İzmir’de yaşanan depremden alınması gereken büyük dersler var. Bu deprem ile, yanlış arazi kullanımının, düzensiz yapılaşmanın, arazinin yapısına göre temel uygulanmamasının, kaçak kat inşa edilmesinin, yetersiz ve kalitesiz malzeme kullanılmasının, yetersiz altyapının, hizmetlerin, servislerin ve çevresel düzensizliklerin önlenmesinin ne denli gerekli olduğu ortaya çıktı.
Bu olumsuzlukların tekrarlanmaması ve hayata geçirilmemesi için ağır cezalar içeren yasaların yapılması ve uygulamaya konması, depremlerin ve doğal afetlerin verecekleri zararları gelecekte asgariye indirebilmek için, iyi bir başlangıç olacaktır.
Depremlerin önceden belirlenmesi çağımızın teknolojisi ile mümkün değildir. Doğanın bu karşı konulamaz gücüne karşı durmak mümkün olmasa da, depremin yaratacağı hasarları ve can kayıplarını akıllıca yapılacak yasalar ve alınacak koruyucu önlemler ile asgari seviyelere indirmek mümkündür.
İzmir’de yaşanan talihsiz deprem sonrasında, ekranlarda izlediğimiz birçok apartman yöneticisinin, aldıkları çürük raporundan sonra kat maliklerinin herhangi bir güçlendirmeye gitmek istemediklerini ve bu nedenle de can kaybı sayısının fazla olduğunu açıklaması, alınması gereken en önemli derslerden bir tanesidir.
Doğal Afet Sigortaları Kanunu'nun (DASK) 18 Ağustos 2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle zorunlu deprem sigortası uygulaması başlatıldı. Bu uygulamanın faydası, depremlerde yıkılan veya da hasar gören binaların, sigorta garantisi kapsamında tamiri veya da yeniden inşa edilmesi ile ev sahiplerinin maddi kayıpları asgariye indirmek oldu. Maddi hasarları asgari indirmek yönünde çok iyi bir uygulamaya dönüştü DASK.
Aynı yöntem ve düşünce ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığından lisans almış kuruluşların incelemeleri sonunda bir binaya çürük raporunun verilmesi durumunda, bu binanın belirlenmiş bir zaman dilimi içinde yıkılması ve yeniden inşa edilmesi ile can kaybı büyük ölçüde azalacaktır.
Yeniden yapılacak binanın kim veya kimler tarafından ödeneceği, devletin koyacağı katkı payı, en adil şekilde, ülke gerçekleri ile bağdaşacak şekilde saptanabilir.
KKTC’de de binalar deprem yönetmeliğine göre yapılmalı, dere yataklarına ve yumuşak zeminlere imar izni verilmemeli, DASK mecburi olmalıdır. Depremin değil bilinçsizliğin öldürdüğü gerçeğini akıldan çıkarmadan hazırlık yapmak bizi koruyacak, böylesi acılar yaşamamıza engel olacaktır..