Bursa Arena E'Gazete
2021-10-18 14:09:34

Çaresizlik..

ALİ KAYBAL

18 Ekim 2021, 14:09

Her derdin bir çaresi var.

Yaradan dert vermiş dermanını da vermiş.

İnsanoğluna sadece arayıp bulmak kalıyor.

Ancak öyle bir hal var ki onun çaresi yok.

Ölüm !

Peyami Safa da tam buna işaret ediyor ;

“Hayat böyledir. Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki, o zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan ve boğulur. Marifet o anları geçirmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. Kadere teslim olmak lazımdır o anlarda. Bu acizlik değildir. Dikkat et sözüme: Bu dünyada ölümden başka hemen her şeyin çaresi vardır..”

Mevlana Hazretleri bu halin Yaradan’dan gelen bir işaret olduğunu söylüyor;

“Çaresizlik Allah’tan gelen en güzel işarettir. Dua vaktinin geldiğini gösterir” diyor.

Halka arasında da “Emir Yüksek yerden geldi, duadan başka yapacak bir şey yok” söylemiyle ellerimizi açıyoruz işte bu an Yaradan’a..

Sevdikleriniz gözlerinizin önünde bir başka âleme çekip gidiyor.

İşte dün yıllarca bir davanın peşinde koştuğumuz Hüsnü kardeşim,

Bir dava döneminde aynı evi paylaştığım Mehmet kardeşim,

Ve en son olarak da benim küçüğüm canım kardeşim Hatice.

Gözlerimizin içine baka baka gittiler.

Bundan daha kötüsü de bu çaresizliğin arkasına gizlenmiş “Yalnızlık”

Yanınızda sizi teskin edecek “Merak etme ben buradayım” diye uzanmış bir el yok ise

Çaresizliğiniz iki üç kat daha artıyor.

Yüreğinize vuran darbeler kat be kat artıyor.

O an Azrail aleyhisselam sizin yüreğinize uzanıp canınızı alsa inanın hissetmezsiniz.

Anlıyorsunuz ki, yalnızlık yalnız başına kalmak değilmiş.

Yalnızlık; Sevdiklerinizin size yüz döndüğü bir ortamda kalabalığın içinde kaybolmakmış.

Aslında bu çaresizliğimiz altında unuttuğum şeyler var.

Yaradan Duhan suresinin 8. Ayetinde;

“Hayat verir ve öldürür” buyuruyor.

Dünya hayatının ihtişamına aldanıp ona bağlanmaya çalışırken, “Öldürür” emrini es geçip unutuyoruz.

Cuma suresinin 8. Ayetinde Rabbimiz bunu bize tekrar hatırlatıyor;

“Şöyle de: Biliniz ki, kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size çatacaktır”

İşte bize gelip çatan bu ölüm çaresizliğimizin son noktasıdır.

Bizim bu çaresizlik içinde göremediğimiz ikinci bir nokta daha var ki, o da tekrar yaratılmak. Sonsuz bir hayatın içine girmek.

Mü'minûn Suresi 15-16. Ayetlerinde yaradan bunu bizlere haber veriyor;

“Sonra siz bunun ardından mutlaka öleceksiniz. Sonra da kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.”

Geçici bir hayata bağlanmakla bizi ebedi bir hayatın varlığını göremiyoruz.

Geçici bir hayata bağlandığımız için bizi çaresizlik derdi kuşatıyor.

Geçici bir hayata bağlandığımız için ebedi bir hayatın varlığını gözden kaçırıyoruz.

Acaba insan oğlunu bu kadar çaresizliğe iten etken nedir?

Geçici bir hayat içinde yaşadığımız hayatta meydana gelen “Günahların hesabını verememe” korkusu mu bizi bu kadar çaresiz koymaktadır.

Verilen göreve yapamamanın endişesi mi bizi gitmekten alıkoyan bir çaresizliğin içine itmektedir.

Bu çaresizlik bize ait olmayan bir şeyin gereksiz bir mücadelesi mi?

Cevabını hazırlayamadığımız daha bir sürü soru!..

Madem ki bu can bizim değil,

O zaman neyin gailesini çekiyoruz.

Bu çaresizliği neden yaşıyoruz.

İşin güzel tarafından bakmasını beceremediğimiz için, çaresizlik yaşadığımı da düşünmüyor değilim.

Şairin dediği gibi ;

“Budur bize perde arkasından en güzel haber,

Ölüm güzel olmasaydı ölür müydü peygamber”

Ve Yaradan’ın hiç aklımızdan çıkmaması gereken tembihini mıh gibi akıllarımıza çakalım.

“Her şey O’na döndürülecektir!..”

Rabbim huzuruna pak olarak gelen kullarından eylesin inşallah..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.