Eskiler böyle demiş ;
“Doğmadık bebeye don biçilmez"
Öyle ya, çocuk kız mı olacak, erkek mi olacak, yoksa ikiz mi olacak?
Kıza göre biçsen erkeğe giydiremezsin.
Erkek çocuğa göre yapsan kıza giydiremezsin.
Tek kişilik biçersin, diğer çocuk ortada kalır.
Yani henüz ortada olmayan bir durum için hazırlık yapılmaz.
...
Bu durum bu zaman için gerçekten böyle mi ?
Ultrason çıkmış,
Çocuğun anne karnında ki fotoğrafını çekiyorsun.
Son model resim ve film çekme makinaları ve ölçüm aletleri çıkmış,
Çocuğun anne karnındaki boyunu, kilosunu hesaplıyorsun.
Hassas dinleme aletleri çıkmış,
Çocuğun anne karnındaki sesini duyuyorsun.
...
Demek ki “İlmin ışığında işin bir hakikati” var.
Biz bir çocuğa don biçemezken elin oğlu dünyaya yön biçiyor.
Dünyanın önünde giderek olayları kendi düşündüğü gibi planlayıp uyguluyor.
...
Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde : “Zaman size uymazsa siz zamana uyun" derken, herhalde kastedilen mana bu olsa gerek. Zamanın getirdiği akışa uymak.
Uyamazsak yok olup gideceğiz demektir.
Hani Memlük Sultanı Kayıtbay'ın zamanın getirdiği barut ve topu kullanmayarak Yavuz Sultan Selim Han'a yenilmesi gibi.
Bu alan, geleceğe yön vermek için İslam adına iş yapan alimlerin uğraş alanıdır.
Onlar Müslümanların gelişimi için, ileride rahat olabilmeleri için hadise, ayete bunun için mana vermişler. Onları te’vil ve tefsir etmişler. Neticede de içtihat ederek fetvalarını vermişler.
Lakin şimdi din adamlarımıza bakıyoruz; Diyanet de dahil olmak üzere tamamına yakını 'Olmuş olayları meşrulaştırabilmek' adına saçma sapan fetvalar verip, halkın aklını allak bullak ediyorlar. Kur’an'da kesin olarak yasaklanmış olan işleri bile helal kılar hale gelmişlerdir.
İnsanların hep yanlışa düşmesi için zemin hazırlamışlardır.
Peygamberi ve Kur’anı yanlış anlayıp yanlış yorumlamışlardır.
İslam ülkelerinde geri kalmışlığın, kan ve göz yaşının çok olması bu İslam alimlerinden değil, gerçek manada İslam aliminin olmamasından kaynaklıdır.
...
Biz geçmiş olayları düzlüğe çıkarmaya çalışırken elin oğlu geleceğe yön verme derdinde.
İlim adamının olmaması, bilgi adamının yetişmemesi bizleri hep bir çamur deryasında bocalar hale getirmiştir.
Hani 1970’li yılları bilenler UFO’ların uçuştuğunu hatırlayacaktır. O zamandan bu zamana hala bu UFO’ların gerçek mi hayal mi, kurgu mu olduğunu hala anlayabilmiş değiliz.
Ama şimdi o UFOların, benzeri çizgi filmlerin bir kehaneti olduğuna inanıyorum.
...
İşin gerçeği şu Süper güçler, dünyaya ve süper gücü olmayanlara yön veriyor.
Simpson Çizgi Dizisi!
Kehanet mi? Kurgu mu?
Yoksa kurguladıklarını gerçeğe dönüştürme planı mı?
...
Tahmin ettikleri olaylara bir bakalım şimdi;
Yıl 1993
11 Eylül Saldırıları 1993'teki bir bölümde duvardaki tabloda ikiz kulelere benzer bir yapının dumanlar altında olduğu görülüyor.
Çizgi filmin 1997 yılında yayınlanan bir bölümünde Lisa'nın elindeki derginin kapağında 9 -11 yazdığı düşünülüyor.
Haber 11 Eylül 2001 El-Kaide'ye bağlı kişiler tarafından kaçırılan uçaklar, Amerika Birleşik Devletlerindeki iki farklı hedefe intihar saldırısı düzenliyor. Olay meydana geldiğinde hiç kimse bu işin gerçekte olduğunu da düşünmemişti zaten. Uzun vadeli bir uygulama olduğunu da anlamamıştı zaten.
...
Yıl 1994
IPHONE
Simpson çizgi dizinin 1994 yılında yayınlanan bir bölümü. Bu bölümde Apple logosuna benzer logoya sahip bir cihaz gözüküyor. Logoya dikkat ettiniz mi? Apple !
1995 yılında yayınlanan 6. sezon 5. bölümde ise akıllı saat görülüyor.
iPhone, Apple tarafından tasarlanan ve üretilen multimedya ve internet özelliklerini destekleyen akıllı telefondur. İlk modeli 29 Haziran 2007'de tanıtılmıştır.
Yani adamlar teknolojilerini hazırlamış. Tanıtımlarını 1994 yılında yapmış ve 13 yıl sonra piyasa sürmüşler. Bu bir tesadüf olamaz. Hele kehanet hiç..
...
Yıl 1996
Donald Trump
"The Simpson" dizisinin 2000 yılında yayınlanan bir bölümü. Yaşlı bir adam yürüyen merdiven inerken etrafındakileri selamlıyor.
8 Kasım 2016 tarihinde yapılan 2016 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerine Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olarak girmiş, Hillary Clinton'ı geçerek Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. Devlet başkanı olarak Trump seçilmiştir. Adamın şebekliğine kadar yıllar öncesinden çizilmiş. Bu nasıl bir analiz, bu nasıl bir uygulamadır ki yazılıp çizilenler 16 yıl sonra baskıdan çıkmış gibi aynı olabiliyor.
...
Yıl 1997
Ebole virüsü
1997 yılında bir virüs çıkıyor ve birden şehri etkisi altına alıyor. Peşi sıra ölümler yaşanacaktır.
Ve 2020 yılında Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyanın hayatını tehdit eden Corona virüsü zuhur ediyor. Sanki Çin’in ekonomik dengesini alt üst etmek için hazırlanmış bir senaryo.
...
Yıl 2002
Suudi Arabistan kralı ve Trump dünya küresinin başında, ortaklıklarını ilan ediyorlar.
Çizilen resimler ve kürenin başına gelen kişiler 2018 yılında sanki bir aynaya aksetmiş gibi aynı. Ayılar bile kış uykusundan uyanırken, dünya ve bizler hala uyanabilmiş değiliz. Zira bunları yorumlayacak ilim adamlarını bertaraf etmiş durumdayız.
...
Ve son olarak
Kobe Bryant’ın ölümü
Kobe Bryant The Simpsons'ın yayınlanan bir bölümünde helikopter ile kaza yapar.
Bu sorular bize Atatürk’ün, Turgut Özal’ın ve Adnan Kahveci gibi değerlerimizin ölümlerini akla getiriyor. İsimler, olaylar, araçlar aynen çizgi filmde belirtildiği gibi. Neden?
Ve beklenilen bir son daha yer alıyor. Trump’ın ölümü ve bir kadının başkan olması.
Bu kehanete göre Trump'tan sonra Amerika'n başkanı bir kadın olacak. Bu olaylar ne zaman gerçekleşir, Trump ne zaman öldürülür onu bilemeyiz. Lakin onun da planı yapılmış görünüyor.
...
Bütün olaylar resimlere kadar Motamot aynısı. Bu size de garip gelmiyor mu ?
Son olarak da ülkemizde ve bütün dünyada ard arda gelen deprem olayları.
Depremlerin oluşu, HAARP, hepsi bir tesadüf mü?
...
Hiçbir Müslüman bu olayların bir kehanet olduğuna inanmaz.
Zira önlerinde ;
“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” Gibi mübarek bir hedef varken, herkes bu fethin çalışmasını yapmıştır. Ve Peygamberi Zişan’ın gösterdiği senaryo gerçekleşmiştir.
Sonunda ne oldu ?
Müslümanlar Kur’andan uzaklaştı. Demek ki Kur’anı bu Hristiyanlar hatmeder hale geldiler ki uzun yılları kapsayan plan ve çalışmalar yapmaktadırlar.
Son günlerde varlığımızı ve bu ülkenin TC’si altında barınan insanlarımızı tehdit edenlere karşı,
Sevmesek de top yekün ayağa kalkmayı bilmemiz lazım.
...
Ey Türk Milleti ! Titre ve Kendine Dön!.."
Düşmanların uyumuyor.
Senin ileriye adım atacak bütün adamlarını ve değerlerini birileri kırpıyor, ortadan kaldırıyor.
Atatürk’ün ölümü,
Turgut Özal’ın ölümü,
Adnan Kahveci ve diğerlerinin ölümü kendiliğinden değildi..
Kendine gelmen için başka bir şeye ihtiyaç yok.
“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.."