İktidar cephesinden sevindiren haberler geliyor:
Dar gelirli ve dezavantajlı grupların gelirinin artırılması, 2 bin TL altında emekli maaşı kalmaması, asgari ücret artışları, alt gelir grubuna vergi destekleri sağlanması çalışmaları yapılıyor.
Bir de şu var:
İktidarda olanlar memur ve emeklinin sıkıntısını biliyor. Pahalılık ve getirdiği enflasyonunun da yükünü hafifletmek için memur ve emekli maaşlarının iyileştirilmesi de gündemde.
Dahası da var:
Artan enerji fiyatları kaynaklı olarak sosyal desteklerin de artırılması planlanırken, AKP döneminde ilk kez emeklilikte yaşa takılanlara sınırlı da olsa avantaj sağlanması yönünde bir çalışma da gündeme alındı. Yapılan çalışmanın sonucunda ortaya çıkacak maliyetlere göre hangi desteklerin sağlanacağına karar verilecek.
Türkiye’nin benzer ülkelere kıyasla güçlü bütçesi, olası bir genişlemeye alan tanıyor. Bütçe açığının GSYH’ya oranı bu yıl ikinci çeyrekte %1.5’e kadar düştü.
Reuters’a bilgi veren yetkililer %20’ye ulaşan enflasyon nedeniyle daha çok etkilenen dar gelirli ve dezavantajlı grupların üzerindeki baskıların azaltılmasının hedeflendiğini belirttiler. Değerlendirilen önlemler arasında enflasyonun üzerinde asgari ücret artışı, dar gelirliler için enerji faturalarında destek sağlanması ve SGK ödeneklerinde memur maaş artışları da yer alacak.
Reuters’a bilgi veren yetkili, “Bütçede şu anda olması gerekenden biraz daha fazla sıkılık var. Şu anda yaklaşık %6’lık bir alan varken %1.5’e kadar düştü açığın/GSYH’ya oranı. Bunun biraz açılması lazım ki bu konuda adım atılacak” dedi ve ekledi:
“Bu kapsamda asgari ücrette enflasyona bağlı olarak (ki belki üzerinde) bir artış ortaya konulacak. Bütçede dar gelirlilerin enflasyondan daha az etkilenmesi için neler yapılabilir bu konuda bir çalışma yapılıyor. Enerjide, SGK ödeneklerinde vs. alınabilecek yükler alınacak. Memur maaşlarına da hatırı sayılır bir zam yapılması gündemde olacak.”
Nitekim Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık bugün, kış mevsimi boyunca ihtiyaç sahibi vatandaşların yakacak ve elektrik giderlerine destek olmak için toplamda 2.5 milyar TL yardım vereceklerini söyledi.
En geç 2023 ortasında yeniden seçime gidecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a olan destek, son dönemde sert şekilde artan gıda ve enerji fiyatları başta olmak üzere son dört yılın büyük bölümünde çift hanede yer alan enflasyonun negatif etkisiyle de azalmış durumda.
Erdoğan’ın da istediği faiz indirimlerine Eylül ayında başlayan Merkez Bankası enflasyonun yükseldiği ve TL’nin değer kaybettiği son iki ayda 300 baz puan indirim yaptı.
Bütçe açığının GSYH’ya oranı 2013’ten 2016 yılına kadar yaklaşık %1 seviyesinde kalmıştı. Düşük kamu borcu bu dönemde Türkiye piyasalarını destekleyen önemli bir unsur oldu. 2017 yılında bütçe açığı/GSYH %1.5 olurken, 2018’de %1.9’a, 2019’da %2.9’a, 2020’de %3.5’e genişledi. OVP hedefi açığın GSYH’ya oranının hem bu yıl hem önümüzdeki yıl %3.5 seviyesinde oluştuktan sonra 2023’te %3.2’ye, 2024’ye %2.9’a gerileyeceği yönünde.
Fitch Ratings Ağustos ayında yaptığı bir değerlendirmede Türkiye’nin bütçe dengesi için “kredi notu açısından güçlü bir alan olmaya devam ediyor” demiş ve 2021 için gelişmekte olan ülke ortalaması olan %5.8’in belirgin altında %3.9 seviyesinde açık beklediğini belirtmişti.
AKP’nin bugüne kadar net şekilde karşı çıktığı emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) da ilk kez bir çalışmada yer alacak.
Bir kereye mahsus olmak üzere, sigorta prim gün sayısını doldurup, emekli olmak için gerekli yaş süresini bekleyenler için, bir düzenleme değerlendirmeye alındı.
Bekleme süresini 2-3 yıl düşürmeyi amaçlayan plana göre, prim gün sayısını tamamlayanlar veya şu anda emekli olmak için 56 yaşını bekleyenlere 2-3 yıllık bir avantaj sağlanması değerlendirilecek.
Sonuç şu:
Bizi yönetenler kesenin ağzını açmaya çalışıyor. Bu da bir seçim yatırımı olabilir mi? Olsun, önemli olan milletin sıkıntısına çözüm bulunmasıdır. Yaralar sarılacak, güzel günler gelecek, yarını umutla bekleyeceksek iyileştirmelerin hangisi kötü olabilir ki?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz