Suriye’de İdlib’de çatışmaların artması, yeni bir sığınmacı tehlikesini ortaya koyuyor. Yapılan hesaplara göre 4 milyona yakın sığınmacının kapılarımızı zorlayabileceğine dikkat çekiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İdlib'de süren çatışmalar nedeniyle yeni bir mülteci dalgasının yaşanacağını ve bunu tek başlarına göğüsleyemeyeceklerini belirterek "Oldu oldu, olmadı kapıları açarız" ifadesi üzerine Avrupa Birliği'nden de bu hafta içinde art arda açıklamalar gelmeye başladı.
Sığınmacı akını görebildiğimiz kadarı ile Amerika’yı hiç ilgilendirmiyor. Yeni sığınmacılarla Türkiye’nin daha da dar boğaza girmesi hedefleniyor. Bu işin içinde Arap ülkeleri de yer alıyor.
Bütün hedef Türkiye’nin ayağa kalkmasını önlemek.
Özellikle Almanya, yeni bir sığınmacı akınından son derece rahatsız.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2016 yılı Nisan ayında yürürlüğe giren mülteci anlaşmasıyla Ege Denizi üzerinden Avrupa'ya yönelen mülteci geçişleri kontrol altına alınırken son dönemde bu güzergâhı kullananların sayısı yeniden artışa geçti.
Yunan adalarında en fazla 6 bin 300 kapasiteli mülteci kamplarında mülteci sayısı yaklaşık 20 bine ulaşmış durumda. Bu yıl geçen yıla göre, Ege güzergâhını kullanan mültecilerin sayısı ikiye katlandı.
Yaz aylarında Ege'deki adalara ulaşan mültecilerin sayısının arttığına işaret eden Avrupa Siyaset Merkezi'nden (EPC) Katharina Bamberg, "Türkiye-Yunanistan kıyısında durumun gergin olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Ege güzergâhını kullananların artması Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki anlaşmanın geleceğini de tartışmaya açtı.
Avrupa Birliği, mülteci anlaşmasına bağlı kalınacağını belirtirken Almanya da Atina ve Ankara ile görüşmeler yaparak yasa dışı yollarla geçişleri engellemek üzere iş birliği yapılmasını sağlamaya çalışıyor.
Alman İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Mayer, 12 Eylül'de konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Türkiye ve Yunanistan ile birlikte, önümüzdeki günlerde ve haftalarda çok yakın istişareler yoluyla, belki de Türk Sahil Güvenliği'ne Almanya'nın yardımı ile daha az mültecinin Ege adalarına gitmek üzere yola çıkmasını sağlayabiliriz" diye konuştu.
Mülteci mutabakatı kapsamında 2016 Nisan ayından bu yana yasa dışı yollarla Yunan adalarına ulaşan bin 90 mülteci yeniden Türkiye'ye geri gönderildi.
Yunan adalarındaki ilk kayıt işlemlerinin çok uzun sürmesi nedeniyle bu sayının çok daha yüksek olabileceği tahmin ediliyor.
Bu kapsamda, Avrupa Birliği ülkelerinde dağıtılmak üzere 23 bin Suriyeli'nin de kabul edildiği bilgisi verildi. Avrupa Birliği, anlaşma kapsamında Türkiye'deki Suriyeli mülteciler için 6 milyar euro taahhüt etmişti.
AB'nin verdiği bilgiye göre şimdiye kadar 5 milyar 600 milyon euro mültecilere yönelik programlara aktarıldı. 3 milyar 450 milyon euro proje bazlı sözleşmelere bağlandı ve 2 milyar 350 milyon euro da ödeme yapıldı.
İşin özüne de bakalım:
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin ana hedefi Avrupa’ya geçebilmektir. Bunun için de durumu uygun olanlar çeşitli yollardan önce Yunanistan’a ardından da Avrupa’ya geçmeye çalışıyor.
İşte, AB ülkelerini en fazla rahatsız eden konu da budur.
Türkiye’nin sığınmacıların Avrupa’ya geçmemesi için sıkı önlem alması bu nedenle isteniliyor. Türkiye’deki sığınmacılar için de AB fonundan para aktarılıyor.
Şimdi dikkat:
Eğer İdlib’den beklendiği gibi 4 milyona yakın sığınmacı sınırlarımıza dayanırsa artık Türkiye’nin bu yükü kaldırması mümkün değil. BU nedenle Suriye’de güvenli bölge kurulması isteniliyor ve Avrupa’nın da buna destek vermesi bekleniyor.
Yoksa bu kez eskisi gibi olmayacak. Türkiye kapıları açmakta kararlı ve bu da AB ülkeleri için çok önemli bir konu olmaya devam edecek. Bu durum da bölgedeki sıkıntıların katlanarak artması demektir.
.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz