Türkiye'nin sırtında büyük bir kambur haline gelen Suriyeli sığınmacılara Türkiye'nin kapısı ilk olarak 29 Nisan 2011'de açılmış ve bugün de bu kapının kapanmadığını görüyoruz.
AK Parti Hükümeti’nin araştırmalarında seçimlerde ağır yenilginin en ü büyük etkenlerinden birisinin Suriyeli sığınmacılar olduğu da görüldü. Bu nedenle Hükümet Suriyeli sığınmacılar politikalarında büyük değişikliğe gidileceğini açıklamış bulunuyor.
Orhan Dede’nin Yeni Mesaj’daki detay haberinde konu enine boyuna analiz edilmiş. Suriye politikalarında nereden nereye geldiğimiz de ortaya konuluyor.
Takvimler 29 Nisan 2011 gününü gösterdiğinde Türkiye güne, yüzlerce Suriyelinin Hatay'daki Cilvegöz Sınır Kapısı'nın önünde Türkiye'ye girmek için beklediği haberleriyle başladı. Suriye'de bu tarihten bir ay önce fitili ateşlenen karışıklıklar, güvenlik endişesi yaşayan Suriyelilerin Türkiye sınırlarına akın etmesine neden oldu.
O tarihte Türkiye Dışişleri Bakanlığı görevinde Ahmet Davutoğlu vardı. Suriyeli sığınmacıların sayısı artınca o günlerde Ankara'dan, 'açık kapı' politikası uygulanacağı ve hiçbir Suriyeli sığınmacının geri çevrilmeyeceği açıklandı.
Bu açıklamadan sonra Suriyeli sığınmacıların Türkiye sınırlarına akını hızlanarak devam etti. Bugün Türkiye sayıları 4.5 milyonu bulan Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapıyor.
Lübnan ve Ürdün gibi bazı ülkeler misafir ettikleri Suriyeli sığınmacıları kamplarda barındırıp, kendi ülkelerine geri dönmeleri için sürekli teşvik ederken, Türkiye hiç ülkelerine geri dönmeyeceklermiş gibi hiçbir sınırlama olmaksınız Suriyeli sığınmacıların ülke sathına yayılmasına izin verdi. İstanbul'da hâlihazırda resmi verilere göre 547 bin Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Bu sayının 600 bini aştığını ifade eden uzmanlar da var.
Ancak artık toplumda Suriyeli sığınmacılara karşı ciddi bir tepki oluşmuş durumda. Türk toplumunun yapısına uyum sağlayamayan Suriyelilerin karıştığı olaylar da bu tepkiyi besliyor. Konda adlı araştırma şirketi tarafından Türkiye'de vatandaşların Suriyeli sığınmacılara bakış açısındaki değişimi ortaya koymak amacıyla yapılan bir anket çalışmasına göre; 2016 yılında 'Suriyelilerle aynı evi paylaşırım' diyenlerin oranı yüzde 14 iken, bu oran 2019 yılında yüzde 7'ye geriledi.
Vatandaşlar arasında Suriyelilere olumsuz bakışın çok yükseldiğini gösteren ankete kısaca göz atalım:
Suriyelilerle aynı apartman, komşu veya arkadaş olabilirim' diyenlerin oranı yüzde 41'den yüzde 21'e gerilerken; 'aynı mahallede yaşayabilirim' diyenlerin oranı da yüzde 57'den 31'e düştü. 3 yılda Suriyelilerle aynı şehirde yaşamak isteyenlerin seviyesi ise yüzde 72'den yüzde 40'a geriledi. Bu durum toplumda artık Suriyeli sığınmacılar konusunda derin fay hatları oluştuğunu gösteriyor. Bu konuda acil tedbir alınması gerekiyor.
Anketlere yansıyan toplumda hızla artan Suriyeli sığınmacılara olan tepkiyi önceleri görmek istemese de artık hükümet de geç de olsa görmüş durumda.
İçişleri Bakanı Soylu’nun bu konuda yaptığı açıklamaları hepimiz biliyoruz.
Suriyeli sığınmacıların oturum izni olan şehirlerde yaşamalarına izin verileceğini açıklayan İstanbul Valiliği, İstanbul'da oturum izni olmayan Suriyeli sığınmacılardan 20 Ağustos tarihine kadar kenti terk etmelerini istedi.
Ancak problem kangren olana kadar beklenildiği için çözüm kolay olmayacak gibi görünüyor. Zira 7-8 yıldır İstanbul'da yaşayan Suriyeli sığınmacılar, kenti terk etmek istemiyor.
Bir taraftan ülke içinde kentlerde kontrolsüz bir şekilde yaşayan Suriyeli sığınmacılarla ilgili ne yapacağına karar vermeye çalışan Ankara, diğer taraftansa Suriyeli sığınmacı kamburunun Türkiye'nin sırtına yüklenmesine neden olan 'açık kapı' politikasına son verme hazırlığında.
Bu bağlamda İngiliz Guardian gazetesi, Türkiye'de son haftalarda başlayan Suriyelilere yönelik gözaltıların boyutunun ve hızının, onlara yönelik açık kapı politikasının tamamen değiştiğinin işareti olduğunu yazdı.
Ülkemizde bulunmalarıyla büyük sorunlara neden olan Suriyeli sığınmacılar, giderken de Türkiye'nin kucağında başka sorunlar bırakacaklar gibi görünüyor. Guardian gazetesine konuşan Suriyeli sığınmacılar, 7-8 yıl ekmeğini yedikleri Türkiye'nin aleyhine sonuçlar doğuracak açıklamalar yapmış.
Türkiye'den Suriye'ye sınır dışı edilmiş bir Suriyeli, gazeteye önüne Türkçe yazlarla dolu kâğıtlar konulduğunu ve yanında tercüman dahi olmadan bunları imzalamaya zorlandığını ifade ederek, zorla sınır dışı edildiğini ifade etmiş.
Yine gazeteye 8 günlük gözaltının ardından İdlib'e gönderildiğini anlatan 25 yaşındaki başka bir Suriyeli, "Korktum ve önüme konulan kâğıtları imzalamak zorunda olduğum hissine kapıldım" diye konuşmuş.
.
necdetbuluz@gmal.com
www.facebook.com/necdet.buluz