Bir Kasım gecesi, ani karanlıkla kabuslar sarıyor, içim eziliyor, bir ışık diliyorum. Gökyüzü yıldız dolu…
Bir yıldız kayıyor, ilk defa ürkmüyorum korkmuyorum zifire rağmen, görünmez bir müjdenin yansımasıdır umuduyla Rabbime sığınıp şükrediyorum, içim huzur doluyor.
Gece sabaha ulaşıyor.. Ve Yaradan’ın en yüce bağışlarından birine tanık oluyorum. Tanık benim, bağış bana.
Güzelliğin Allah’ın yansıması, acım gurura dönüşüyor yüzünü görünce. Kulağına okunan ezan sesi nur yayıyor odaya. “Gökçe yüzün, gökçe talihin olsun!” diyor o güzel insan. “Bahtlı ve tahtlı ol“ diye ekleyerek.
Gökçe güzel, anası gibi bahtı seçmiş. Umursamaz şanı şöhreti, parayı. Bilir ki gelip geçicidir hepsi. O var olacağa taliptir. Bir dilim de olsa paylaşımın derdindedir acıyı, kederi, varlığı. Sevgi lokmasının en büyüğüne aş erer, onun için çarpar yüreği.
Bir sabah göğün sancılandığı vakitlerdir sabaha vuslat için. Yavaşça açarım kapısını namaza durmuştur. Bir ışık nura boğar odayı ya da öyle sanırım. Güneş doğmakta. Gökçe kız nefsin bittiği yerdedir. Sessizce şükürlere dalarım.
“Gülün goncası” solmasın ister. Çocuklar aç kalmasın. Hayallerin, sözlerin çok ötesinde yakarışlar, vefanın yitirilmiş düzenine çarpar. Öylece kalmaz çünkü tek olanın sahibinin “Tek” olduğunu bilir ve hiç yitirmez umudunu. Bilir ki var olduğu sanılan her şey bu dünyaya aittir, aslında o var olan yok olacaktır.
Hesapsız, umarsız bir yaşamın başköşesine oturur. Yiğitçe bir yaşama adanmış nağmeler dudaklarında öyle ister, bir sahipleniş eskiye, bir gururlanış, her eskiyene bir tutku. Gökçe çiçek, geçmişin yaşanmışlıklarını zehir zemberek dünyaya bereket bilir, rahmet bilir. Tez elden yüreklerin uyanıp “Bir”liğe varmasıdır duası.
Taşına toprağına vurgun. Vurgunların mazisine vurgun, kutsal bildiği toprağına bir sevda türküsü gibi yanık.
Yaradılışın gayesini çoktan “öz” lemiş. Yaratılana sabrı, bağışı, acıması, tutkusu hep bu yüzden. Bir başka bakışı çiçeğe kuşa hep bu yüzden. Bir başka gönlünde yansımaları hep bu yüzden…
Gökçe kız, dağ ceylanı, kır çiçeği, anasının gönül saraylısı. Edasına, nazına can kurban.
Gökçe kız kor ateş, Gökçe kız özlem yangısı, Gökçe kız anasının sılası, vuslatı.
Gökçe kız bulutlu. Esmiş deli rüzgarlar alıp götürmüş yaylalara, bozkırlara. Ummanlar yakın, yağdı yağacak. Mehtap yüzünün aksi. Yakamozlar göz pınarları. Vefaya cefaya hazırken yıkılışı. Özün göze yenilişi.
Gözlerini bana ver bebeğim. Yüreğin gibi gözlerin de benim olsun. Öylece baksın sevgiyle, muhabbetle, hatta başkasını severim korkusuyla baksın, razıyım ver bana.
Bir Kasım sabahı gönlüme düştüğünde ve sıcaklığın göğsümü yalarken dualardaydım sessizce ve hala.. Sevgimizin ötesi emsalsiz dostluğumuzu verene bin şükür.
TÜM GÖKÇE ÇİÇEKLERE İTHAFTIR..