o söz, Peygamberimizin söylediği en doğru söz olup Allah’ın rızası olan sözdür. Peygamberimiz, insanlığın kurtuluşu için Allah tarafından gönderilen davetçi ve uyarıcıdır. Daveti, İslam üzerine Allah’ın kulu olmamız içindir ki bu sebeple sözleri de İslam’a uygun, Allah’ın rızasını barındıran, biz insanlığın felaketi için değil kurtuluşu için söylenmiş sözlerdir. Peygamberin sözleri olan hadisler, insanlık için olması gereken en doğru sözleri içerir. O sözle amel etmek, kurtuluşumuz için son derece önemlidir. Hz. Muhammed Efendimiz, insanlığın kurtuluşu için gelmiş bir peygamber olduğundan, kendisi de insanlığın en kemâl derecesinde tebliğ ve davet ettiği tevhit ve kulluk üzerine yaşayandır. O’nun hiçbir sözü, Kur’an’la, tevhit olan İslam’la zıt düşmez ve insanlığın faydasına olan herhangi bir şeyi yasaklarken zararına olacak bir şeyi de içermez. Cenab-ı Allah, Kehf suresi 56. Ayeti kerimede,
Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
buyurarak bu gerçeği beyan etmektedir. Burada anlaşılması gereken çok önemli bir olay vardır! İnsanlar, batıl üzerine yaşayan, cehaleti din zanneden ve bu cehaletle beslenenler haline dönüşmüşlerdi ki şu an dahi aynı durum geçerlidir. Nefs-i emmare üzerine zulmaniyetle sürdürülen ve ayette “Batıl” denilerek zikredilen bu hal, Allah’ın rızası olmayan, Allah’a kulluk olmayan, içinde İnsanlığa fayda barındırmayan, küfrün, şirkin, zulmün hâkim, Rahmaniyetin ve insanlığın olmadığı yaşam tarzıdır. Doğruların yanlış, yanlışların doğru olarak benimsendiği cehalet anlayışının benlik ve egoizm içinde tanımladığı, emmareye göre doğruların yaşandığı batıl sistem, insanlığın felaketi olduğundan Hz. Muhammed Efendimiz, Hak olan varlığı, daveti, tebliği ve yaşantısıyla batılın üzerine güneş gibi doğmuştur ama insanlar, varlıklarını sürdürdükleri batıl sistemini terk etmek istemediler çünkü onlar batıldan beslenenlerdi. Varlığı karanlığa bağlı olanlar, güneşten nefret edip güneşi sözleriyle söndürmeye kalkarlar. İşte insanların, oluşturmak ve yaşayıp yapmak istedikleri şeyler, eski cahiliye dönemine ait olup, İslam’a, Kur’an’a, insanlığa uygun düşmeyenlerdi! Nefs-i emmarelerine yenik düşmüş, kendilerine zulmetmeye başlamış, zalimlikten ve insanlık dışı söylem ve uygulamalarla dünyevî zenginliğe sahip olan bu zihniyet, ki Cenab-ı Allah, yüce Kur’an’ı keriminde bu zihniyete, “Lanetlenmiş soy” demektedir, işte bu zihniyet, kendi çıkarları için İslam’ı kullanabilmek için sihirli bir söz icat ettiler. Bu söz, “Peygamber dedi ki virgül” sözüydü. “Peygamber dedi ki, …………………………………”
Onlar, Peygamber dedi ki deyip kendi isteklerini ve sözlerini insanlığa peygamberimizin adını kullanarak söyleyip kabul ettirdiler. Kendi küfür ve zulümlerini, kendi insanlığa aykırı eylemlerini Peygamber ismiyle örterek doğru gösterdiler. Nefs-i emmare boyutunda olanlar ise, bu söylemler hoşlarına gittikleri ve yapmayı istedikleri şeylere kapı açıldığı için kabul ettiler. Onlar, Allah’ın rızası olmayan, Kur’an’a aykırı, Peygamberde bulunmayan, tevhitle alakasız, tamamı cahiliye dindarlığına, zalimliğe, küfre ait ne varsa bu sihirli sözcükle batılı Hak olarak gösterip Hakk’ı batılla çürütmeye başladılar ve devam etmektedirler. Bir söz Hak ile uygun değilse o sözü Peygamberimiz söylemiş olamaz. Cenab-ı Allah, bu gerçeklik için Sebe suresi 28. Ayeti kerimede,
Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlığa, ancak bir müjdeci ve uyarıcı olman için gönderdik. Fakat insanların çoğu, bu gerçeği anlamazlar.
buyurmaktadır. Hakka suresi 44-45. Ayeti kerimelerde,
Eğer Peygamber, Bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
denilerek, Hakk’a uygun olmayan bir sözün Peygamberimiz tarafından söylenmiş bir söz olmadığı apaçık vurgulanmaktadır. Şimdi özetle, bir söz insanlığa aykırıysa bu söz Hak’tan değil batıldan çıkmış söz olup uygulanırsa kişiyi felakete götürür. Her hadis denilen Hak söz değildir.
Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır. Buhârî.
Kadınların akılları kıt ve dindarlıkları eksiktir. Buhârî
Çok tanrıcıların yaşlılarını öldürün. Ebu Dâvud-Tirmizî
Namazı terk edenler öldürülebilir. Ebu Dâvud-Tirmizî
Yüz sene sonra yeryüzünde kimse kalmayacak. Buhârî.
Peygamber deve sütünü ve sidiğini içmeyi tavsiye etti. Buhârî.
Peygamber, savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesinde sakıncası olmadığını söyledi. Buhârî.
Birkaç örnek verdiğimiz ve adına hadis denilerek Peygamberimize iftira atan, Hakk’ı batılla yok etmeye çalışan zavallıların sözlerini incelediğimizde hiçbirisinin insanlığa, Allah’ın rızasına, Kur’an’a uymadığını görmekteyiz. Nisa suresi 124. Ayeti kerimede,
Erkek olsun, kadın olsun, inanıp da iyi işlerde bulunanlar, cennete girerler ve kıl kadar bile zulüm görmezler, hakları zayi olmaz.
denilirken, Furkan suresi 68. Ayeti kerimede,
Ve öyle kişilerdir onlar ki Allah'la beraber başka bir mabuda kulluk etmezler ve haklı olmadıkça Allah'ın haram ettiği bir cana kıyıp kimseyi öldürmezler ve zina etmezler ve kim bunları yaparsa cezaya düşer.
buyrulmakta ve Şuara suresi 9 ayeti kerimede,
Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
denilmektedir. Şimdi, ayetler ışığında ve İslam’ın barış dini olması gerçeğinde baktığımızda Peygamberimize iftira atarak kendi zalimce ve insanlık dışı isteklerini yapabilmek için uydurulmuş sözlerin Hadis olması imkansızdır. Cehaletin, zalimliğin, emmarenin uydurmalarının İslam’da ve Hz. Muhammed Efendimizde yeri yoktur. “Ama bu hadislerin dayandığı güvenilir insanlar var” denilebilir! Evet var ama bu sözün, dayandığı o insana ait olup olmadığı yine nihayetinde Hz. Muhammed’e uygun olup olmadığındadır. Sözü söyleyen kişinin sözü, Hakk’a uygun değil batıla dönükse kendisi de batılı yaşayan müşriktir ya da onun ismini kullanmışlardır. Peygamberimiz kendisiyle çelişen, insanlığa ve Allah’ın rızasına aykırı söz söylemez!
Peygamberimiz hadisinde, “Allah’tan başka ilâh yoktur ve Muhammed Allah’ın resulüdür, diye şehâdet eden kimseye, Allah cehennemi haram kılar.” buyurmaktadır. Cenab-ı Allah, Ali İmran suresi 18. Ayeti kerimesinde,
Allah kendinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de adalet üzere hareket ederek Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ettiler. Yüce ve hikmet sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur.
buyurmaktadır.
İslam olmak, Allah’ın rızasını kazanıp kul olmaktır çünkü bizi kurtaracak olan, yaratılma sebebimiz olan, Allah’a kulluktur. Eğer söz, bizi insanlığa, ilme, doğruluğa ve rahmaniyete yöneltip Allah’tan başka ilah olmadığı hakikatine götürüyorsa Hak’tır hadistir. Bunların tersi olan tüm sözler batıldır hadis değildir, uydurmadır.
www.ozkangunal.com
ozkangunal@ozkangunal.com