Öncelikle, ilk çıkışında herkes gibi "IŞİD" diye andığım örgütten, "DAEŞ" diye bahsetmenin daha uygun olacağını düşünerek bu tabiri kullanıyorum.
DAEŞ her yönüyle klasik bir MOSSAD ürünüdür diye söylüyordum hep. Ancak işgal ettiği bölgelerdeki stratejisini izleyince, artık rahatça, sadece MOSSAD değil, onunla birlikte İngiliz’in MI6, Amerika’nın CIA ve yancı olarak S. Arabistan’ın GIP gizli servislerinin de, işbirliği içinde oldukları anlaşılabiliyor.
Siz bakmayın Trump’ın, "IŞİD'in kurucusu Obama.. O IŞİD'i kurdu. Ve şunu da söylemeliyim, yardımcılığını da ezik Hillary Clinton yaptı" şeklindeki maksatlı açıklamalarına.. Günahı sadece Amerika’ya yükleyip, İngiliz ve Yahudileri ayrı tutmaya çalışıyor gibi geliyor bana.. DAEŞ, bahsettiğimiz emperyalist koalisyonun bir savaş robotudur o kadar.
Herhalükarda son derecede zekice düşünülmüş, (an itibariyle sonuçlarına baktığımızda da) en az altı yedi amaca göre kurgulanmış, gerekli finans ve lojistik destekleri verilmiş, başarılı bir stratejik organizasyon. Ancak “üzerine İslam elbisesi giydirilmiş ve esasında eli kanlı bir psikopatlar örgütlenmesi” olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Katlettikleri çocukları, işkence yaptıkları kadınları unutmak mümkün değil..
…
Bu defa ABD tarafından (güya) öldürüldüğü açıklanan liderleri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin, asıl adının Simon Elliot ve anne-babasının da yahudi olduğu konusu ortaya çıkalı yıllar oldu.. Ayrıca Simon’un üst düzeyde ve iyi eğitimli bir MOSSAD ajanı olduğu da bilinmekte.
Bu Trump denilen zevat-ı muhterem, Bağdadi’yi öldürdüklerini falan söylüyor da, yine bir tuluat sahnesinden seslendiğini de herkes görüyor. Ben de inanmıyorum öldürüldüğüne.. Zaten böyle bir proje liderini öldürmeye, bildiğim kadarıyla Trump’ın ne yetkisi var, ne de gücü.. Çoban hikayesi gibi üfürüyor desek yeridir.
Simon Elliot şu anda ne mi yapıyor?
Sanırım, sakal ve bıyığını kesip, yakışıklı bir delikanlı olmuş; cennet gibi güzel bir ada sahilinde mehtabı seyrederken, viskisini yudumluyor olsa gerek..
…
Oyun kuranların, DAEŞ’in yeni liderliğine kimi atayacakları da ufak ufak açıklanmaya başlandı.
Öne çıkan isimlerden “Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi” hakkında, İngiliz BBC İzleme Servisi'nden Mina Al-Lami, yayınladığı analizinde; “Yeni liderin kod adındaki ‘El Haşimi el Kureyşi’ isimleri, Muhammed Peygamber'in soyundan geldiği iddiasına işaret ediyor..” şeklinde ilginç bir açıklama yaptı.
Hemen bunun peşinden BBC ajansı devam ediyor; “Her şeye rağmen IŞİD destekçileri, ki bunlara örgütün önde gelen medya oluşumları da dahil, Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi'ye bağlılıklarını ilan etmek için birbirleriyle yarıştı; ona ‘halifeleri’ olarak itaat etme ve cihatçı örgüt adına savaşma sözü verdi..”
Bu sadece bir örneği.. Ve görüyorsunuz değil mi? Adamlar hep damardan giriyorlar. 'DAEŞ'in yeni lider adayı Peygamberimizin Kureyş kabilesinden ve O’nun sülalesinden'miş...
Oh, ne ala, ne ala..
Yarın bu ismin aslında ne olduğu da ortaya çıkacaktır ve bizler de yazacağız elbette. Adamlar hep damardan giriyorlar diyorum da, demek ki bu isimleri ve kişileri sahneye iterken, muhatabı olan İslam Dünyası’nın ne kadar saf ve kek olduğundan da o kadar eminler. Biz de o İslam Dünyası’nın bir parçası olarak kendi aynamıza bakıp, sorgulamak yerine, “dış güçler, gavurlar işte!..” falan diye dövünüp duralım.. Resmen dalga geçiyorlar desek yeridir..
…
Devamı mı? Bu yapay ve kanlı tiyatrolarla B.O.P. un son durağına gelindiğinde, ne DAEŞ kalır bölgede, ne atanmış liderleri, ne de o kandırılmış bölge kürtleri ve araplarının herhangi bir hak ve iddiaları.. Bu kölelik sistemi bölgede, parçalaya parçalaya, böle böle, masum insanların kanlarını döke döke sürer gider..
Emperyalist ülkelerin hükümranlığı, sömürge toplumların kanını hep dökecek ve çenesini de yoracaktır bu gidişle.. Olan, milyonlarca mazlum insanın, savunmasız kadın ve çocukların canına oluyor.
Sağlıcakla kalın..