Günah, genel anlamıyla ilahi kuralın ihlal edilmesi anlamına gelirken, Allah’ın Kendisine inananlardan yapmalarını istediklerinin yapılmaması, yapmalarını istemediklerinin de yapılması anlamına geldiğinden inanan kişinin direkt kendisini ilgilendiren konudur. Günah, kişinin kendi yaptığı tövbe gerektiren eylem ve sözler bütünlüğü olduğundan, insana tövbe etmek lütfedilmiştir. Bu günahlar küçük ve büyük olarak sınıflandırılmış olsa da sonuçta günahtır. Ali İmran suresi, 11. Ayeti kerimede,
Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi ayetlerimizi yalanladılar da böylece Allah günahları nedeniyle onları yakalayıverdi. Allah, cezayla sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
denilerek bizlere günahın Allah’ın ayetlerinin yalanlanması olduğu vurgulanmaktadır. Günümüzde, İslam’ın şartı olarak listelenen ibadet çeşitlerinin yapılmamasının günah olduğu sürekli söylenmektedir. Namaz kılmamak günah, oruç tutmamak günah, sağlığı ve maddi imkânları yerinde olana hacca gitmemek günah, zekât vermemek günah, tevhidi dille söz olarak söylememek günah gibi uyarılar her gün her yerde karşımıza çıkmaktadır. Evet, tüm bunlar da günahtır çünkü yapabiliyorken yapmamak emre karşı gelmek durumuna düşürdüğünden günahtır lakin neden sürekli ibadet kısmı ön plana çıkartılıp yapmamak günah olarak vurgulanmaktadır?
Amaç, günahın gerçekte ne olduğunun bilinmemesi mi yoksa günlük yaşam tarzı haline gelmiş günahların her gün tekrar tekrar yapılıyor oluşunun üzerinin örtülmesi mi?
Günah olarak ibadet etmemeyi ön plana çıkartarak sürekli vurgulayanların da aslında günahkâr oluşundan dolayı kendi günahlarını gizleme çabası mı?
Günah nedir? Günah en öz tanımıyla ayette Cenab-ı Allah’ın belirttiği gibi ayetlerin yalanlanmasıdır. Nedir ayetlerin yalanlanması? Ayetlerle tanımlanmış olan yasakların uygulanışı! Ayetlerde yasak olan bir şeyin önü sonu ve içeriği kesindir ve kişisel durumlara göre esnek değildir. Yasaksa kesin yasaktır! Bu sebeple yasağı çiğnemek ama kişisel görüşler doğrultusunda türlü bahaneler üretip vicdan rahatlatmak, ayeti yalanlamaktır. Günah içindeyken ibadet edilse bile ibadetin günahı çoğalttığı bu günahlar, Allah'a şirk koşmak, Allah'tan ümidini kesmek, zina yapmak, yalan söyleyip yalancı şahitlik yapmak, dolandırmak, kandırmak, sihir ve büyü işleriyle uğraşmak, yalan yere yemin etmek, alkollü içecek tüketmek, yetim ve öksüz malı yemek, faiz yemek, hırsızlık yapmak, insan öldürmek, vatan savunması esnasında savaşı terk etmek, anne ve babanın sözünü dinlememek, saygısızlık yapmak, itaat etmemek, domuz yemek, kul hakkı yemek, görevi kötüye kullanmak, halka hizmet için değil kendi menfaatlerin için makamı işgal etmek gibi yaşam içerisinde yapılan bir sürü günah vardır lakin dikkatler bu günahlara çekilmediği için insanlar günah işlediklerinin farkında değillerdir. Bu sebeple de tövbe edip bu işleri yapmaktan uzaklaşmak yerine her gün günaha daha çok batmaktadırlar. Domuz yemek günah da kul hakkı yemek günah değil midir?
Şirk koşmak Allah'ın en sevmediği en büyük günahlardandır. Şirk koşmak demek Allah'a ortak koşmak demektir. Herhangi bir şeyi Allah’ın yerine koymak şirk koşmaktır. Şirk en büyük zulüm olup kişiyi Cehenneme götürür. Zina yapmak, kalbin kararmasına, kişinin Allah'tan uzaklaşmasına neden olurken diğer günahların da kaynağı haline gelir. İçki içmek, aklı sarhoş eden, kişinin mantıklı düşünmesini engelleyen, bu sebeple her türlü kötülüğe kapı açan zulüm aracı olurken, Cenab-ı Allah'ın şeytan işi diye buyurduğu günahlardandır. Faiz, İslam'da haram olan büyük günahlardan birisi olup haksız kazanç elde etme yöntemi olurken karşımızdakine de zarar verip zulmetme aracıdır. Faiz yemek kişiyi tembelliğe sürükler ve çalışma isteğini yok eder. Büyü yapmak, büyü işleriyle uğraşmak, Allah'ın kesin olarak reddettiği günahlardan birisidir. Büyü işleriyle uğraşmak, kandırmak, dolandırmak ve fitne fesat çıkarmak olup büyük günahlardan birisidir. Yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmak, haksızlık yapıp zarar vermek ve haksız kişisel çıkar sağlamak olduğundan günahtır. Adam öldürmek ya da intihar etmek de İslam inancına göre bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibi olacağından, günahlar arasında sayılmış, men edilmiştir çünkü bu Allah’tan ümit kesmeye girer hem kişinin kendisi için hem de karşısındaki kişi için. Cenab-ı Allah,
Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın. (Bakara Suresi, 188) Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki, “Onlarda hem büyük günah hem insanlar için bazı yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür.” Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki, “İhtiyaçtan artakalanı.” Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz. (Bakara Suresi, 219) Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter. (Nisa Suresi, 50) Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye girişme. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkarı sevmez. (Nisa Suresi, 107) Kim bir günah kazanırsa, o ancak kendi nefsi aleyhinde onu kazanmıştır. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 111) Kim bir hata veya günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalanı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir. (Nisa Suresi, 112)
buyurarak bizlerin dikkatini çekmekte ve uyarmaktadır. Peki, yaşamın içinde günah olduğunu bilmediğimiz için yaptıklarımız ve söylemlerimizle günahkâr olduğumuzu fark ettiysek ne yapacağız? Bunun cevabını Cenab-ı Allah, Furkan suresi 70. Ayeti kerimede,
Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
buyurarak vermektedir. Cenab-ı Allah, tövbeleri kabul eden, bağışlamayı sevendir ve bizler Allah’ın bizi bağışlamayı sevmesine sığınırız ama tövbe ettiğimiz hallerden uzak kalmak sonucuyla! Onun için günahımıza tövbe ettiysek, Enam suresi 120. Ayeti kerimde,
Günahın açıkta olanını da gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir.
denilerek, Allah’ın hem bizden umudunu kesmediği hem de günahı terk ederek tövbe edebileceğimiz gösterilmektedir. Tüm bu günahların üstünde asıl günah olup bütün günahların kaynağı yani sivrisineklerin bataklığı olan bir günah vardır ki asıl ona tövbe etmedikçe gerçek anlamda Allah’ın kulu olamayız. Bataklık yerinde duruyorken sivri sinekleri yok etmeye çalışmak sonuç vermeyecektir. Bu günah, Nisa suresi 48. Ayeti kerimede,
Gerçekten, Allah, Kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.
denilerek belirtilmiştir. Kişinin kendisini ilah olarak görüp Allah’a şirk koşması! Benlikten, egodan, emmareden geçerek ilahlık iddiasına tövbe edip, dünyada yaşarken, kendimizde ve her yüzde Allah’tan başka ilah olmadığı gerçeğine şehadet etmek, üzerimize düşen farzdır. Henüz şehadeti olmayanlar hala büyük ve küçük günahlar içinde yaşayıp tövbe edemeyenlerdir.
www.ozkangunal.com
ozkangunal@ozkangunal.com