20. yüzyıldan, 21. yüzyıla geçen tek lider şüphesiz ki Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün değeri ve büyüklüğü gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır, günümüzde de toplumlara ışık saçmaktadır. 300 yıldır dünyayı sömüren emperyalizme karşı ilk kez zafer kazanan büyük komutan Atatürk, Osmanlı’nın çürümüş imparatorluğundan yepyeni bir devlet kuran büyük devlet adamıdır, eşsiz kahramandır.
Özellikle Atatürk’ün ölümüyle birlikte başlayan, Atatürk’ten ve laik cumhuriyetten intikam alma girişimleri emperyalist devletler ve yerli işbirlikçileriyle sürmektedir. Eşsiz liderimiz Atatürk’e yönelik saldırıların son dönemde ivme kazandığına tanık olmaktayız. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkan Yardımcısı İngiliz parlamenter Andrew Duff ”resmi dairelerden Atatürk’ün resimlerini kaldırın” demişti. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenteri Arie Oostlander, “Kemalizm, Türkiye’nin Avrupa Birliği önündeki en büyük engeldir” diyebilmişti. CIA eski Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller, “Yükselen Bölgesel Aktör Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabında şunları yazmıştı: “Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir. Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir. Bu devrimin karşısındaki tek güç, Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve tasfiye edilmeleri gerekir.”
Emperyalist güçlerden başka yerli işbirlikçiler de sürekli olarak Atatürk’e saldırmaktadırlar. “İki ayyaş” diyenlerden tutun da, “lanet” okuyanların bile bulunduğu ülkemiz, hızla çağdaşlıktan uzaklaşmaktadır. AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesinin ardından yaptığı değerlendirme konuşmasında, 24 Kasım 1934 tarihli Mustafa Kemal Atatürk imzalı karar için “tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı” ifadelerini kullanmıştı. 24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya’da elinde kılıç ile konuşma yapan Hıyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş şunları söylemişti: “vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar.” Atatürk’ün yaptıkları için “ihanet” diyenlere, “lanet” okuyanlara gerekli tepkiyi veremeyenler, bugünkü hakaretlerin de sorumlularıdır.
29 Mayıs 2021 tarihinde Ayasofya Camisinde “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” kapsamında hafızlıklarını tamamlayan öğrencilerin etkinliğine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da katıldı. Etkinlik sırasında emekli imam Mustafa Demirkan, eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e isim vermeden “zalim ve kafir” dedi. AKP genel başkanı ve TBMM Başkanı dahil bazı devlet yetkililerinin katıldığı etkinlikte açıkça Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığı yapılmıştır ama tepki veren olmamıştır.
Atatürk’e lanet okuyanlar, kafir diyenler düşman işgalini, yıkımları, tecavüzleri ve ölümleri görmezden gelen işbirlikçilerdir. Atatürk’e kafir diyenler, ülkesini düşmana bırakıp kaçan Vahdettin sarayının uzantılarıdır. Atatürk’e kafir diyenler, keşke Yunan galip gelseydi diyen feslilerin, püsküllülerin, İskilipli Atıf ve benzerlerinin torunlarıdır. Atatürk’e lanet okuyanlar, kafir diyenler hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, ahlaksızlık, taciz, tecavüz dışında bir şey üretemeyen, ibadetini bile anlamadığı dilde yapan zavallılardır.
Bu olay üzerine MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, “Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir” dedi. Ama o kırmızı çizginin, kaçak saraya yaklaşırken renk değiştirdiğini unutmuştur. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu olaya tepki vermiş ve emekli imam Mustafa Demirkan’a “meczup” demiştir. Ancak kendi partisinde Atatürk’e “kefere” diyenlere, “Dersim’de katliam yaptı” diyenlere, bölücülüğe pirim verenlere, Fetöyü savunanlara, ikinci cumhuriyetçilere tepki vermeyip, sessiz kalması inandırıcılığının sorgulanmasına neden olmaktadır.
Atatürk’e saldırmak demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırmaktır, Türk devrimine saldırmaktır. Ancak dış ve iç güçler ne yaparlarsa yapsınlar, Türk halkının gönlünden Atatürk’ü silemezler. Kurtuluşun ve kuruluşun lideri, eşsiz Atatürk, Türk milletinin ortak değeridir. Her millet, kurtuluş ve kuruluş dönemi liderlerine saygı duyar. Onlara yapılan saldırılar ve saygısızlıklar hoş görülmez. Ülkeyi yok olmaktan kurtaran, öncülüğünde gerçekleştirilen çağdaş atılımlarla, ülkemizi saygın bir konuma getiren Atatürk’e yapılan saldırı ve iftiralar asla kabul edilemez. Suç oluşturan hukuka aykırı beyan ve saldırıların sorumluları hakkında gereğinin yapılması için Cumhuriyet Savcıları aranmaktadır. Ancak bağımlı yargının bu olay için hiç bir şey yapmayacağını da bilmek gerekir.
7 Haziran 2021