Ankara’da yapılan üçlü zirvede gerek Rusya Devlet Başkanı Putin gerekse İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Suriye’ye bir askeri operasyon hazırlığı içinde olan Türkiye’yi uyarmış ve “ Esad ile işbirliği yaparak böyle bir operasyona adım atılabilir. Aksi takdirde, bir devletin topraklarında böyle bir operasyona karşıyız” demişlerdi.
Aynı toplantı sonunda üç ülke Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmuş, Amerika’nın Suriye topraklarını terk etmesi gerektiğinin de altını çizmişti.
İstenilen şudur:
Suriye topraklarında yabancı unsurlar bulunmasın.
Rusya bunun dışında. Çünkü Putin “Esad bizi çağırdı” diyor. Rusya’yı işgalci ve yabancı unsur olarak görmüyor.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Şam’ın tüm yabancı askeri birliklerin topraklarından çekilmesini talep ettiğini ve karşı önlem alma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Suriye sınırları içinde konuşlanan Amerikan ve Türk askerlerinin ‘hemen geri çekilmesini’ talep etti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşan Muallim, taleplerine uyulmaması halinde Suriye rejim güçlerinin müdahalede bulunma hakları olduğu yönünde uyarıda bulundu.
Suriye’de, IŞİD’e karşı mücadeleyi yürütmek amacıyla bulunan yaklaşık bin Amerikan askerinin yanı sıra, hem IŞİD hem de YPG’ye karşı Türk Silahlı Kuvvetleri de faaliyetlerini sürdürüyor.
Yapılan açıklamalarda da “Amerika ile anlaşamazsak, kendi göbeğimizi keseriz, gereken adımları da atmaktan kaçınmayız” deniliyor.
New York’ta Birleşmiş Milletler’de liderlerin bir araya geldiği Genel Kurul’da açıklamalarda bulunan Velid, “Bizim yetkimiz dışında, sınırlarımız içinde faaliyet gösteren tüm yabancı güçler, işgalci güçlerdir ve bir an önce geri çekilmek zorundalar” ifadelerini kullandı. Velid ayrıca, söz konusu yabancı güçlerin geri çekilmemeleri halinde, Suriye rejim güçlerinin uluslararası hukuk uyarınca karşı bir müdahalede bulunmaya her türlü hakları olduğunu söyledi.
Hemen vurgulayalım:
Bu açıklamaların ve tehditlerin arkasındaki güç Rusya’dır. Rusya’nın bilgisi ve onayı dışında Suriye’nin böyle bir çıkış yapması mümkün değildir.
Türkiye ve Amerika’nın Suriye’deki askeri varlıklarına ve Ağustos ayında devreye sokulan güvenli bölgedeki faaliyetlere de özellikle dikkat çeken Muallim, “ABD ve Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki yasadışı askeri varlığını sürdürüyor” dedi. Geçen yıl, Suriye’deki tüm Amerikan askerlerini geri çekme vaadinde bulunan ABD Başkanı Donald Trump bu kararını açıklamasından kısa bir süre sonra, IŞİD’le mücadeleyi devam ettirebilmek adına belirli bir sayıda askerin bölgede kalmaya devam etmesi gerektiğinde karar kılmıştı.
Öte yandan, Türkiye ile Amerika işbirliği içinde Suriye’nin Türkiye sınırında güvenli bölge oluşturulması için ortak çalışmalarına başlamış durumda. Ancak ABD’nin YPG’ye desteği, Ankara ile Washington arasında anlaşmazlık konusu olmaya devam ediyor.
Bugüne kadar güvenli bölge konusunda Türkiye’yi oyalayan Amerika’nın halen yeni oyunlar peşinde olduğunu görüyoruz.
Suriye’deki sıkıntıların giderilmesi yönünde atılacak her adımın Suriye Devlet Başkanı Esad ile yapılacak görüşmelerle çözülmesi gerektiği ortada. Zaten Rusya Devlet Başkanı Putin de, İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu yönde önerilerde bulunmuş ve “Esad ile işbirliği yaparak sorunlarınızı çözün” demişlerdi.
Ortada ortak bir düşman var. PYD/ PKK’lılara karşı eğer Suriye mücadele etmek istiyorsa, ortak düşmanımıza karşı neden işbirliği içinde olmayalım? Önemli olan Türkiye’nin beka sorunun çözümü ve çıkarları değil mi?
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in tehdit dolu açıklamalarını değerlendirecek olursak, Muallim de aslında Türkiye’ye üstü kapalı işbirliği çağrısında bulunuyor.
Bizim için çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa o yönde adımları atmak doğru ve çıkar yoldur.
Geçmişte yapılan hatalar varsa tekrarlamamak ve Türkiye’yi Suriye bataklığından çıkarmanın yolu Esad ile işbirliği ise bundan da kaçınmamamız gerektiği görüşündeyiz.
.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.bulu