Ortadaki soru şu:
“Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sistemi ülke yönetimini en iyi şekilde başarabiliyor mu?”
Cumhur İttifakını oluşturan partiler bu sistemi savunuyor. Muhalefet cephesi ise güçlendirilmiş parlamentonun tesisinden yana.
Sanıyoruz 2023 yılında yapılacak seçim, bu yol ayırımında Türkiye’nin yönetim biçimini de ortaya koyacak.
Art arda yapılan bazı kamuoyu araştırmaları var. Bu araştırmaların sonuçlarını bazen köşemize taşıyoruz. Yeni bir anket yapıldı. Bu ankette Cumhurbaşkanlığı sisteminde ülkenin beklendiği gibi iyi yönetilmediği konusunda ortak bir kanı oluşmuş durumda.
Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin 7 ilde 3 bin 140 görüşme yapılarak gerçekleştirilen mayıs ayı gündem araştırmasının sonuçlarını yayımladı. Bir Gün Gazetesi’nde yayınlanan anketten ilginç sonuçlar çıktı.
Seçmen, kötü yönetimin sorumlusu olarak önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, ardından da bu sistemi getiren ve uygulayıcısı olan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görüyor.
Bu sistemle AKP’nin geri dönüşü imkânsız olarak değerlendirildi. Araştırma sonucu değerlendiren Sosyal Araştırma Merkezi Araştırmalardan Sorumlu Genel Koordinatörü, siyaset bilimci Doç. Dr. Derya Kömürcü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu haliyle devam ettiği sürece Erdoğan’a kesinlikle oy vermem diyenlerin blok olmaya devam edeceğini belirtti.
Yukarıda başlığa aldığımız cümle de Doç. Dr. Derya Kömürcü’ye ait. Kömürcü, Türkiye’nin hızla kutuplaştırılmaya doğru sürüklendiğini, sorumluluk sahibi siyasilerin bu konuda daha duyarlı hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Ayrıca, her iki seçmenden biri de erken seçim istiyor. Yapılan araştırma ülkedeki kötü gidişattan yurttaşların duyduğu rahatsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi. “Sizce Türkiye’nin durumu geçen yıla göre bu yıl daha mı iyi oldu, daha mı kötü oldu, yoksa aynı mı kaldı? Sorusuna katılımcıların yüzde 75,4’ü ‘daha kötü oldu’ derken yüzde 15’i ‘aynı kaldı’ cevabını verdi. Daha iyi oldu diyenlerin oranı ise yüzde 8,8’de kaldı.
Yaşanan oy davranışı değişikliğin bir anda değil, birike birike bu noktaya geldiğine dikkat çeken Kömürcü, “Çok yavaş yavaş birikerek, sorunlar kronikleştikçe bu hale geldi. Seçim zamanı geldiğinde bu sorunların bazıları çözülmüş olursa yeniden bu partilere oy verenler geri dönebilirler. Ama Türkiye’nin sorunları var olan sistemle ya da yönetim anlayışıyla çözmek çok kolay gözükmüyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu haliyle devam ettiği sürece, parlamenter sisteme dönmek isteyenler ve dolayısıyla Erdoğan’a kesinlikle oy vermem diyenler blok olmaya kalmaya devam edeceklerdir” dedi.
Türkiye’nin kutuplaştığını belirten Kömürcü şu ifadeleri kullandı:
“Seçmen kendi partisinin ya da liderinin pozisyonu ne ise onu devam tekrar etmeye devam ediyor. Kendisiyle ilgili yaşadığı bir şeyi sorduğunuzda, ‘hayatım daha kötü oldu. Ekonomi daha kötü oldu’ demekte bir sakınca görmüyor. Siyasette tam olarak birebir yansıması olacağını söylemek zor ancak seçmenlerin 24 Haziran 2018’den bu yana davranışlarındaki değişime baktığınızda; 2018’de AKP’ye oy vermiş seçmenin önemli bir kesiminin kararsızlar ya da oy vermeyecekler içinde tanımladığını görüyoruz. Bu kaçınılmaz bir şekilde AKP’den koptuğu anlamına gelmez ama bu aynı zamanda ‘oradan vazgeçmeye niyetim var, hangi partiye yöneleceğimi bilemiyorum’ demek aynı zamanda.”
Özetleyelim:
Uzun zamandır enflasyon ve pahalılık özellikle dar gelirlilerin en büyük sorunu haline geldi.
İşsizlik tavan yaptı. Genç işsiz sayısı giderek artıyor.
Tarım alanlarında çalışan sayısında düşüşler var. Tarım sahaları elden çıkarılıyor, beton yığını haline dönüşüyor.
Bugüne kadar ortada var olan sorunların halen çözüme kavuşmaması da bugünkü siteme bağlanıyor.
İşin en kötü yanı da siyasilerin Türkiye'yi hızla kutuplaştırma ortamına sürükleyici sözleridir. Biz, tüm siyasilerin daha kucaklayıcı, daha sahiplenici ve baba yanlarını ortaya koymaları gerektiği görüşündeyiz. Bugünleri de özlemekteyiz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz