Seçim olacak.
Sonuçta bu şehir yönetecek bir adam bulunacak.
Eskiler hep Şehr-ül Emin derdi.
Şehr-ül Emin demek ;
Kendisine güvenilerek emanet edilen o ilçeyi temsil eden güvenilen kişi demek.
Şehri ve içinde yaşayanları emanet ehli bilip bu emanete ihanet etmemek demek.
İdare ederken Hazreti Ömer gibi adil,
Hazreti Ebu Bekir gibi sadık,
Hazreti Ali gibi vefalı ve kahraman olmak demek.
Halka hizmetin Hakka hizmet demek olduğunu bilen olmak demek.
Hakkı bilip hakkı dağıtmak demek.
Bu şehrin imarından, turizminden, çöpünden, çevresinden, bünyesinde bulunan kuruluşlardan, o yerde yaşayan insanların huzurundan sorumlu kişi demek.
Beytül Mal olarak nitelendirdiğimiz bütçesinden ve taşınmazlarından kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanmayan demektir.
Bu nedenle Belediye başkanlığında ;
Enerji dolu,
Herkesi kucaklayacak,
Ailesinden önce bu şehri düşünen insanlara ihtiyaç var.
A partisi B partisi demeden,
Hiçbir kişiyi ötelemeden,
Zengin fakir ayırımı yapmadan,
Hizmetini Allah rızası için yapacak insanlara ihtiyaç var.
Ben tecrübeliyim diyerek,
Kendini öne atmaya çalışanlar,
Geçimini bu makamda görenler,
Sağlığı bu iş için el vermeyip de el yardımıyla gelenler,
Bu işe boşa heveslenmesinler.
“ Tulgumuş hıyarın turşusu olmaz.”
Bu insanların önüne düşüp liderlik yapacak,
Onların dertleriyle dertlenecek,
Onların sevinçleriyle sevinecek.
Sadece onların cenazesine gidip ölülerini kaldırmayla,
Düğünlerine varıp bir altın takmayla bu iş olmaz.
Düğün yapılan yerin, cenaze çıkan evin,
Yolu var mı ?
Evlerin suyu akıyor mu ?
İmarlarında bir usulsüzlük var mı ?
Vatandaşın yürüyeceği kaldırım var mı?
Kaldırımın olduğu yerde vatandaş eşi ile rahatça geçebiliyor mu ?
Yoksa kaldırımlar esnafın işgaline mi uğramış da kirasız dükkan gibi mi kullanıyor.
Zabıtalar bu işin denetimini yapıyor mu ?
Bunlardan bihaber olacaksanız, kusura bakmayın bu işe yeltenmeyin.
Sizin şehre verebileceğiniz hiçbir katkınız yok demektir.
Bu ölçüler Anadolu’nun bütün vilayetleri için geçerlidir.
Bu şehre mali ile canı ile hizmet eden bir reis gelir.
Ağabey’ler gelir. Koca Reisler gelir.
Ondan sonra gelenlerin hepsi de,
Bu makamın nimetlerinden istifade etme yolunu seçtiler.
“ Çekilince Ağalar Beyler, körlere kaldı köşeler “
Kimi kıyıdan köşesinden,
Kimisi de direk olarak,
Bu makamı ya kendi çıkarına ya da yakınlarının çıkarına kullanmışlardır.
Hiç kimse de bunlardan alınmasın.
Alınan olursa da “ Yarası olan gocunur “ der geçeriz.
Artık bu şehrin gelişmeye ihtiyacı var.
Tekamüle ihtiyacı var.
Onun için de iyi bir belediye başkanına ihtiyacı var.
Kaybedecek zaman yok.
Oy veren de elini vicdanına koyup verecek artık.
Şunu çok iyi anlamalıyız ;
“ Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara değer kazandırır.” (LA-EDRİ)