“Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer” veya “bir gram et bin ayıp örter” gibi sağlık düşmanı deyişlerin ata sözü gibi sıkça kullanıldığı 1970li – 1980 li yıllarda, rahmetli babam göbeğini sık sık okşayarak, (şu anda hepsi de rahmetli olan arkadaşlarına) “göbeği ile hava atardı.” Tabii önce yüksek tansiyon, daha sonraki yıllarda da “birinci beyin kanamasında felç, ikinci beyin kanamada ise rahmetli oldu.” (Allah’ım hatalarını affetsin, mekanı cennet olur inşaAllah)
Son günlerde görüştüğüm insanların pek çoğunu “çeneye indirilmiş maske, ağızda sigara ve göbek çevresinde fazlasıyla yağ depolanmış” vaziyette görmem ve “bu insanların başına gelecekleri bilip,” hiçbir şey yapamamanın sinir bozucu çaresizliğiyle, iki satırla da olsa, sizleri ikaz etmek amacıyla kısaca olacakları yazmak istedim.
İster bayan olun ister erkek, ister genç olun ister yaşlı. Kesinlikle unutmamanız gereken bir şey var. “Yağlar göbekte, kalçada veya bel çevresinde, nerede birikirse biriksin. Orada dışardan göründüğü gibi durmaz.” Çünkü onların içi toksin (zehir) doludur ve “sağlığımızı sürekli tehdit ederler.”
Başta trigliserit, kolesterol, ürik asit fazlalığı, kireçlenme gibi oluşumlarla “damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, kalp krizi, beyin kanaması, felç, karaciğer yağlanması, tip 2 diyabet, solunum yetmezliği” gibi bir çok hastalığın ana sebeplerinden biridir.
“Pompalanan Corona korkusuyla hayat tarzımızın tamamen değiştirildiği,” hareketlerimizin sınırlandırıldığı, aktivitelerin azaltıldığı, beslenme düzenimizin iyice bozulduğu ve “etkilerinin ne olacağı tam olarak bilinmeyen, hatta tahmin bile edilemeyen aşılar” nedeniyle sağlığımızın iyice risk altında olduğu bu günlerde, “hayat ve beslenme tarzınızı doğru yolda değiştirerek risk faktörlerinizi azaltmaya bakın” ve değişime başlamak için bir gün bile beklemeyin. Çünkü özellikle damar tıkanıklığında bir gün bile çok geç olabilir.
Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umuduyla sağlıklı ve mutlu pazarlar…