Libya konusunda kafalar karışık. Libya’da Türkiye’nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler’in meşru saydığı Sarraj’ın istifa edeceği haberleri ile ülkede dengeler değişebilir. Bu konuda son günlerde diplomaside yoğun temasların yapıldığını gözlemliyoruz.
Sarraj ile yapılan anlaşmalarımız var. Eğer Sarraj istifa ederse bu anlaşmalarımız geçerliliği kalır mı? Ülkede dengeler değişir mi? Yabancı güçlerce yeni oyunların sahnelenmeye çalışıldığı izlenimini edindik. Bu konuda çok daha dikkatli hareket etmemiz gerekecektir.
Türkiye’nin desteklediği Libya’daki Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin Başbakanı Fayez Sarraj, ekim ayı sonunda görevini devredeceğini açıklamıştı eski Büyükelçi Özülker, Libya’da 3 önemli gelişme olduğuna işaret ederek şunları söylüyor:
“İlk olarak bir ateşkes ilan edildi ve bu kapsamda işler heyetler arasında görüşmeye dönüştü. Bu durum iddia edilen hedeflerin tutulması demek değildi. Sarraj, burada bütünleşmiş bir Libya’nın hükümeti olarak kendini mütalaa etmek istiyor. Ama oraya gelinebilmiş değil. İkinci olarak, ateşkes yapıldı ama kimin eli kimin cebinde belli değil. Tarafsız bölge olarak Sirte ve Cufra’yı ilan etmeye karar verdiler. Bu nereye kadar gider kimse bilmiyor. Üçüncü mesele de mevcut koşullarda doğuda meclis ve diğer taraftan Hafter arasında çok büyük bir anlaşma yok. Sarraj’ın geçici bir hükümet olarak göreve geldiğini biliyoruz. Bu hükümetin kendi içinde de bir güç dengesizliği vardı. Mesela İçişleri Bakanı’nın arkasında güçlü bir aşiret desteği vardı. Bir ara anlaşmazlıktan ayrıldı ancak biz de devreye girerek göreve getirilmesini sağladık. Sarraj’ın önünde iki tercihin olduğunu görmekteyiz.Ya ‘Bu işi yapacak benim, herkes hizzaya gelsin’ diyecekti. Ya da bir noktada istifa etmek suretiyle Libya bütününde çözümü zorlamaya çalışacaktı. Tahmin ediyorum ikinciyi tercih etmek durumunda bırakıldı. Libya’da bundan bir sonuç çıkacağını tahmin etmiyorum. Sarraj’ın yerine gelenler ne yapacak, buna bakmak gerek. Türkiye’nin tek başına Katar’la, Cezayir veya Tunus gibi hiçbir şey yapamayacak ülkelerle başarı kazanması kolay bir iş değil. Türkiye meşru hükümeti desteklemek dışında bir şey yapamaz. Meşru hükümet olmadığı takdirde de yapmış olduğumuz protokolün anlamı kalmaz. Sarraj gider, onun yerine kimin geleceği belli olmazsa, hatta çözümü başka bir noktada gören bir hükümet gelirse, Türkiye cidden zora girer.”
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da konu ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Libya’yla ilişkilerin imzalanan münhasır ekonomik bölge protokolü nedeniyle çok önemli olduğuna dikkat çeken Yavuz şunları söyledi
“Libya ile yaptığımız anlaşma riske girebilir ve bu Türkiye için iyi olmaz. Önümüzdeki dönem nasıl şekillenecek bunu kestirmek mümkün değil. Bizim politikamız Sarraj’a aşırı odaklıydı. İşbirliği doğruydu ama diğer tarafı da dikkatten uzak tutmayan bir yaklaşım içinde olmak gerekiyordu. Fakat biz meseleye öyle bakamadık ve tek taraflı angajmana girdik. Bu tek taraflı bakış ülkemiz için iyi bir sonuç doğurmayabilir.”
Peki şimdi ne olacak?
Yanıtını Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi.
Libya’da Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) Konsey Başkanı Fayez Sarraj’ın gelecek ay sonuna kadar görevini bırakma yönündeki açıklaması Ankara’da yankı buldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Sarraj’ın istifa kararı bizi üzdü. Attığımız adımlarla Hafter’i gerilettik, eninde sonunda kaybedecek” diyen Erdoğan, “Sarraj’dan aldığımız haberler sonrası bizler de kendilerine bazı haberler ulaştırdık. Önümüzdeki hafta bazı görüşmeler olabilir, görüşmelerle birlikte bu işi olması gereken istikamete kavuştururuz” diye konuştu.
Lbya’da Sarraj’ın iktifa edeceği haberleri yayılırken, petrol konusunda da yeni bir gelişmecinin yaşandığı haberlerini aldık.
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, 214 gündür petrol üretimine uyguladığı blokajı kaldırdığını duyurdu.
Hafter'e bağlı "Petrol Tesisleri Muhafızları" adlı milis grubunun lideri Naci el-Mağribi'nin yaptığı açıklamaya göre, "Hafter, Libyalıların hayatın pek çok alanında yaşadığı sıkıntıların sona erdirilmesi ve petrol üretimi ile ihracatının yapıldığı tesislerin altyapısının korunması için liman ve tesislerin yeniden açılması talimatı" verdi.
Libya'nın petrol rezervlerinin yüzde 80'inden fazlasına ev sahipliği yapan doğu bölgelerini işgal altında tutan Hafter, petrolü Birleşmiş Milletler nezdinde tanınan meşru Libya hükümetine karşı siyasi koz olarak kullanmak için 18 Ocak'tan bu yana liman ve tesisleri kapalı tutuyordu.
Ülkede petrolün çıkartılması, işlenmesi, dağıtılması ve ihracatından sorumlu Ulusal Petrol Kurumu, geçen hafta yaptığı açıklamada, liman ve petrol sahalarının kapalı kalmasının 208 günlük bilançosunun 8 milyar 221 milyon dolar olduğunu duyurmuştu.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz