Ormanlar kralı Aslan, topladı tüm hayvanları.
“Gücümüzle alay eder şu farenin oyunları.
Ne yapalım, karar verin, buna bir ders verelim
Bütün hayvanlar haykırdı, çaresi: “Öldürelim!”
İçlerinden kediyi seçtiler, muharip asker.
Köpeği yaptılar denetçi; kim ne yapar kim ne eder!
Yılan yuvasını gözledi farenin, maymun ağaca çıktı.
Aslan tahtına kuruldu, taarruzu başlattı.
Fare baktı deliğinden, etrafı inceledi.
Sessiz sakin bir gece yoluna devam etti.
Önce yılan saldırdı, köpek yoluna çıktı.
Maymun daldan bağırdı: Kedi ahıra tıktı!
Fare yalvardı ineğe. İnek kardeş iş bitik!
İnek, benden fayda yok, gir şuraya işte kütük!”
Fare yok ki onda delik, sakla beni inek kardeş.
Ne istersen yaparım, olurum candan bir eş!
İnek dayanamadı bu kadar yalvarmaya.
Geç hadi, saklan çabuk, benim arka ayağıma.
Fare geçti tam ineğin hemencecik arkasına.
İnek attı pisliğini tam sırtının ortasına!
Kurtuldum derken fare, kedi girdi hışımla.
Nerede fare, inek kardeş? Baktı şöyle oluşuma.
Kendi pislik içinde, kuyruğu açıkta dimdik…
Kedi anladı olayı, yakaladım seni güdük!
Köpek denetliyor ya işi, yedirmedi kediye.
Geldiler hep birlikte padişah efendiye…
Aslan kükredi fareye.
“Her pislik atanı zannetmeyesin düşman,
Daima dost değildir de seni pislikten çıkaran!
Tutmasaydın kuyruğunu havada böyle dimdik,
Yırtmıştın bu defa da, sen asi şapşal güdük!
Bu sana bir ders olsun, hırsız olma, doğru ol;
Yoksa akıllanmazsan yok olursun bilmiş ol!...”
"Men Dakka Dukka"
Şiirli Öykü ve Fıkralar