Dünya’yı yöneten şeytana tapanlar, Temmuz ayı içinde iki olay ile insanlığa mesajlar verdiler.
İlki, Microsoft programlarında ortaya çıkan bir yazılım hatası nedeniyle Dünya ülkelerindeki binlerce kurum etkilendi. Hastanelerde sağlık hizmetleri verilemedi. Havalimanları seferleri durdurdu. Trenler çalışmadı. Bankalar işlemlerini yapamadı. Sonuçta ABD başta olmak üzere Avrupa ülkeleri hatta yazılım da ileri gitmesine rağmen Hindistan bile etkilendi.
Türkiye’de ise bankalarda ve THY’nda sıkıntılar yaşandı.
Peki, bu 19 Temmuz tarihi bize neyi anlatıyor. Tarih’teki büyük “Roma Yangın”ını anlatıyor. Yazılım hatası denilirken, Dünya’da da bir yazılım yangını başlatılmış oldu.
Büyük Roma Yangını, 19 Temmuz 64'te başlayıp yaklaşık bir hafta süren ve başkent Roma'nın üçte ikisinin yanmasına neden olan büyük yangın.
Tarihçi Tacitus'a göre Büyük Roma Yangını 64 yılının 19 Temmuz gecesi Circus Maximus etrafında kümelenen dükkânların arasında başlamıştı.[ Birçok Romalının taş duvarları olmayan ahşap evlerde oturmasından dolayı yangın oldukça hızlı biçimde bu bölgelere doğru sıçradı. Yangın beş gün sonra tekrar güçlenmeden önce neredeyse kontrol altına alınmıştı. Tarihçi Suetonius, yangının toplam altı gün ve yedi gece boyunca devam ettiğini iddia eder. Yangın Roma'nın on dört bölgesinden dördünü tamamen, yedi tanesini ise kısmen küle çevirdi. Yangın aynı zamanda Neron'nun sarayına, Jupiter Stator Tapınağı'na ve Vesta Tapınağı'ndaki ocağa da zarar verdi.
İnsanlık ile oynayan bu grupların, bir hafta sonraki hedefi ise Olimpiyatlar oldu. Dikkat edin Roma Yangını’da bir hafta sürmüştü.
26 Temmuz’da Olimpiyat açlışı Sen Nehri üzerinde yapıldı. Stat açılışı olmadı. Orada da “LGTB” şovu ile “Eşcinsellik” sunuldu. Dünya televizyonlarında ise yaklaşık 3 Milyar’dan fazla insanın izlediği bu şov açılışa damga vurdu.
Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde "drag queen" (kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) performansıyla Hz. İsa'yı konu alan "Son Akşam Yemeği" tablosunun tasvir edilmesi, dini inanca saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle tepki aldı.
Bu gösteriden sonra ise dinlerle alay etme metodu sahneye çıktı. Orada’da Hz. İsa ile dalga geçildi. İsa’nın son akşam yemeği canlandırıldı. Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde "drag queen" (kadın kıyafeti giyip makyaj yapan erkek) performansıyla Hz. İsa'yı konu alan "Son Akşam Yemeği" tablosunun tasvir edilmesi, dini inanca saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle tepki aldı.
Avrupa’daki Hıristiyanlar, Kiliseler tepkileri gösterince Olimpiyat Sözcüsü çıkıp “Biz Dini inançlara saygılıyız. Hedef almadık deyip özür dilerken” istenen şov da yapılmış oldu.
Paris 2024’te bize bu dünya mirasıyla değil, neoliberalizmin LGBT dayatmasıyla geldi.
Mesele bireysel tercihlere saygıyı geçti, toplu bir göze sokma, özgürlüğü beyinden cinsel organlara indirme çabası olarak karşımıza çıktı.
Peki LGBT olayı ve Hıristiyanlık ile alay etmenin perde arkasına ne var?
Şu var; 1776 Yılında Münih’te İlluminati’yi kuran Adam Weishaupt’un kuruluş felsefesi arasında:
İmparatorlukları ve Krallıkları yıkmak. Aile Bağlarını koparmak. Gelenekleri yok etmek. Dinleri yok etmek. Eşcinselliği teşvik etmek.Peki, Olimpiyat Oyunları’nda bunların yer alması sizce nedir?
Bizce tüm dünyada ‘Aile’yi yok etmek ve dinleri zayıflatmaktır.
Yıl 1776… Yıl 2024…
Aradan bunca zaman geçmesine rağmen, insanlıkla alay eder gibi o şeytani planlar da uygulamalarını sürdürüyor..
(Fotoğraf: ınternethaber)