Amerika’nın yaptırımlarına karşılık, İncirlik Üssü’nün kapatılması gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu konuda yaptığı açıklamada “Gerekirse İncirlik ve Kürecik üslerini kapatırız” demişti.
Kilit soru şu:
Türkiye İncirlik Üssü’nü kapatma kararı alırsa sonuç ne olur?
Bu sorunun yanıtını uzmanları veriyor. Biz de bu uzaman kişilerin açıklamalarından sizlere bir demet sunuyoruz:
Kültür Üniversitesi ve Milli Güvenlik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni ile Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, Türkiye’nin üssü kapatma yönünde bir karar almasını “düşük ihtimal” olarak yorumladı.
Köni, bunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nce (TSK) uygun görülmeyeceği yani askeri olarak istenmeyeceği yönündeki görüşünü aktardı. Loğoğlu ise, iki ülke ilişkilerini diplomatik müzakerelerden uzaklaştırabilecek ve Türkiye’ye Avrupa ile Ortadoğu’daki ilişkileri bakımından da zarar verebilecek bir karar olacağını söyledi.
Prof. Dr. Hasan Köni, yaptığı açıklamada, Adana’daki İncirlik Üssü ile Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nü kapatması ihtimalini Türkiye’nin savunması bakımından değerlendirmek gerektiğine işaret etti. İncirlik ve Kürecik’in Türkiye’nin savunması için kurulmuş olduğunu ve Ortadoğu bölgesiyle ilgili görevleri bulunduğunu söyleyen Köni, TSK’nın NATO sistemi dışında kalmayı arzu etmeyeceğini ve Türkiye’nin hali hazırda Rusya’yla da her konuda uyuşmadığını ifade etti. Köni’nin açıklamaları şöyle:
“Kürecik ve İncirlik’in kapatılması, Türkiye’nin savunmasıyla ilgili bir konu aynı zamanda. Bunlar bir takım dış görevler de alabiliyorlar, Ortadoğu konusunda. Asıl kuruluş amacı Türkiye’nin savunması. O dış görevler sonradan özel izinlerle alınıyor. Kürecik de bir NATO meselesi. Benim görebildiğim kadarıyla asker, NATO’nun dışında kalmaktan hoşnut olmayacak gibi gözüküyor. Sebebi; NATO’nun dışında kalındığında Türkiye aleyhine çok değişik gelişmeler olabilir. Öte yandan Rusya’nın, Türkiye'yle ilişkileri belli bir boyutta ancak uyuşmadığı konular da var. Zaten NATO'dan ayrı kalırsa o tür bir gücü ortaya koyması mümkün değil. Senatodan Türkiye aleyhinebir kararın gelmeyeceğini düşünüyorum. Bunu bir karşı diplomatik retorik olarak görüyorum. Nasıl Amerikan Kongresi bu tür bir karar aldığında Amerikan derin devleti sisteme giriyor. Yani Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray devreye giriyor ve bu olay duruyor. Ermeni tasarısında da öyle olacağını tahmin ediyorum. O yüzden biraz piyasalar heyecanlanıyor. Onun dışında gerçek bir boyutta uygulama olacağını zannetmiyorum.”
Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu da, yaptığı açıklamada, Türk – Amerikan ilişkilerinde son dönemde her geçen gün taraflarca zaten sıkıntılı ilişkileri daha da zorlayacak adımlar atıldığını söyledi. “ABD Kongresi’nin attığı adımlar, her iki kanatta (Temsilciler Meclisi ve Senato) Ermeni soykırımı iddiasına ilişkin tasarının kabul edilmesi ve Senato gündemindeki yaptırımlar meselesi gibi. Ankara yönetimi de, ABD Kongresi’nin bu adımlarına tepki vermek zorunluluğu hissediyor” diyen Loğoğlu’nun açıklamalarına da bakalım:
“İncirlik Üssü, Türkiye’nin kendi askeri üssü ama sadece ABD değil NATO üyelerine açık bir NATO askeri üssü. Kürecik Radar Üssü ise, NATO’ya tahsisli bir NATO üssü statüsüne sahip. Ama o aşamaya geldiğimizi düşünmüyorum. Bunun için köprünün altından çok sular akması lazım. Akılcı düşünce itibariyle ABD ile Türkiye’nin bunları görüşmesi gerekiyor. Başkan Trump’ın şu aşamada ABD Kongresi nezdinde yapabileceği pek bir şey yok ama bundan sonrasında gündeme alınacak yaptırım tasarılarını önlemek için ciddi adımlar atması lazım. Türk-Amerikan ilişkileri özellikle bugünkü koşullarda her iki taraf için önemlidir. Bu ilişkilerde kopma olmaması her iki tarafın da yüksek çıkarlarına hizmet edecektir. Eğer üsleri kapatılma yoluna gidilirse Birincisi, Türk – Amerikan ilişkilerini dönülmesi çok zor bir noktaya getirir. İkincisi, sadece ABD’nin değil NATO müttefiklerimizi de rahatsız ettiği üzere Türkiye’nin gün geçtikçe savunma alanında Rusya’ya bağımlı ve gereğinden fazla yakın bir ilişki içerisine girdiği anlamına gelir. Üçüncüsü, Türkiye’nin zaten kırık vaziyetteki Avrupa Birliği ve NATO’daki Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini de olumsuz etkileyecektir. Dördüncüsü de Türkiye’nin Ortadoğu coğrafyasındaki ağırlığı bakımından da olumsuz etkisi olur, çünkü bölgedeki ağırlığı Türkiye’nin batı coğrafyası içerisinde yer alması ve özellikle de NATO üyesi olmasından kaynaklanıyor. Eğer bu algı kaybolursa Türkiye, bugün dış politikada yalnızlaşmış bir ülke olma durumunun da ötesinde ayrıca zayıflamış bir ülke noktasına sürüklenir. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve gerekse Başkan Trump, Türkiye-ABD ilişkilerini sadece kendi eksenlerinde yani iki başkan ekseninde yürütebileceklerini düşünüyorlar. Özellikle de ABD bakımından hiç böyle değil. ABD Kongresi var, düşünce kuruluşları var, lobicilik faaliyetleri var, Amerikan medyası var. Türkiye bakımından belki biraz daha Erdoğan ekseninde yürütülebileceği iddia edilebilir ancak Türkiye’de de kamuoyu ve muhalefet var. Şu anda iki ülke ilişkileri, iki başkan tarafından olumlu yaklaşımla sürdürülmesi yanı sıra diğer kuruluşları da bunun içerisine dahil etmeleri yararlı ve gerekli görünüyor.”
.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz