Detoks sürecine hazırlık ve dikkat edilmesi gereken kurallar
Asla unutmamamız gereken şeylerden biriside; “Hangi detoks programını uygularsak uygulayalım, nefes alıp verdiğimiz sürece yaşam tarzımıza, yediklerimize, içtiklerimize ve çevresel faktörlere bağlı olarak vücudumuz yeniden kirlenmeye (Retoks'a) başlar”. Yani yaşadığımız sürece içsel kirlenme devam eder, ancak yoğunluğu çok büyük oranda kendi elimizdedir.
Bu nedenle uzun ve sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorsak, “Yapmamız gereken en akıllıca şey,” vücudumuzda içsel kirlenmeye katkıda bulunan günlük kişisel beslenme ve yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek, düşüncelerimizi pozitifleştirip, stres yönetimini öğrenip, “Detoks kurallarını günlük yaşantımızın bir parçası haline getirmektir”.
Ayrıca; günlük yaşantımızda meşgalelerimiz ne kadar çok olursa olsun, ne kadar yoğun olursak olalım, bu kadar çeşitli kirlilik arasında başkasına yük olmadan, uzun ve sağlıklı bir ömür geçirmek istiyorsak, zaman zaman vücudumuzu ve ruhumuzu temizleyecek, bağışıklığımızı güçlendirecek ve sistemlerimizi dengeleyecek “Detoks programları için mutlaka vakit ayırmak zorundayız”.
En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar. Kapsamlı bir detoks sürecinde atılması gereken ilk adım ise, tüm organlarımızdan, özellikle karaciğerimiz, böbreklerimiz ve akciğerimiz gibi içsel temizlik organlarımız ve sistemlerimizden “Özür dileyerek düşüncelerin ve duyguların arındırılmasıdır”.
Bir insan öfke, kin, nefret, düşmanlık, paranoya, karamsarlık, hasetlik çekememezlik ya da başka türlü negatif düşünsel veya duygusal rahatsızların her hangi birinden kaynaklanan “Davranış problemi yaşıyorsa”, herhangi bir fiziksel detoks (içsel temizleme) programından “Yeterince fayda görebilmesi mümkün değildir”.
Çünkü “Negatif düşünce ve duygusal problemler, zararlı kimyasallar üretimine neden olarak, sadece vücudun detoks ve iyileşme tepkilerinin önünü kapatmakla kalmaz. Sürekli toksik metabolik akışına ve asidik reaksiyonlar gibi kimyasal işlemlerede sebep olurlar. Böylece herhangi bir “İçsel temizleme programıyla ortaya çıkacak pozitif faydaları da yok ederler”.
Bugüne kadar yapılan deneyimler sonucu; “İnanç, pozitif düşünce, neşe, sevgi, hoşgörü ve umut gibi zihinsel faktörlerin” insan sağlığı ve yaşam süresi üzerinde “Bitkisel destekler, çeşitli diyet programları yahut tedavi edici fiziksel aktivitelerden çok daha fazla etkili olduğu görülmüştür”.
İçinde bulundukları şartlar ne olursa olsun, mevcut problemleri kafasında büyütmeden çözüm arayan, hayattan zevk almasını bilen, endişelenmek yerine, kendini iyi hissederek neşelenip mutlu olmaya çalışan, yeri geldiğinde kahkaha atmasını bilen insanların, canlarının istediği gibi yiyip içmelerine rağmen, aynı şartlarda yaşayan, beslenmelerine dikkat eden, ancak; “Hep negatif düşünen, problemleri büyüten, vesveseli, sürekli sağlığı için endişelenip hasta olacağını düşünerek ölüm korkusuyla yaşayan insanlardan” daha uzun ve sağlıklı bir ömür geçirdikleri görülmüştür.
Fiziksel yollarla vücudumuzu içsel olarak arındırmanın “En garantili yöntemlerinden birisi oruç tutmaktır”. Belirli sürelerde aç kalmak, “Kandaki trigliseridin, karaciğer ve pankreasdaki yağların eritilmesi”, otofaji işlemi sonucu “Vücudun yenilenmesi ve gençlik hormonlarının salınım miktarının artırılması” açısından çok önemlidir.
Oruç aç kalmak değil, vücudun yenilenmesi ve düşüncenin pozitifleştirilerek ruhun terbiye edilmesi için en etkili, en kolay ve en önemli uygulamadır. Bu nedenle “Oruç tüm detoks programalrında mutlaka yer alması gereken” bir uygulamadır. (oruç la ilgili makalemden detaylı bilgi edinebilirsiniz)
Detoks programınız hangi organla ilgili ve ne şekilde olursa olsun; bu süreçde dikkat edilmesi gereken dört ana kural vardır.
1-Detoks için uygulanacak program ne olursa olsun, bütün programlar için fiziksel olarak ilk yapmamız gereken şey, lavman, magnezyum sulfat (İngiliz tuzu) ya da başka bir yolla sindirim yolunun, özellikle kolon temizliğinin yapılmasıdır. Ancak lavman yapımında kesinlikle kimyasal madde kullanılmamalıdır.
Bu adımın, tercih ettiğiniz içsel temizlik programına başlamadan en az bir hafta önce atılması gereklidir. Bu sayede vücudumuzun arındırma sürecine adaptasyonu kolaylaşacak, detoks etkisi artacaktır.
2-Sindirim sistemi yolunda asit reaksiyonlarına sebep olarak, dolaşım sistemi yoluyla kanımızı, organlarımızı, dokularımızı ve sistemlerimizi asitleştirecek, vücudumuzdaki toksin miktarını artıracak her türlü yiyecek ve içeceklerden tamamen uzak durmaktır.
Detoks sürecindeki diyetimizden mısır şurubu, rafine şeker, kimyasal katkı maddeleri içeren karbonhidrat ve nişasta bazlı işlenmiş yiyecek ve içeceklerle, et ve süt ürünleri dahil olmak üzere tüm hayvansal gıdaları, özellikle fabrikasyon olanları çıkarmamız her şeyden önemlidir. Bu ürünlerin tamamıda sindirim yolu ve kan için son derece asitleştirici ve toksik gıdalardır.
Örneğin mısır şurubu (nişastanın parçalanarak glikoza, glikozunda fruktoza dönüştürülmesi ile elde edilir) ve rafine şeker yeryüzündeki her türlü diğer besinden daha hızlı ve daha şiddetli bir biçimde kanı asitleştirir.
Eğer vücudumuzdaki detoks sistemleri çok hızlı bir şekilde devreye girerek kanın pH değerini dengede tutmak üzere kemiklerden ve dişlerden kalsiyum çekip kana pompalamasa dakikalar içerisinde ölebiliriz. (Kalsiyum vücudumuzun en güçlü alkali yapma ajanıdır ve hayatımız boyunca sağlığımız için en gerekli elementlerden biridir.)
Hayvansal gıdalar aynı zamanda bağırsaklarda yüksek oranda parçalanmış, ancak hazmedilmemiş protein atıkları oluştururlar. Bu atıklar vücut ısısında kolaylıkla kokuşarak çürürler. Kanser hücreleri çürümüş hayvansal protein ağırlıklı atıklar üzerinde daha kolay gelişirler ve vücutta oluşturdukları asidik ortamda hızla çoğalırlar.
Bu nedenle bağırsaklarımızda asit oluşumunu artıracak hayvansal ürünleri diyetimizden çıkarıp, bağışıklık sistemini güçlendirecek ek önlemler alırsak, vücudumuzda oluşmakta olan kanser hücrelerinin besinini kesip, çoğalmak için ihtiyaç duydukları asidik ortamdan mahrum bırakarak sağlığımız için tehlike oluşturmalarını en başından önlemiş oluruz.
3-Detoks programı hazırlanırken, içsel temizlik sürecinin başından sonuna kadar kanımızın ve tüm organlarımızın pH değerinin olması gereken seviyede tutulmasına destek olacak, vücudumuzun ihtiyacı olan temel mikro besinleri temin ederek bağışıklık, sistemimizin güçlenmesine katkı sağlayacak, “Genellikle doğal ve canlı (çiğ) gıdalardan oluşan” hazmı kolay yiyecekler, bitki, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme programı olması gerektiği dikkate alınmalıdır.
4-Detoks programı sırasında yenilen ve içilen her şeyin sindirim sisteminde mümkün olduğu kadar” Az atık bırakacak, kanı ve dokuları arındırırcı asidik ve toksik kalıntıların temizlenmesine yardımcı olacak” çeşitlerden olmaları gerekir. Özellikle detoks sürecini hızlandıracak su, antioksidan bitkisel karışımlar, bitkisel yağlar, bitkisel çaylar, canlı sebze, meyve ve sularından yararlanılmalıdır.
Günlük hayatımızda ve özellikle detoks programlarımızda sağlığımız açısından “Suyun yeri ayrıdır”. Çay, kahve, sebze ya da meyve suları ile bitki çaylarının vücudumuzda sudan daha değişik fonksiyonları vardır. Sadece içilen su hücrelerde hidrasyonu sağlar, dokuların arınmasına ve vücut sıvılarının yenilenmesine katkı sağlar.
Ancak içilen su miktarının az olmasıda, çok olmasıda sağlığımız açısından uygun değildir. Bu nedenle ihtiyacımız olan suyun günlük 2 – 3 litre gibi standartlara bağlanarak başkaları tarafından tesbit edilmesini doğru bulmuyorum.
Bu nedenle su her zaman yiyeceklerden ayrı olarak, mümkün olduğu kadar “Aç karnına ve günlük vücudumuzun ihtiyacı (canımızın istediği) kadar” tüketilmelidir. “Sabah kalkar kalkmaz ve yatmadan önce”, içine biraz limon suyu veya bir çorba kaşığı ev yapımı sirke ile yeteri kadar bal karıştırılmış bir veya iki su bardağı ılık su içilmesi, özellikle sindirim yolunda kalmış olan mukus ve besin artıklarının temizlenmesi açısından son derece önemlidir.
Genel olarak özetleyecek olursak; yediklerimizin yapay yerine doğal, fabrikasyon yerine el yapımı, glisemik indeksi yüksek yerine düşük, katı yerine sıvı, pişmiş yerine çiğ, kalorisi yüksek yerine besin değeri yüksek gıda maddelerinden olmaları gereklidir. Detoks programlarında unutulmaması gereken en önemli şey şudur; “Ne kadar az yerseniz o kadar çok temizlenirsiniz”.
(Devam edecek)