Gecikmeli de olsa gündemin peşindeyiz.
Görüyoruz ki, Beceriksizlikleri nedeniyle başarıya gidemeyenler,
Olmadık teranelerle laf üretme yarışına giriyor.
Aslında kendi iş bilmezliklerini başka bir şeyle gizlemek istiyorlar.
Ama çaresizlikten ve şaşkınlıktan nasıl bir gülünç duruma düştüklerini de fark edemiyorlar.
Bir eli yağda bir eli balda olanlar garibin halinden anlamıyor.
Toklar açın halini bilmiyor.
Zevk ve sefa içinde yaşayanlar herkesi kendi gibi zannediyor.
Bunların sayısı da gün geçtikçe artacak gibi gözüküyor.
Birisi çıkıyor,
Manavdan 2-3 kilo domates alacağınıza onun yerine 2-3 tane alın.
Hem taze yersiniz, hem tasarruf etmiş olursunuz diyor.
Tıpkı Nasrettin Hoca’nın hesabı gibi, her gün arpayı keserek eşeğin nallarını diktirecekler.
Birisi çıkıyor,
Ben kasaptan 100 liralık et almam. Bir kuzu kestiririm. Bu şekilde tasarruf etmiş oluyorum.
Garipler kurban bayramında kurban kesemezken bunlar her ay bir kuzu kesmeyi öneriyorlar.
Ne yapalım şimdi sayı kalabalıksa kasaptan inek mi alıp kestirelim yoksa deve mi?
Benzinliğe vardığımızda 100 liralık benzin alacağımıza tankeri kapımıza mı çektirelim yoksa kapımızın önüne bir benzinlik mi kurduralım.
Her ay elektrik, doğal gaz faturası ödemek yerine çatımıza santral mı kurduralım.
Herkesin cebine sizin ki gibi milletvekili maaşı girmiyor ki beyim.
Herkesin oğlu kızı sizin gibi devlet imkânlarından yararlanmıyor ki beyim.
İnsanlar çöplükten ekmek toplarken,
Cebinde 100 lira olmazken, kuzu kestirmeye parayı nereden bulacak hiç sordun mu?
Birisi çıkıyor,
“Bunları bize Allah yaptırıyor"
Bunu söyleyen bu devletin bir bakanı.
Enfal suresi ayet 17 de Yaradan şöyle der ;
“ Savaşta onları siz öldürmediniz, onları Allah öldürdü; (oku) attığında da sen atmadın, Allah attı; bunu da müminlere kendinden güzel bir lütufta bulunmuş olmak için yaptı. Allah her şeyi işitmekte, her şeyi bilmektedir. “
Bakanın söylediğiyle uyuşuyor gibi. Ama;
Bu ayeti kerime kerameti kendi görenler için inmiş bir ayettir.
Başarıya kendi gittiğini sananlara verilen bir cevaptır.
Gurura kibire kapılanlara verilen bir cevaptır.
Bunları söyleyen bir bakan.
Devlet adamı olduğunu unutmuş.
Bir sorumluluğu olduğunu unutmuş.
Dağda kaybolan kuzudan ben sorumluyum diyen Hz. Ömer’in duyduğu sorumluluğu unutmuş.
Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu ve imtihanda olduğunu unutmuş.
Kendisine verilen görevlerin yapılmasında akılla sorumlu olduğunu ve bunula hesaba çekileceğini unutmuş.
Her şeyden önce Allah’a tevekkül etmesi gerektiğini unutmuş.
Yaradan’a iftira ederek “ Bunları Allah yaptırıyor” diyebiliyor.
Bir katil çıkıp bunu söylese,
Bir tecavüzcü çıkıp bunu söylese,
Bir hırsız çıkıp bunu söylese,
Bir eroin satıcısı çıkıp bunu söylese,
Sizin dağda kovaladığınız PKK çıkıp bunu söylese,
Yağmacılar, rüşvetçiler, zimmetçiler çıkıp bunu söylese,
O zaman sizin dediğiniz “ İslam Nizamı” nerede.
Bu nizam mademki kendi kendine oluşuyor,
Madem bunları Allah yapıyor, o zaman o makamda sizin ne işiniz var.
Derhal bırakıp gidin orayı.
Zira Bu sözler Yaradan’a isnat edilen bir iftiradır.
Sen onu öyle istediğin için Yaradan sana onu vermekte.
Yaradan senin istediğin gibi yapmakta.
İsra suresi ayet 18 de buyruluyor;
“ Kim bu geçici dünyayı isterse burada istediğimiz kimseye dilediğimiz şeyleri veririz; sonra da onu cehenneme göndeririz; oraya kınanmış ve kovulmuş olarak girer.”
Bilmem anlayabildiniz mi?
Bunların hepsi sizin azgınlığınızın ve taşkınlığınızın sonucudur.
Her taşkınlık yapanı da bir Kızıldeniz beklemektedir.
Zira bu sonucu kendi ellerinizle, kendi amellerinizle hazırlamış oluyorsunuz.
Bunları görmek istemeyebilirsiniz.
Bundan bir şey anlamadıysanız futbol ligine bir göz atın.
Türkiye’nin en fazla seyircisine sahip,
En büyük bütçe ve imkânlarına sahip,
Bu zamana kadar şampiyonluklar yakalamış,
Seyircisine büyük heyecanlar yaşatmış,
Ülkenin 3 güzide takımı bu sene perişanlıkları oynuyor.
Yılların taraftarlığını yapan insanlar artık kendi takımlarını tutmaktan vazgeçiyor.
Bunlardan hala bir ders çıkarmayacak mısınız?