Gündemimizde yine deprem var.
Art arda gelen depremler gelecekte neler yaşayabileceğimizi ve tehlikenin büyüklüğünü yeniden gündem taşıdı.
Uzmanlar uyarıyor:
“Depremlere hazırlıklı olmalıyız.”
Yapılan açıklamalar şunu gösteriyor:
Türkiye, olası bir depreme karşı hazırlıksız. Özellikle İstanbul’da beklenen büyük deprem yıkıcı ve can alıcı olacak. İstanbul’da beklenen depremin 7,4’ün üzerinde olabileceği hesaplanıyor.
Bir de şu var:
Depremleri bir deprem yaşadığımızda hatırlıyoruz. Sonra nedense hemen unutuyoruz.
Özellikle depreme dayanıklı yapılara önem vermek, dayanıksız yapıları güçlendirmek ya da yıkıp yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Bu konularda hızlı adımların atılması da artık kaçınılmaz.
20 Eylül’de Niğde’nin Bor ilçesinde yaşanan 5,1 büyüklüğündeki depremin ardından, Niğde, Konya, Aksaray ve çevre ilçelerde sık sık meydana gelen yeni depremler endişe vermeye başladı.
AFAD'ın deprem haritasında en güvenli bölge olarak görülmesine rağmen son günlerde sık sık depremlerin meydana geldiği bölgede yaşananları Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan değerlendirdi.
Son günlerde yaşanan depremler hakkında Ercan, “Afrika Anakarası'nın Anadolu ve Ege'yi kaktırma hızı yılda 2 ile 3 santim iken, bugün 5-6 santimetreye çıktı. Konya, Niğde ve Isparta yöresini gerdiği yer ise Kıbrıs dalma batma kuşağı. Bu kuşak Kaş'tan başlayıp, İskenderun'a kadar uzanan bir yay biçiminde. Bunun dışında Suriye ve Irak'ın bulunduğu Arap Ana Kalkanı Anadolu'yu kuzeye kaktırıyor. Bir de İran'dan Anadolu'yu batıya doğru kaktırma güçleri var. Bu güçlerin altında Anadolu gerginliğini atmak üzere kırılıyor. Oluşan her kırığa biz deprem diyoruz. Bu gerilmeler devam ettikçe de bu depremler sürecek” dedi.
20 Eylül'de merkez üssü Niğde'nin Bor ilçesi olan 5,1 büyüklüğündeki depremin ardından dün kentte 4,0 büyüklüğünde yeni bir deprem daha meydana geldi. Niğde'nin yanı sıra dün Konya'nın Ereğli ve Tuzlukçu ilçelerinde de 3,8 büyüklüğünde 2 ayrı deprem oldu.
Deprem uzmanı Ercan, yaşanan ve bundan sonra yaşanabilecek olan depremler hakkında uyarıyor:
“Konya çevresinin yakınında Mut kırık kuşağı ve Tuz Gölü kırık kuşağı var. Niğde'nin de hemen batısından Ecemiş kırığı geçiyor. Ayrıca Niğde'nin kuzeybatısından geçen Hasan Dağı açılma çatlağı var. Ancak bu kırıklar yaşlı olduğu için bunların üretebileceği deprem büyük olmaz. Bunların en fazla üretebileceği deprem büyüklüğü 6 olur. Benim 2005 yılında yapmış olduğum haritada Niğde'nin deprem riskini 6,5'den daha düşük vermişim. Yine aynı şekilde çevre illerde Karaman, Konya ve Aksaray'ın da deprem büyüklüğünü 6,5'dan daha küçük göstermişim. Niğde'de meydana gelen en büyük deprem bundan 80 yıl önce 5,0 büyüklüğünde olmuş. Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü yaşanan deprem ise 5,1 büyüklüğünde oldu. Konya'da ise bugüne kadar oluşan en büyük deprem ise 6,6 büyüklüğünde meydana gelmiş. 6,6 büyüklüğündeki bir depremin yıkıcı gücü ise 8 olur. Oluşan her kırıkla boşalan gerginliğin yaptığı sarsıntıya büyüklük 4,0’dan büyükse deprem, küçükse depremcik diyoruz. Bölgede depremler devam edecek ama bu depremlerin yıkıcı bir etkisi olmaz. En son 2000 yılında Afyon Bolvadin merkezli 5,8 büyüklüğündeki deprem Akşehir ilçesinde de hissedilmiş ve bir caminin minaresinin cemaatin üstüne devrilmesi sonucu 6 kişi vefat etmişti. Konya'da yaşanan depremlerin yaratacağı en büyük sorun ise bölgede obruk oluşumunu hızlandırması olur. “Afrika Anakarası'nın Anadolu ve Ege'yi kaktırma hızı yılda 2 ile 3 santim iken, bugün 5-6 santimetreye çıktı. Konya, Niğde ve Isparta yöresini gerdiği yer ise Kıbrıs dalma batma kuşağı. Bu kuşak Kaş'tan başlayıp, İskenderun'a kadar uzanan bir yay biçiminde. Bunun dışında Suriye ve Irak'ın bulunduğu Arap Ana Kalkanı Anadolu'yu kuzeye kaktırıyor. Bir de İran'dan Anadolu'yu batıya doğru kaktırma güçleri var. Bu güçlerin altında Anadolu gerginliğini atmak üzere kırılıyor. Oluşan her kırığa biz deprem diyoruz. Bu gerilmeler devam ettikçe de bu depremler sürecek.”
Baştan buyana depremleri önemsiyoruz. Bu nedenle de konu ile ilgili yazmaya devam edeceğiz.
.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz